Genç kız telefonunun kilidini açmadan saate baktı. Otobüsünün gelmesi gerekiyordu ama halen daha gelmemişti. Tekrar elindeki kitaba döndü.
"Sevgi yada aşk...
Hangisini istersiniz? Hangisi sizi ömrünüzün sonuna kadar götürür, yeter size?
Aşk dolambaçlı, inişli çıkışlı bir yol. Körü körüne gittiğin, at gözlüğünü bir an olsun çıkarmadığın yol.
Sevgi öyle değil ama... Sevdiğinin yanlışını görünce üzülürsün. Onu uyarmaya çalışır, yapmamasını dilersin. Belki olur belki olmaz ama kendi benliğini korursun.
Aşk, bir bakıma kendi benliğini hiçe saymaktır aslında. Bu yüzdendir ki aşk zehirli bir bal iken sevgi fesleğendir bana göre.
Görünüşü belki bal kadar ilgi çekici değildir ama, kokusuna herşeyi değişebilirsiniz... "
Tam devam edecekken otobüsün sesini duyup başını kitaptan kaldırdı. Kendi otobüsü olduğunu görünce kulağına kulaklığını takıp kitabını çantasına attı ve sıraya girdi.
Akbilini kart okuyucudan geçirip ilerledi. Bu otobüs fazla tercih edilmiyordu. Bu yüzden bayağı boş oluyordu ve az sefer sayısı vardı. Ama genç kız halinden memnundu. Okulda kimseyle sıkı fıkı değildi. Onun için sadece kitapları vardı, birde müziği.
İnsanları asla yargılamazdı, gerek tercihleri gerekse seçemedikleri hayatları için. Bu nedenle, ne kadar babası onun özel bir araçla okuluna gitmesini istesede o inatla otobüsle gidip geliyordu.
Kütüphane başkanı olduğu için erkenden kütüphaneye gidiyor ve ders çalışıyordu. Anne ve babasını seviyordu ama burada, kitapların arasında o kadar huzurluydu ki. Okul kapanana kadar burada duruyordu. Hatta arka taraftaki bir odayı kendine göre dizayn etmişti. Bir çekyat ve birkaç gerekli malzeme vardı bu odada. Bazı geceler çok nadirde olsa burada kalıyordu.
Otobüs okulunun durağına yaklaşırken düğmeye bastı. Otobüs durup kapılarını açtığında hemencecik inip okula girdi.
Kütüphanenin yolunu tutarken hademenin de daha yeni geldiğini gördü ve " Günaydın " diye şakıdı. Onun bu haline alışkın olan hademe ise "Sanada günaydın kızım. " diyip işine döndü. Genç kız kütüphanenin kilitli kapısını açtı ve içeri girdi. Hemen havasız olan odayı havalandırmak için camları açtı.
Birkaç toparlama işinden sonra masasına kuruldu ve kitaplarını çıkarıp çalışmaya başladı.
"Herkes bayrak töreni için bahçeye toplansın... "
Müdür Yardımcısının sesini duymasıyla irkilmesi bir oldu. Kitaplarını kapattı ve çantasına yerleştirip sınıfa gitti. Çantasını sırasına koydu ve bahçeye doğru akın eden kalabalığa karıştı.
Sınıfının bulunduğu yere gittiğinde kimse en ön tarafa geçmek istemediği için kendisi en öne, müdür kürsüsünün önüne geçti.
Biraz bekledikten sonra müdür gelmişti, yanında siyahi bir çocukla. Siyahi çocuğu merakla incelerken diğerlerinin fısıltılarını duydu.
"Ay, iğrenç!Ne diye getirdiler ki bunu buraya?"
"Bu sene ki alay konumuz belli oldu gençler "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHİ (SİYAH SERİSİ-4)
Historia Corta"Neden ağlıyorsun? " "Beyazların yaptıklarını hatırlıyorum. Hiçbir zaman aklımdan çıkmıyor. "Biraz durup nefeslendi ve elleriyle yanaklarındaki yaşları silip, tenine tezat beyazlarının arasındaki harelerle mahcupça bana baktı. "Sen dışarıdan bakıldı...
