Bugün günlerden cumartesi, okul yok rahatça uyuyabildim, uyandığım da saat 10:00 idi. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa kahvaltı hazırlamaya gidecektim ki telefonum çaldı arayan Berk'ti;
-- Günaydın Melis.
-- Günaydın Berk.
-- Bugün buluşalım mı?
-- Olur Saat kaçta?
-- 13:00 gibi sitenizin önünde olurum.
-- Tamam görüşürüz Berk.
-- Görüşürüz Melis.
Telefonu kapattım. Annem aklıma geldi ve annemi aradim.
-- Alo Anneciğim dedem nasıl oldu?
-- Biraz daha iyi dün yoğun bakımdan çıktı.
-- Anne, bende Ankara'ya gelmek istiyorum.
-- Hayır kızım, derslerinden geri kalma.
-- Ama Anne, birkere görseydim dedemi.
-- Hayır kızım, olmaz dedim sana zaten deden iyileşti. Neyse benim dedene bakmam lazım.
-- Tamam anne,öpüyorum bye.
-- Tamam canım görüşürüz.
Telefonu kapatıp kahvaltı yaptım. Evi biraz toparlayıp odama giyinmeye çıktım. Giyinirken dedemi düşünüyordum. Biraz da olsa iyileştiğine çok sevindim. Dedem de vefat ederse Ankara'ya gitmek için hiçbir sebebimiz kalmayacak. Babamı kaybettikten sonra dedemi de kaybedemem. Birden aklıma Berk geldi. Saate baktım. Berk'in gelmesine 10 dakika kalmıştı. Saçlarımı tarayıp, çantamı aldım ve evden çıktım. Evden çıktığım da Berk kapının önündeydi. Beraber yürümeye başladık. Buğra karşıdan geliyordu.
-- Selam Melis
-- Selam
-- Nereye böyle ?
-- Berk'le dışarıya çıkacağız. Pardon sizi tanıştırmayı unuttum. Buğra, Berk benim yakın arkadaşım. Berk, Buğra'yla daha yeni tanıştık. O da bu sitede oturuyormuş.Berk, Buğra'nın elini sıkmak için, elini uzattı. Ama Buğra pek memnun görünmüyordu. Zorla Berk'in elini sıktı.
Buğra konuşmaya başlayınca yüzümü ona çevirdim.
-- Bende bugün cumartesi okul yok, beraber takılırız diye düşünmüştüm. Sana sormadan program yaptığım için özür dilerim.
-- Sorun değil. Akşam buluşabiliriz.
-- Tamam o zaman her zaman ki yerde.
-- Tamam
Buğra, Berk'e ters bir bakış attıktan sonra gitti. Neden Berk'e öyle davrandığını anlayamadım. Berk çok iyi biri aslında. Ben kendi düşüncelerime dalmışken Berk seslendi. Beni düşüncelerimin arasından çekip aldı.
-- Arabaya binmeyi düşünmüyorsun herhalde.
-- Pardon, düşüncelere dalmışım.
-- Hadi arabaya bin.
-- Ee napacaz bugün?
-- Bilmem ki senin istediğin bir yer varsa gidelim Meliscim.
-- Aklımda bir yer yok. Sen bilirsin.
-- Sahile gidelim o zaman olur mu ?
-- Olur
Sahile vardık. Bir bankta oturduk. Berk, Buğra hakkında sorular sormaya başladı.
-- Buğra'yla nasıl tanıştınız ?
-- Geçenlerde bizim sitenin parkında biraz oturdum. Sonra eve gitmek için toparlandım. Arkamı döndüğümde bana bakıyordu. Konuştuk, tanıştık.
-- Tuhaf bir çocuk.
-- Bende pek tanımıyorum ama iyi birine benziyor.
-- Neye hadi kalk eve gidelim.
Oradan kalktık. Eve bıraktı beni. Odama çıkıp duş aldım. Kurulandıktan sonra pijamalarımı giydim. Saçlarımı gelişi güzel topladım. Aşağı inip cips ve kola aldım. Tabiki birde kitap aldım. Salonda oturdum. Cips ve kolayı bir güzel tükettim. Sonrada kitabımı okudum. Uykumun geldiğini farkettim aslında uykum her zaman vardır. Biraz uyuyup sonra Buğra'yla buluşurum diye düşündüm ama vazgeçtim. Çünkü uyursam uyanamam. Buğra'ya ayıp olur. En sonunda uyumamaya karar verdim. Cips paketini ve kola bardağını mutfağa bıraktıktan sonra ellerimi yıkadım. Odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Saçlarımı taradım ve çantamı alıp evden çıktım. Basketbol sahasının yanındaki parkta oturdum. Buğra'yı beklemeye başladım. Yarım saat oldu hala gelmedi. Telefonum çalınca çıkarıp kim olduğuna baktım. Buğra arıyordu. Hemen açtım.
-- Melis kusura bakma gelemedim, annem çok hasta şuan hastanedeyiz.
-- Çok geçmiş olsun. Görüşürüz
-- Görüşürüz
Bende oradan kalktım. Evime gittim. Odama çıktım. Kıyafetlerimi soyup yeniden pijamalarımı giydim. Uyudum...Hatice ÇAVCI - Merve İmren OT
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Dost
Teen FictionBaşka gezegenlerde hayat var mı diye merak ederiz, sanki bu gezegende yaşamayı becerebilmişiz gibi.