2 . Bölüm

31 1 0
                                    

Multi:Furkan
-Birilerine ihriyacım var ama kimsem yok,bunun çaresizliğini bilemezsiniz-

Dışardan gelen korna ve küfür sesleriyle uyandım. Gözlerimi açmaya çalışsamda gözkapaklarım buna itiraz ediyordu.Belki bende uyanmak istemiyordum.  Gözlerim uyumaktan şişmiş olmalıydı. Nerdeyse iki günden beri tek yaptığım şey uyumak.
Ölü gibiyim.

Ellerimle göz kapaklarım ovuşturdum vücudum hala ağrıyordu ama katlanılamayacak kadar değildi  ,aynı hayatım gibi nekadar berbat olsada katlanılamayacak kadar değildi . Düşüncelerime  Karnımın guruldamasıyla son vermiş oldu bir şeyler yemeliydim ama hiç iştahım ve param  yoktu  bende Gölgeye mama koydum ve siyah Converselerimi giydim kapıyı kitledip sağlık ocağının yolunu tutum.

Rapor almalıydım ilk dönemin ortalarında olmama rağmen yedi gün devamsızlığım vardı . Biricik(!)Milli Eğitim Bakanlığımız.lise üçteyim ünevsteye gitme planlarım var  ama bunun hakkında hiç düşünmemiştim.Bir ara bu konu hakkında düşünmeyi kafamı bir kenarına not ettim.

Yoldaki birkaç insanın banada dik dik bakmasına aldırmadan adımlarımı hızlandırdım. En azından çıkmadan önce nekadar korkunç olduğuma bi baksaydım . Acaba e okul fotorafındaki gibi ;
' Türkiyenin en genç seri katili olup.Ilk cinayetini 12 yaşında işlemiş.açiklama olarak "canım istedi öldüdüm"açıklamasını yapış. 7 disi kanıtlanmış 18 cinayet işlemiş . İnsanların kafası ve bağırsaklariyla oyuncak yapıp hunharca oynamış ve etlerini çiğ çiğ ye.. '.
gibimiydim en azından kafaya kese kağıdı geçirip   çıkardım.

Sağlık ocağının önüne gelmiştim.Selim amca ,aile hekimiz genelde rapor almaya geldiğimde ve babamla yaşananları ona anlattığım dan dolayi samimiydik , bir nevi piskolğum ve abim  denebilir

Bir şey  yemeden geldiğim  Kızacğını biliyordum ama  genede kapıyı açıp içeri girdim kimliğimi verip sıramı beklemeye başladım.Şimdiden sıkılmıştım. Hangi akıllı hastanelerden hoşlanır ki?

Canım sıkıldığını yaptığım gibi koridora volta atıp insanları incelemeye başladım. Gözüme ilk  hiçbir mahallede eksik olmayan  şişko itici kendini ve ailesini mükemmel göstermeye çalışan nineler çarptı.Genelde hikaye aynıdır;

Kocasıyla en ufak birşeye kavga ve huzursuzluk çıkarır, çocuklarının o zorda kaldığı  eve ayda yılda birkerede geldiklerinde laf sokmayı ihmal etmeyen burunlarından getiren  , torunlarını anca para ve hediyeler le kandıran hiç birşeyden memnun kalmayan ama komşularınada ballandıra ballandıra anlatmaktan geri kalmayan huysuz dedikoducu nine tipi.

Yüzümde içten dışa  oluşan  iğernme ifadesini silip televizyonun ekranındaki panodan  sıramı baktım. Şim di sıra bana gelicek yavaş yavaş  Selim abinin kapısının önüne doğru  yürüdüm . İçerde hasta çocuk ve arkasından annesi çıktı içimde bi  buruklu oluştu.

İsmimi duymamla Selim abiye döndüm.

"Derin nasılsın?"
" pek iyi görünmüyorsun ama, anlatmak istermisin?"
diye konuşan  konuşan Selim abinin odadaki sedyeye doğru yürüdüm ve herzamanki gibi sedyeye  yattım ikimizde bir şeyleri kurcalama isteğime alıştığından garipsenmiyorduk.
Sedyeye yattıktan sonra dünkü olanları anlattım .

Bana gene ,istediğim zaman evlerine gelebileceğimi söylemişti ama gene ısrarlarınana karşılık kabul etmedim. Selim amcanın evine bikaç defa gitmiştim çünkü durumum çok ağrıdı bikaçkere bayılmışlıgım var . Durumum çok kötü olduğunda anca kabul ediyorum. Çünkü  annesiyle yaşıyor galiba kanserden dolayı karısını kaybetmiş oda kendisi gibi doktor muş ve evlerine gittiğimde çerçeveli büssürü tablo görmüştüm . Sormaya utandim ama galba karısının yaptığı resimlerdi .Karısını gerçekten çok seviyor olmalıydı. Ve sevdiği kadının gözü önünde ölüme bir adım daha yaklaşması karşın sadece onun ölüme yaklaşmasını seyretmişti .

