Uzun bir aradan sonra buradayım ^^ He-heyyy!! Konuşmadan başlıyorum ^^
Kırmızı - Kim Jong In
Turuncu - Oh Sehun
Sarı - Zhang Yixing
Yeşil - Do Kyung Soo
Mavi - Wu Yifan
Mor - Kim Jong Dae
Pembe - Byun Baek Hyun
Keyifli okumalar ^^
.
.
.
* ~~~ * ~~~ * ~~~ *
.
.
.
"Bu ne işe yarayacak demiştin?" Elinde tuttuğu demir bilekliği işaret ederken yataklardan birine oturdum.
"Nasıl açıklasam ki? Bir bakıma sizin ruhunuzu emecek."
"Ruhumu emmek mi? Kulağa beni öldürecek gibi geliyor." Tehlikeli değildir... Değil mi? Kırmızı sanki aklımı okumuş gibi konuştu.
"Merak etmeyin çok tehlikeli değil ama yine de bizsiz hiç bir şey yapamayacaksınız bundan eminim."
"Peki bu bilekliğin amacı ne? Niye böyle bir ceza aldım ki?"
"Sang Byung, anneniz Kraliçe sizi terbiye etmek istiyor. Yani... Şey... Sizin davranışlarınız biz şövalyelere karşı biraz yanlış. Açık konuşmam gerekirse biz eğitim alırken sizden hiç böyle tepkiler beklemiyorduk. Şövalyelerinize nazik olmalısınız ve gerçekten yardıma ihtiyacınız olmadığı sürece onları kullanamazsınız. Onlar aslında Prensesin en ya-" Cidden bu çocuk çok fazla konuşuyordu. Bununda mı eğitimini almış acaba?
"Neyse ne. Anladığım kadarıyla bu bileklik beni yoracak ve sizde bana yardım edeceksiniz. Doğru mu?"
"Bir kısma doğru. Siz yardım istemedikçe yardım edemeyiz."
"O neden?!"
"Bir Prenses gururunu ve onurunu ayaklar altına alabilmelidir. Yardıma ihtiyacınız olduğunda bunu dile getirmelisiniz. Bu cezada en büyük derslerden birisi bu." Bu ceza işi canımı sıkmaya başlamıştı.
"Peki ceza süresi ne kadar?"
"Siz bir kaç ders alana kadar."
"Ne dersi?!" Ah, bu iş gerçekten ama gerçekten can sıkıcıydı.
"Dersleri kendiniz çıkarmalısınız. Eğer biz söylersek manası kalmaz." Kırmızı sinsice bana gülümsedi. Evet sıkıcılık seviyesi gittikçe yükseliyordu.
"Tamam, her neyse. Hadi bilekliği tak." Kolumu ona uzattım. Ama hiçbir şey olmuyordu. Sonra o tarafa baktığımda Kırmızı'nın bilekliği uzattığını gördüm. "Takar mısın dememi mi bekliyorsun?" Kırmızı hızlıca başını aşağı yukarı onaylarcasına salladı. Yüzünde bu işten zevk aldığı belliydi. Oturduğum yerden kalkıp bilekliği hızlıca kaptım. Kırmızı'nın kulağına yaklaşıp tek bir kelime fısıldadım. "Asla~" Kırmızı'nın tüm vücudundaki titremeyi fark etmiştim. Onu tahrik etmiştim. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Arkamı dönüp bilekliği açtım ve bileğime taktım. Ama ucunu bir türlü birleştiremiyordum. Kırmızıya tekrar döndüm. "Kırmızı!" Bana kırmızı renk suratı ile döndü. Koyu teninde bile kızardığı belli oluyordu. "Yardım eder misin~"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Renkli Öpücük
FanfictionHani hikayelerde gökten ana karaktere 3 şey düşer ve hayatı değişir. Onu büyük maceralar bekler... Ben böyle şeylerin kitaplarda olacağına inanmıştım. Ki eminim sizde öyle inandınız yada inandırıldınız. Ben, Han Sang Byung ve 17'inci yaş günümde ina...