ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢ
Aşk nedir?
Sorunun cevabı tam olarak Aşk=Aşık olunan varlıktır diyebiliriz. Bu ne anlama geliyor derseniz açıklayalım:
Gerçek Aşk iki çeşittir Beşeri Aşk (İnsanın bir diğerine aşık olması) İlahi aşk (İnsanın Yaratıcısıa Allah-u Teala'ya olan aşkı) Aşkın olgunluğu ise aşık olanın gözünde cümle varlığın hatta kendi varlığının bile silinmesi ve yalnız aşık olduğu varlığın kalmasıdır. Bunun içindirki Mecnun kimle karşılaşsa Leyla diye seslenirmiş hatta ismini soranlara Leyla olduğunu söylermiş. Bundan dolayı insanlar onu Mecnun (deli) diye çağırır olmuşlar, iyi anlayabilmek için tarihde gerçek aşkı yaşamış olanlara bir bakalım.
Hallacı Mansur namıyla anılır Sofiyye-i aliyye denilen büyük velîlerden. İsmi Hüseyin bin Mansûr, künyesi Ebü'l-Mugis'tir. 858 (H.244) yılında İran'ın Beyzâ şehrinde doğduğu rivâyet edilmektedir. 919 (H.306) yılında ise idâm olunarak şehîd edildi.
Hüseyin bin Mansûr'a Hallâc denilmesine şu olay sebeb olmuştur. Bir gün o, dostu olan bir hallâcın dükkanına girdi. Bir işinin görülebilmesi için onun tavassutunu ricâ etti. Fakat hallâcın gittiği yerden dönüşü biraz uzun sürdü. Geldiğinde; "Yâ Hüseyin! Gördün mü başımıza gelenleri. Senin için bugün kendi işimden oldum." diye söylendi.
Hüseyin bin Mansûr onun endişeli hâline bakarak tatlı tatlı gülümsedi ve; "Üzülme senin işini de biz hallederiz." dedikten sonra parmaklarını pamuk yığınlarına doğru uzatıverdi. O anda henüz atılmamış pamuk yığınları harekete geçti. Kaşla göz arasında, tel tel saf pamuk bir tarafa, kirli ve süprüntü kısmı ise diğer tarafa ayrıldı. Hallâcın gözleri fal taşı gibi açılmış şaşkınlıktan sanki ayakta donmuş kalmıştı. Olay kısa zamanda halk arasında yayıldı. Bu târihten sonra da Hüseyin, Hallâc-ı Mansûr diye anıldı.
Buna benzer bir çok kerametler kendisinnden zuhur etmiştir. Allah-u Teala'ya duyduğu aşk olgunluğu erdiğinde Enel Hak Zâhiren kelime mânâsı; "Ben Hak'ım" demek olan bu sözün hakîki mânâsı: "Ben yokum. Hak vardır." demektir. Nitekim İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabının 2. cild 44. mektûbunda bu husûsu şöyle açıklamaktadır: "O büyüklerin "Her şey O'dur" demeleri, hiçbir şey yoktur. Yalnız O vardır demektir.
Ne varki böyle bir sözün şeriatta cezası idamdır. Bunun için önce yakalanarak hapsedilmiş söyleminden vaz geçmesi için işgence edilmiş yine vazgememiştir onun durumunu bilenler ziyaretine gider çeşitli sorular sorarmış bir tanesi ona sabır nedir dediğinde idam olacağını kast ederek şöyle cevap vermiştir kellen gövdenden ayrılırken of bile dememektir.
Onun içindeki ilâhî aşkı bir başka olup, insanının anlayabilmesinden çok uzaktı. Zaman zaman şöyle derdi:
Dilim dilim bende yürek
Aşk nicedir gel benden sor.
Savrulurum kürek kürek
Aşk nicedir gel benden sor.
Mansur' u asmaya götüyorlardı. Eli ayağı bağlı idi. Gülüyordu. Sordular:
" Bu halde gülmenin vakti midir?"
"Kurban yerine giderim diye gülerim" dedi. Şu şiiri söyledi.
Ol Aşık'ı sermesti dar ağacına irişdirdiler. Evvel merdiveni öptü. Sonra ayağını bastı.
"Merdiveni niçin öpersin? " dediler.
"Erenler miracı asılmaktır" dedi. İki elini kaldırdı ve yüzünü kıbleye yöneltti. Münacatla meşgul oldu
İdama götürülürken sordular aşk nedir?"
"Üç gün ne görürseniz odur" diye cevap verdi. Enel Hak demekten geri durmadı.
Birinci gün, öldürdükleri, ikinci günü ateşte yaktıkları, üçüncü günü külünü göğe savurdukları görüldü.
Hüseyin bin Mansûr'a benzer söylemleri ile bir diğer aşk adamına bakalım;