Bunları nerden bildiğime gekirsek onlarda kaldığım zamanda annesi Necibe Teyzeyle muhabbetimizde . Birde onlara gitmek istemememin nir diğer sebebi karısına benziyor olmam. Bu Selim abiyi rahatsız  etmiyo gibi gözüksede rahatsız ettiğine adım kadar emindim.

Çünkü bazen gözleri özlemle bakıyordu bana.
Raporumu aldıktan sonra gene ürkütücü Evimin yolunu tutum .

Eve giderken fırından simit  aldım marketten de kaşar peyniri ,simidi arasına güzel giderdi.

Sadece sekiz liram kaldı off. Şimdi eve gitmek zorundayım. Karnımın doyurup getirdim şeyleri gene çantama tıktım. Ama bir şey eksik...Gölge!!as. Hemen anahtarları alıp dışarı çıktım.
"Gölge!Gölge...pisi pisi..."yere çömelip  arabaların altına bakınmaya başladım yoldan geçen insanlar deli görmüşçesine bana bakıyorlardı ve benden birkaç adım uzaklaşıyorlardı . Ee haksız sayılmaz bende yolda Gölge !diye bağırıp arabaların altına bakan bir kız görsem aynı tepkiyi verirdim . Sanirim.

Allah ım bügünleridemi görücektim Yarabbim ! Ayy
Tek yoldaşımda gitti!!gitti

Gözlerimde yaşlar akarken  evime girdim.sonra masada horul horul uyuyan bir Gölgeyi  karşılaşınca Yüreğimdeki kelebekler uçuşmaya başladı . Kahkaha atmaya başladım hem sinirden ,hem Gölgeyi kaybolmadığını  anlamaktan , hemde mallığıma  , valla ben malım ya . Kendime sövmeyi bitirdikten sonra Gölgeyi de çantama koydum. Anahtarları mı alıp cebine koyduktan sonra kapının önünde patenlerimi giydim. Kapıyı kitleyip 'ayının inine' doğru yavaş yavaş kaymaya başladım.

En sonunda daha fazla oyalanmamak için hızlandım. Hızlanmaz  olaydım.  önüme bi çocuk geçti ,çocuk desemde benimle veya beden bi iki yaş büyüktü ,  ve resmen çocuğa birazcık ,bodoslama girdim.
Ah totomun üstüne düşmüştüm çok fena ağrıyordu. Sonra kendimi düşünmeyi bırakıp çocuğun yanına gittim uff o benden daha fenaydı sanırsam yüz üstü düşmüş,burnu ve kaşığı  kanıyor . Bir müddet bu haline baktım galiba canı yandığından dolayı kaşlarını çatmıştı  ama ona rağmen masum ve çocuksu  duruyordu .

Yaptığım salaklığin farkına varıp çocuğu incelemeyi bırakıp omzunu dürttüm tepki vermedi yoksa beyin kanaması geçirip  benim yüzünden ölmüşmüydü .

Saçmalama canım ufak bi ďüşmeden ne  olcak dimi...dimi?

Göğüs kafesinde bi oynama yoktu nabzını kontrol etmek için parmağımı boyundaki damar koydum  Ohh nabzı atıyordu.ah ne saçmalıyosun.

Ya benim yüzünden sakat kalırsa o zaman ölmekten daha kötü .

Hemen patenlerimi çıkartıp ayakkabılarımı giydim . Bir kolunu alıp omzuma koydum zorda olsa ayağa kaldırdıktan sonra bir taksiye durması için işaret yaptım . Taksici son anda beni görüp durdu ,binlerce kez şükredip taksinin  kapısını açıp ilk çocuğu bindirmeye çalıştım ama kafasını çarptırdım . Kendi beceriksiliğime binlerce kez sövdüm. Taksici en yakın hastaneye gitmesini söyledim
Neyseki hastane yakın olduğundan param yetmişti.

Hastaneye girdikten sonra hemşirelerden birine kısaca durumu açıkladım.  Hemşire endişeli halimi anlamış olcak ki beni sakinleştirmeye çalıştı
"Merak etmeyin küçük hanım erkek arkadaşınıza birşey olmucak şimdi muayene yaparız ama altı üstü kafası çarpmasından dolayı bayılmıştır.Pansuman yapıp istirahat  ettikten sonra  birşeyi kalmaz"dedi
Biraz  olsa rahatladım ama kafamda' erkek arkadaş 'kelimesi kaldı bende hemen

"Yalnış anladınız o benim erkek arkadaşım falan değil ben ona yanlışlıkla çarptım "dedim

neden açıklama ihtiyacı yapma gerği  hissettiğim anlamadı.Nasıl olsa pansuman  yaptıktan sonra bidaha ne ben o kadını görücektim nede o kadın beni.Zaten 'kadında yemezler koçum bizde senin yaşındaydık,çok gördük bunları' bakışı atıyordu yada benim hayal gücümün bir oyunuydu.   

Hemşire çocuğa pansuman yaptıktan sonra
"1-2 saat sonra uyanır,fakat hasthaneden çıktıktan sonrada istirahat edip ağrı  kesici almalı"dedi

ve odadan çıktı.
Nereye götürebilirdim ki hiçbirşey bilmiyorum hakkında
.
.
.

 

Günahsız TohumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin