Ki sen benim çocuk tarafım, sen benim olgunluğumdun. Sen benim en sevdiğim, sen benim en seveceğimdin. Sen benim mutluluğum, sen benim üzüntümdün. Sen benim sevincim, sen benim acımdın. Sen benim siyahımın içindeki beyaz, sen benim beyazımın içindeki siyahtın...
Bakmaya doyamadığım yüzünü bir daha görememekten korktum ben. Kirpiklerini saymaktan korktum. Ki senin kirpiklerin içlerinde bulutları barındıran güzellikler... Uçsuz bucaksız bulutların kirpiklerinde yağmasından korktum ben.
Vücudunun başkasını sarmaladığını görmek istemedim. Dudaklarının başkasını öptüğünü, ellerinin başkasının ellerini tuttuğunu görmek istemem için kör olmam gerekiyordu. Ki sen beni bir gülümsemenle kör etmiştin...
O ellerini, yanaklarını, gözlerini, dudaklarını doyasıya öpmek... Sana kemiklerini kırarcasına sarılmak benim kıyametim, benim ölümüm, benim cennetimdi...
Beynimde hep manalı bir uçurum. Ben senin kenarında durduğun uçurumdan gözlerim kapalı atladım. Sırf senin elini tutabilmek için. Ölürsemde sırf son kez sana dokunabilmek için. Sen ise başkasının ellerini tutup, benim düşmemi izledin... Bir gün karanlığın içinde boğulursan ben hep buradayım. Karanlığında boğulmak bile benim için en büyük zevktir bayım...
Seni seviyorum...