Adam ertesi gün yine aynı yerde. Bir kaç paylaştığı kafiyesiz şiiriyle, kendine ilham kaynağı olmuş, ve yine aynı kahvenin gereksizlikleriyle. Gereksizliklerin hapsetme özelliğinin farkında olmadan devam eder yaşamaya.
Sonra bir kadın yavaş bir şekilde karşısında ki masada yerini alır. Kıvırcık saçları, beyaz gömleği ve dekoltesi, baştan sona yırtık tarzda siyah pantolonu, kendisinden emin tavırlarıyla etrafı sessizce süzmeye başlar. Kadın seksiliğini doğru şekilde vurgulamakta. Kollarını masanın üzerinde birleştirerek göğüslerini ortaya çıkarır. Rahatsız edilmeden bakılmasını istercesine. Adam farkettirmeme gayretiyle kadının seksiliğine dalar, kafasının içindeki itiraf edemediği fantezileriyle.
Oysa yine bilir kadının umrunda değildir. Kadın besbelli bakılmaya ve istenmeye doyamamış. Oysa kadının masasında dört kız daha vardır. Fakat kadın diğerlerine gelecek ilgiyi kendi üzerine çekmekte usta. En güzel olmak, en gösterişli şeylere sahip olmak ve bunlarla üstünlük kurmak kadın için çok önemli. Ve adam az çok bunların farkında. Fakat kadının kendisini doyurabileceği düşüncesinde hapsolur adam. Ve her zamanki gibi sessizce bakar, imrenir. Tek tesellisiyse kadının kendisine gelmesidir.
Bir grup kadının olduğu yerde olan Sinsilik, kıskançlık, dedikoduculuk onlarında arasında.
Güzellik para ediyor mu oysa? Yaşlılıkta sevilebilinecekler mi?
Yoksa erkekte para, kadında ihtiras ve şehvet varsa mı evlilik gerçekleşir?Adam sakallarını düzeltip bir sigara yakar kahve yalnız kalmasın diye. Oysa kahvenin yalnız kalmaması düşüncesi teselli de değildir kendisine. Teselli olmak nedir ki? "neden insan teselli olma gereği hisseder" der adam kendine. Bunca ızdırap, konuşulmadan biter mi? Bir iki cümle yeter mi teselli olmaya! Takma değince her şey yoluna girer mi?
Sonra tekrar kadına odaklanır adam sigarasını söndürüp kahvesine uzanırken. Film karesi gibi bir sahne. Adam hayal kurmaya başlar: ışıklar söner. Evdedir, kadın omuzlarında, adamın elleriyse kadının saçlarında. Kadın mutludur ve adamı öper, adam sakin görünmeye çalışır, oysa kalbi çıkmak üzere, adam kadına dokundukça kalbinin ritmi hızlanır, hızlanır, hızlanır ve daha da hızlanır. Adam doyamaz kadına ve daha sıkı sarılmak ister, daha da sıkı.
Kadın kendinden geçmek ister, dokunuşlarıyla bunu hissettirir ve adamı ayartır kadının arzulu ateşi ama yatağa geçmek istemez. Adam bilincini kaybeder, hormonlarıyla bir savaştadır o an aslında. Akıl ve duygular, farklı istekler ve arzular. Adam kadını tahrik etmek için tüm yolları dener. Kadının ensesinden kavrar ve öper, diğer elinin parmak uçları kadının belinde.
Sonra kendine gelir adam çevresine bakar ve kahvesiyle bir paket sigarasının kendini beklediğini görür.
Adam bir sigara daha yakar ve farkeder ki hala yalnız ve uçkuruğuna sahipsizdir.
Hayalleri gerçeklikten uzak bir tatminkarlık içerisinde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kentin Soysuzu
Short StoryAdam eksikliklerine dalar. Tipi eksik midir aslında? Hiç tarif edemez kendini, tarifi bilir ki midesini bulandıracak. Adamın isteği kasık mı sevgi mi aslında? Düşününcesinde arzular olabilecek her kadını, ama sevgi olmazsa ne kadar tatmin edecek ken...