Onu kucaklayamadım. Dokunamadım bile. Çaresizce öyle donakaldım. Yerde öylece yatıyordu ve benim elimden hiçbirşey gelmiyordu. Benim koşarak çıktığımı gören Mahmut amca hızla yanına geldi. Hilal'i görünce omzumdan beni kendime gelmem için sarsıyordu fakat nafile. İçimden birşeyler kopmuştu benim. O eline telefonunu alıp ambulans'ı aradı. Hastaneye geldiğimizde onun gidişini izledim. Adım atamadan. Konuşamıyor ağlıyamıyordum. Onu kısa sürede tanısamda o benimdi bende onun. Bir bütündüm onunla. Hayat arkadaşımdı benim. Mahmut amca beni kenara çekip koltuklara oturttu. Şimdiyse bana uzun bir bekleme düşüyordu.
***
Doktor yanımıza doğru gelince kalkıp bizde ona doğru yaklaştık.
"O iyimi doktor bey."
"Sakin olun beyfendi sanırım tansiyon'u düştü. Açlıktan yada sıcaktan kaynaklanmış olabilir. Biz yinede her her türlü testi yaptırdık. Hiç bir sorun yok. Serum bitince çıkış yapanilirsiniz. Geçmiş olsun"
Derin bir nefes verdim. Ömrümden ömür gitmişti sanki. Mahmut amca sırtıma dostca vurdu birkaç kez.
"Hadi Enes gidip görde için rahat etsin oğlum."
Başımla onaylayıp. Bulunduğu odaya doğru yürüdüm. Kapıyı tıklatıp bir müddet bekledikten sonra içeriden gelen incecik sesle gülümseyerek içeriye girdim. Alışılmış olan hastane kokusuna nazaran onun bulunduğu oda misler gibi kokuyordu. Ben girince toparlanmaya çalıştı. Durdurdum.
"Lütfen. Daha yeni yeni kendine geliyorsun. Hareket etme."
"Ama sizin yanınızda yatmayıda kendime yakıştıramıyorum."
"Lütfen"
Utana sıkıla tekrar koydu başını yastığa. Gülümsedim. İyiki çıktın karşıma. İyiki geldin dükkanıma. Yatağının yanına doğru yaklaştım.
"Nasıl hissediyorsunuz?"
"İyiyim. Sadece hala biraz başım dönüyor okadar."
"Doktor açlıktan tansiyonunun düşmüş olabileceğini söyledi. Aç mısın?"
Mahçup bir çocuk gibi kaçamak cevaplar vermeye başlayınca sıkıştırmalarıma dayanamayıp. Çıkardı ağzındaki baklaları.
"Aslında o kadar heycanlıydımki. Sabah ne yiyim ne içtiğimi dahi hatırlamıyorum. :)"
"Hahahha"
Gülünce utanarak yatağın içine iyice gömüldü.
"Çok mu komiğim :( "
"Lütfen evlen benimle."
Yine o masum gülüş. Yıllarca bıkmadan izleyebileceğim gülüş.
"Eee cevap vermedin?"
"Şimdimi evlenelim diyorsun?"
"Evet şimdi. Doktor çıkabileceğini söyledi. Hastalandığın için Ömer bey'de alel acele buraya geliyor. He? Ne dersin? Bu gün beni okadar korkuttunki. Sensiz bir kaç dakika bile geçirmek istemiyorum."
Başını yavaşca sallayıp onay verince Rabbime binlerce kez şükrettim.
"Ben o zaman hemen nikah için işlemleri halledeyim."
Elim ayağıma dolaşmış odadan çıkarken o, tuhaf hallerime gülüyordu. Mahmut amca benim acale bir şekilden odadan çıktığımı görünce korkup yanıma geldi.
"Noldu oğlum kötü birşey yoktur inşAllah?"
"Mahmut amca ben bu gün evleniyorum. Bu gün Enes'in Hilal'ine kavuştuğu gün. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATIRLARA SAKLI..
EspiritualÖyle güzel seyrediyordu ki denizi. Sanki daha önce hiç görmemiş, doyamamış, hissedememiş gibi. Öyle samimi. Öyle içten. Öyle güzel okuyordu ki kitabı. Sanki dünyadaki son kitapmış misali. Öyle dalgın. Öyle meraklı. Ama sonra yok oluyordu birden. Ki...