Uuuuuup uzun bir aradan sonra buradayım.
Garip...
Bir yorumu okudum ve bir anda 7RÖ'yü okumak istedim. Farkettim ki, oldukça iyi bir iş çıkarmışım ve artık eski benliğime dönüyorum bu yüzden yeniden fic yazmak istiyorum.
Hayatım hep yarım yamalak. Hiçbir şeyi bitiremedim ben. Hayallerimi gerçek olmasını isterken, hayalken daha güzel olduklarını unuttum ve kendimi gerçekliğe kaptırdım. Büyük bir hataydı. Neyse sonuçta buradayım ve bu bölümü yazıyorum. Umarım beğenirsiniz ^^
*
Kırmızı - Kim Jong In
Turuncu - Oh Sehun
Sarı - Zhang Yixing
Yeşil - Do Kyung Soo
Mavi - Wu Yifan
Mor - Kim Jong Dae
Pembe - Byun Baek Hyun
.
.
~ * ~
"Taehyung?!" Şaşkınlığımı durduramıyordum. Bunca yıl sonra onu görmek ve hiç demişmemiş olan gülüşü beni uzun zamandır harekete geçmemiş bir duygumu uyandırmıştı.
Kendimi onun kollarında hissettiğimde ona ne zaman sarıldığımı bile hatırlamıyordum. Refleks olarak direk kollarına koşmuştum. Taehyung'unda aynı şeyi yaptığına emindim.
"Burada ne arıyorsun?" Kollarından uzaklaşıp suratına bakarak sordum. Hala gülümsememi durduramıyordum.
"Büyük annen öldüğünden beri seni görmeye hiç gelemedim. Sanırım görüşmek bugüneymiş." Bunları dedikten sonra bana tekrar sarıldı. 5 yıldır görmediğim kardeşime buluşmak gibiydi bu his. Aslında, bir bakıma da öyleydi. Taehyung yüzüme bakmak için beni bir kez daha bıraktığında Mor beni kendine çekti. Mor'un yüzüne baktığımda Taehyung'a karşı sert bir ifadesi olduğunu gördüm.
Kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Ondan uzak dur, bir şeyler yanlış hissettiriyor."
Anlamaz bir şekilde baktım. Bana emir veremezdi, bu birincisi. İkincisi ise ben onun prensesiydim, o benim değil -gerçi prenses de olamazdı- ama ne derse desin Taehyung'a güvenim sonsuzdu çünkü onu küçüklüğümden beri tanıyordum. 2 günlük bir şövalye asla onun yerini alamazdı.
"... Bir sevgilinin olacağını düşünmemiştim." Beynim sorun veriyordu. Yarı açık bir ağızla ona baktım.
"Efendim?" Ağzımdan kelimenin çıkması ile Taehyung tamamen kırmızı olmuştu.
"Ah... Öz-" Tam Taehyung konuşmaya başlayacakken dediğinin ne demek olduğunu anlamıştım . Sesim kontrolden çıkmıştı.
"JONG DAE VE BEN Mİ?" Jong dae'yi parmağımla işaret ettim. "Ah, hayır. Hayır... Bunu düşünmen bile yanlış. O sadece..." Beni korumak için başka bir alemden -benim prenses olduğum alemden- gelen 7 şövalyeden birisi. "Arkadaşım." Aradaki nefes almam şüpheli gözükmüş olmalıydı.
"Pardon... İyi." İyi mi? Ayrıca... dediği cümlede başka bir mana daha vardı.
"Bir sevgilinin olacağını düşünmemiştim."
"Benim sevgilim olamaz mı?! Ben kız değil miyim, ha?!" Taehyung'un kafasına vurdum. Gülmeye başlamıştı.
"Hayır, bu huylarından dolayı bir erkeği tavlayabileceğini düşünmemiştim." Taehyung... Beni daha çok sinirlendiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Renkli Öpücük
FanfictionHani hikayelerde gökten ana karaktere 3 şey düşer ve hayatı değişir. Onu büyük maceralar bekler... Ben böyle şeylerin kitaplarda olacağına inanmıştım. Ki eminim sizde öyle inandınız yada inandırıldınız. Ben, Han Sang Byung ve 17'inci yaş günümde ina...