Minik kalp atışlarını hissedebiliyordum. Ufacık patilerini göğsüme dayamış yatıyordu. Beni sev der gibi gözlerime bakıyor, hırıltı ve nefesle karışık sesler çıkartıyordu. Beyaz tüylerinin üzerindeki hafif gri tonlar, yüzüne ayrı bir hava katıyordu. Öylesine masumdu ki, insanın sürekli sarılıp öpesi geliyordu. Uyku sersemi gibi bir hali vardı. Gözlerini ağır ağır açıp kapatıyor, bir yandan da beni izliyordu. Bir aralık benden beklediği ilgiyi göremeyice başını, yan yana getirdiği patilerinin üzerine koydu. Fakat arada bir yüzüme bakıyor ve sanki " Beni sevmen için hala geç değil" diyordu.
Birlikte böylece sabaha kadar uyuduk. Gözlerimi açtığımda, karnımın üstünde kendini rulo gibi yapmış, patilerini de içine doğru kıvırmış yatıyordu. Uyandığımı hissedince hemen başını kaldırdı ve kuyruğunu sallayarak gözlerimin içine bakmaya başladı. Uzun uzadıya bakıştık. Fakat o bana bakarken gözlerini hiç kırpmamıştı, ben ise buna nasıl dayandığını anlayamayarak yaşaran gözlerimi sildim. Bir müddet başını okşadım. Sanırım bu o kadar hoşuna gitmişti ki elimi çektiğimde hadi bir daha dercesine miyavladı.
