İzmirli'ye Vuruldum

26 4 2
                                    

Akşam olduğunda yemekten kalktık tek tek herkesi öptük ve "biz sahile gidiyoruz"diyerek bahçe kapısına yürümeye başladık.Ahmet enişte yanımıza geldi "kızlar hava karardı tek başınıza gitmeyin ben bırakırım sizi"dedi.Arabaya bindikten yaklaşık 15 dk sonra sahile gelmiştik.Efto hemen koştura koştura cafeye doğru gitti.Ben de arkasından hızlıca yürüyerek yanına gittim.Mekan her zaman ki gibi dolmuş taşıyordu.Berkay bize el salladı ve masamızı işaret etti.Hemen geçtik oturduk.Efto heyecanlı heyecanlı etrafı süzüyorken "kızım ilk kez geldiğin yer mi"dedim."Kız çaktırmadan bak bakıyım Cenk Berkay'ın yanında mı" dedi.Of neden ben?Neyse hemen ayağa kalkıp gözlerimi Berkay'ın olduğu sahneye diktim.Evet Cenk oradaydı göz göze gelince el salladı hatta.Tam o sırada kolumda bir çimdik hissedip acıyla ciyakladım."Kız sen beni deli edeceksin herhalde çaktırmadan dedik gözlerini diktin 2 saat"dedi Efto."Beni böyle kabullen"dedim gülerek.Tam o sırada Cenk te masamıza geldi."Selam gençlik"dedi.Karizmatik bir çocuktu şimdi Allah'ı var ama kesinlikle güvenilir biri olamazdı.Güzel gitar çalıyordu hakkını veriyordu.Eftoyla olurlar mıydı bu gerçekten düşünülecek bir konuydu.Efto elini matmazel gibi uzattı "selam delikanlı"diyince gülmemek için yanaklarımı ısırmıştım.Şu an ki halleri o kadar komikti ki neyse ki Cenk Eftonun elini havada bekletmeyip hemen nazik bir şekilde öptü ve bıraktı.Sonra tabi bir de göz kırptı.Eftonun ağzı 5 karış açılmıştı.Yalandan öksürerek "biz de buradayız dimi"dedim.Cenk eliyle pardon gibisinden bir işaret yaptı ve"kızlar benim sahneye çıkmam lazım size iyi seyirler"diyerek uzaklaştı.Eftoya baktım aptallar gibi görünüyordu aman yareppim o sadece bir erkek kutsal birşeymis gibi büyülenmesi cidden gülünçtü.Ben ne hoşlanmaya ne de aşka inanırdım.Nedeni belki de çocukken reddedilmemden kaynaklıydı ama sanmıyorum 7 yaşındaki bir oğlan çocuğuna kim "benimle evleniymisin"derse o çocuk her halükarda koşarak yanınızdan kaçardı.Garson gelip "bir isteğiniz var mı efendim"diyene kadar derinlere dalmıştım.Efto "ben bir meyveli kokteyl sen ne istersin Niho"diyince biraz düşünüp "portakal suyu"dedim.Tam o sırada omzuma iki kol dolandı hemen dönüp baktım."Kız Nihoooom"diye bağıran çocuk Tankuttu.Evet Tankut en sevdiğim ve en saf erkek arkadaşımdı fakat erkek olmaktan nefret ederdi.O renklerden maviyi sevmezdi pembe veya turuncu severdi.Çocukken tüm oğlan çocuklar arabalarını yarıştırırken, o benim ona verdiğim bebeklerle oynardı.Annesi bu durumu hiç bir zaman kabullenememişti çocukluğundan beri pedagoğa götürüp durmuştu Tankutu.Çok temiz kalpli bir çocuk oldu gözümde her zaman ve nedendir bilmiyorum kız arkadaşlarımdan her zaman daha yakın ve daha samimi olmuştur bana karşı.Tüm dertlerimi dinler her zaman bana yardım eder iyi gün kötü gün demeden yanımda olmuştu.İstanbul da yaşayan tek erkek arkadaşımdı Tankut onun dışında erkeklerle muhattap olmayı sevmezdim."Tankutummm"diyerek boynuna atladım.Sarıldık sıkı sıkı "Kız bismillah ayol daha geçen hafta Istanbuldayken görüşmüştük ya"dediğinde Efto kahkaha atmaya başlamıştı "aa niye güldü şimdi ki bu deli"diyerek Eftoyu işaret edince ben de kahkaha atmaya başladım sonra Tankutta eliyle deli işareti yapıp gülmeye başladı."Se a se a ses 1-2" diyen Berkaya odaklandık.Cenk te yanında gitarıyla hazır olarak duruyordu."Evet değerli çeşme halkı cafemize hoşgeldiniz"dediğinde herkes alkışlamaya başlamıştı.Gelenlerin çoğu izmirliydi turistlerde vardı tabiki ama çoğunluk izmirlilerdi.Berkay eliyle başla dercesine işaret verince Cenk