Uyandim... cok guzel bir yaz sabahiydi. pencereden iceri yansiyan gunes odayi aydinlatiyordu.. bi dakka bugun kuzenimin dugunu vardi dimi.. hazirlanmaliydim.. eveeet once giyilecek kiyafet secmekle baslamaliyim... ama benim secilecek kadar cok elbisem yok simdi hatirladim onceden belirleyip dugune ozel aldigim kiyafet vardi zaten.. zengin kizlar gibi 100lerce kiyafet icinden kiyafet secmek gibi bir luksum yoktu yani. fakiriz de demiyorum normal sartlar altinda yasiyoruz yani. dugun icin uyumlu bir tulum begenip almistim gecedende utuleyip masaya birakmistim ama simdi giyemezdim saclarimla ugrasmaliydim. maşayi cikardim. sac konusunda ustayimdir tabi. saclarimi guzelce bukle bukle maşa yaptim. evet saçlar hazır. bu arada sadece 14 yaşında olduğum için makyaj yapmadım. sadelik güzelliktir derler ya işte öyle. yaşımdan çok çok olgun bir kızdım. ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayacak zekadaydım. bu yüzden ailem bana gerektiğinden bile çok güvenirdi.hep destek oluyorlardı. neyse işte nerde kalmıştık... saçlarım hazırdı hafifçe beyazlatıcı sürdüm bide renksiz ruj. ailemde hazırlanıyordu bu arada. babannem annem teyzem hepsi bizdeydi düğün için gelmişlerdi kuzenlere yakın olduğumuza göre. sonra akşamdan ütüleyip masaya bıraktığım tulumumu giydim. şimdi hazırdım biraz da evdekileri bekledim hazır olduğumuzda çıktık. kuzenlere doğru yol aldık. akrabalardakı kızlarda benı bekliyorlardı önceden haberleşmiştik. zaten bende öyle ortamlara alışık değilim hiçte sevmem sırf kızlar ısrar ettiği için gittim tabi bide kuzenin hatrı kalmasın dimi.. oraya vardığımızda beni görünce çok sevindiler. ne kadar katı bir karaktere sahip olsamda kız ortamlarında çok samimi oluyodum seviliyordum yani. bide dediğim gibi çok olgun yapılıydım ayrıca karşı cinse karşı çok korumacıydım. yeterince uzak durmaya çalışıyordum. öyle aşk meşk işleri bana tın geliyordu yani. eh arkadaşım neyi anlatayım işte anlıycağın karşı cinse hiiiç şans vermiyordum. aslında güzel ve tatlı bir kızımdır (övünmek gibi olmasın). bu yüzden yaklaşmak isteyenler çok oluyordu tabi ama kimseye şans tanımazdım. aileminde güveni benim için herşeyden önemliydi. neyse arkadaş işte oraya varınca kızların yanına geçtim sohbet filan derken annem beni çağırdı yanına bi çocuk vardı annemle sohbet ediyordu ismi Farukmuş. oraya varınca -Kızım bu delikanlı dayımın torunu. tanışıyormuydunuz? diye annem çocuğu benle tanıştırıyordu.
- Kimin oğlu ki anne? diye sordum.
- Mahir dayı yokmu kızım işte.
- Aaa, nasıl yani sen o'musun?? diye şaşırdım.
- anneannemlerle kasabada kalıyordum. o yüzden beni görmemiş ola bilirsin.
-Haa anladım. Memnun oldum tanıştığımıza... diye gülümsedim.
- Bende memnun oldum :) diye yanıt verdi..
Aslında karşı cinsten kimseye öyle davranmam asla! ama Mahir dayıyı gerçekten çok severim. hatta 2 kızı var biri 21 yaşında biri 15 ikiside ablam gibi çok görüşüyoduk falan ama hiç o oğlanı görmemiştim. kızların yanına dönünce o çocuğun demin dediğim kardeşı nazlı bana baktı sonunda gördün abimi diye sırıttı. nasil benziyormuyuz? dedi.. yanıt veremedim tutulmuştum. ve inanki sebebini ben de bilmiyordum. içimde bir şeyler kıpırdadı. ayıp olmasın ama gerçekten çocuk çok yakışıklıydı. kasabada büyümesine rağmen gerçekten çok asil, bakımlı ve centilmen bi yapıya sahipti. ayrıca çok şık giymişti. kızlar gülmeye başladı. birden kendime geldim. çokta umursamadım ya.. sıradan bişeymiş gibi düşündüm. kızlarla eğlenmeye devam ettim. sonra başımı çevirdim ki balkonda oturmuş bana bakıyor. aklıma gelmişken nazlıya sordum.
- Nazlı abinin kaç yaşı var ki?
- 18 canım.
- hmm..
- İstersen abime seni ala biliriz ne dersin?
- Saçmalama kızım. biliyosun böyle konuları sevmem.. diye tersledim kızı... baktımki, Faruk hala bana bakıyor. gözucu arada bende bakıyordum bakıyormu diye.. ama baktığımı görmesini hiç istemiyordum. sonra aşağı indi bize taraf geliyordu. ne garip, bu seferde kalbime sıcak su dökülüyormuş gibi hiss etdim. yaklaştı ve
- Nazlı, ablam nerde? diye kardeşine sordu.
-Annemlerledir, abi..
Gözucu baktım, bana bakıyordu. ama belli ki, oda benim gibi utanıyor, bakışlarını kaçırıyordu. sonra uzaklaştı. lafı uzatmaya gerek yok arkadaş düğün bitene kadar o gizli gizli bana bakıyordu bense garip bir şekilde buna sert tepki vermiyor, aksine hoşlanıyordum. hatta kaç kere içimden "Nermin, kızım kendine gell napıyosun" diye atarlanıyordum. Ama yinede karşı konulmuyorki.. neyse işte düğün bitti eve döndük. keşke biraz daha görseydim onu :( diye üzülmeye başladım. birimden gerçekten hoşlandığımı katiyyen kabul etmiyordum. edemiyordum.(Hikayenin devami 2. bölümde)
