Sonunda okulun ilk haftası bitmişti. Artık sınıftakilere alışmış, yakın arkadaşlar bile edinmiştim. Ama çok kötü bir şey olmuştu.
Iki gün önce Sena ile babamın cafesinde buluşmuştuk. Ve o gün cafede geçen sene bizim Sınıfta olan Ayşegül'ü gördük. Ayşegül o kadar gıcık bir kız ki anlatamam. Biz Sena'yla bir masaya geçip oturduk. Ayşegül de tam arkamızda oturuyordu. Biz Ayşegül'ü takmadık. Ama Ayşegül illa laf atacak ya.
-Ne oldu? Siz buralara gelir miydiniz? Hangi rüzgar attı sizi buraya?
-Bak Ayşegül, bize bulaşmaktan vazgeç yoksa sonun kötü olur. Hadi şimdi uzaaa.
-Yapma ya uzamazsam ne olur??
-Ne mi olur?
-Evet ne olur?
-Ayşegül. Bak sen herhalde anlama özürlüsünün. Sana daha demin "Uza yoksa Sonun kötü olur"demiştim bilmem anlatabildim mi?
-Anlama özürlüsü falan Değilim canım. Asıl bi özürlü varsa o da sensin.
-Peki canım. Ama senin için birazdan olacak Şeyler için üzülüyorum.
(Birazdan başına ne geleceğini bilmiyordu)
Önce telefonumu çıkardım, babamı aradım ama meşguldü. Sonra kapının yanında duran güvenliğe çağırdım.
-Şey.. Bi bakabilirmisiniz?
Güvenlik hemen yanıma geldi ve
-Buyrun Eylül Hanım. Bir sorun mu var?
-Evet. Aslında bi sorun var...Babam odasında mı? Aradım ama meşguldü.
Ayşegül hemen araya girdi:
-Hıı.. Bide havalı olmak için adam mı tuttun? İnanamıyorum sana. Şu anda kendini havalı mı sanıyorsun? Eğer öyle düşünüyorsan yanılı...
Lafını bitirmesine izin vermedim. Tam bir aptalya. Ne adam tutması, ne hava atması? Deli ya resmen deli.
-Hayır canım, hava falan atmıyorum. Adam falan tuttuğum da yok. Aaa dur sen bilmiyordun değil mi? Bu cafenin sahibi kim biliyormusun sen?
-Ne biliyim ben ya. Sanki sen çok biliyosunda..
Güvenlik hemen araya girdi:
-Bana bakın hanımefendi, Kullandığınız kelimelere dikkat edin.
-Allah'ım ya pardon da tamam güvenliksiniz ama sizde herşeye karışmayın.
(Artık kendimi tutamayarak)
-YETERRRRR. Bu cafenin sahibi benim babam. Şimdi güvenlikten hemen özür dile.
Tam bu Sırada babam gelmişti. Geldiği gerçekten çok iyi olmuştu.
-Eylül?
-Efendim babacığım.
-Bu kız geçen sene sizin Sınıfta değilmiydi?
-Evet babacığım. Bu kız geçen sene bizim sınıftaydı.
Babam hemen Dışarı çıktı. Giderken de Ayşegüle «gel» işareti yaptı.
Ayşegül:
-Şey.. Ben gerçekten olanlar için çok özür dilerim. Ben...ben böyle olacağını bilmiyorum. Çok çok özür dilerim. İzninizle...
Sonunda aklı başına gelmişti. Ama babam neden Ayşegül'ü dışarı çağırdı anlayamadım.
Sena ile sorunsuz bir gün geçirmek için dua ettik. Artık sıkılmıştık da. Bir .an önce alış-verişe gitmek istiyorduk. Babamın yanına gitmek istiyordum, ama sanırsam gidemezdim çünkü babam Ayşegül'e çok kötü bakıyordu. Eğer yanına gidersek "Gidin" diyeceğini ikimizde biliyorduk. O yüzden biraz daha oturmaya karar verdik.
:::Babam:::
-Bana bak. Ben sana demedim mi kızımdan uzak dur diye.
-Haklısınız, dediniz.
-O zaman.
-Eylül gerçekten çok iyi biri. Ben onla arkadaş olmak isti...
Tam bu Sırada Eylül gelmişti.
:::Eylül:::
-Baba? Ne oldu?
-Birşey yok kızım. Neyse benim toplantım var,b en gidiyorum oldu mu kızım?
-Tamam Babacığım. Görüşürüz. Aaa.. Şey baba biz Sena ile alış-verişe çıkmak istiyoruz...
-Tamam kızım gidin alış-verişe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
--Eylül'ün Hayatı--
Genç Kız EdebiyatıEylül'ün başından geçen olaylar. Okulun ilk gününde neler yaşadı? Yeni sınıfı nasıl? Ve daha çok şey..