çalmaya başlamıştı.Teoman mevsim rüzgarları ilk parçalarıydı en sevdiğim şarkısıydı Teoman'ın.Bende biraz mırıldanmaya başlamıştım farkında olmadan "mevsim rüzgarları ne zaman eserse o zaman hatirlatirim çocukluk rüyalarım şeytan uçurtmalari" Efto da aynı şekilde mırıldanıyor ken siyah tişörtlü mavi gözlü uzun boylu bir çocuk gelip yanımıza oturmuştu.Elindeki kutu keman kutusuydu masanın altına bıraktı ve bize döndü."Hepinize iyi akşamlar İstanbuldan geliyorum adım Segah"diyerek tek tek elimizi sıktı.Tankut "hoşgeldin yakışıklı beyfendi kimlerdensiniz ne yapar ne edersiniz"diyince hepimiz gülmeye başlamıştık.Segah tebessüm etmekle yetinmisti belki de Tankutumu tuhaf bulmuştu herkes gibi ön yargıyla yaklaşmazdı umarım."Berkayın eski bir dostuyum yaz için cafede iş teklif edince reddedemedim"dedi ve gülümsedi.Tankut kafasını sallayıp "memnun olduk beyfendi"dedi sonra da Efto dedi.Bana baktığında ben "nerelisin" diye sordum."Izmirliyim ortaokul bitince İstanbula taşındık o gün bugündür İstanbuldayım" dedi.Benim nereli olduğumu sormamıştı.Sessizlik olunca Tankut "izmir candır gerisi heyecan bak Nihoma istanbulda büyüdü ama İzmir ruhlu"diyerek beni işaret ettiğinde Segah "adın Niho mu ne kadar ilginç"demişti.Gülerek"hayır tabiki Nihavend'in kısaltılmışı sadece"dedim."Nihavend makamı" duraksayarak "en sevdiğim makamdır"dedi.Gülümseyerek "ben de segah makamını severim repertuarımda mutlaka yer kaplar"dedim."Çok güzel peki ne çalıyorsun"diye sordu."12 yıldır keman çalıyorum"dedim."Desene meslektaşız"dedi gülerek.Tankutla Eftoyu unutmuştuk sanki birden dönüp bakınca aralarında fısıldaştıklarını gördüm.Tek kaşımı kaldırıp napıyorsunuz der gibisinden bakınca "ee Segah isminin anlamı ne" diye sordu Efto.Anlaşılan bizi dinlememişti."Türk Sanat Müziği makamlarından biri"diyerek cevapladı Segah."Arkadaşlar benim sahneye çıkmam lazım sıra bana geldi sanırım"diyerek sahneye gitti.Bana bakarak "Nihavend'le tanışmamız üzerine nihavend longayla başlayalım"diyerek göz kırptı bana.O an ne oldu bilmiyorum kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.Gülümsedim.İzmirliydi,benim gibi kemanistti bunlar onu bana sevdirmiş miydi neydi beni böyle heyecanlandıran? Cafeden çıktığımızda saat 12 ye geliyordu.Segah arkamızdan geldi bana bakıp "Nihavend yarın kemanını alıp gel seninle geçmek istediğim bir eser var "demişti.O an yüzümün yandığını hissettim ama umursamayarak sordum "Hangi eser?" elime nota kağıdını tutuşturup "fırsat bulursan bak yarın 1 saat önceden gel mümkünse"dediğinde kafamı sallamakla yetinmistim.Segah tekrar cafeye girip yanımızdan uzaklaşınca Efto "Sıla'nın dediği gibi İzmirliye mi vuruldun?"diyince sustum cevap vermek istedim ama veremedim.Hala kaş göz yapmaya devam edince koluna vurarak "deli deli konuşma ben sen miyim"dedim gülerek.Evet ben o değilim ama bugün sanki ben,ben gibi de değildim.Eve vardığımızda nota kağıdına baktım.En yukarda bir numara yazıyordu altında da "umarım numaramı kaydedersin kemanist kız"yazıyordu.Yatağa uzanıp telefonumu elime aldım ve kaydettim.Ben böyle bir şeyi normalde yapmazdım emrivaki yapmıştı bense direk sorgusuz sualsiz hem düetini kabul etmiştim hem de numarasını kaydetmiştim.Ne oluyordu böyle bilmiyorum ama ne oluyorsa bilinçsizce düşünmeden şeyler yaptırıyordu bana şimdiden.O sırada Efto odaya pat diye daldı."Bak şimdi tam senlik bir şarkı açıyorum"diyerek telefonunu gösterdi.Sonra kendini yatağa attı.Müzik çalmaya başladı.Benim aklımda kalan 2 kelime vardı."İzmirliye vuruldum."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NİHAVENDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin