BAŞLANGIÇ

267 29 22
                                    

Her zaman olduğu gibi bulaşmıyordum onlara. İtip kakılan ben oluyordum. En sonunda yeter dedim kendimce ve onlara uydum. Sonunda mı?
Okuldan şut...
Ben Hande IRAZ. 17 yaşında,sevimli biraz klişe ama renkli gözlü falan filan. Lise son sınıfta okuyorum. Okulda genelde sessiz olduğum dolayısıyla hiç sevilmem. Babam ve annem ayrı. İkiside başka insanlarla evli. Katlanamadığım Gülşah var başımda. Üvey annem(cadı). Her gün mütemâdiyen hakaret ve iftira yediğim 25 yaşındaki annem(!) Mutlu muyum diye soruyorsanız cevabı hayır. Şu anlık.
• • •

Eve geldiğimde babamın söylemiyle müjde bekliyordu beni. Gülşahın o mide bulandırıcı bakışları karşısında kendimi acıdan kıvranmakta olan bir solucan gibi hissediyordum. Birazda ezik. "Yeni okul işin halloldu prenses" yeni okul mu? Bu kadar çabuk muydu? "Şaşırtıyorsun beni baba" dedim ve ne dediğimi anladığını umuyordum. Kafamdan aşağı kızgın yağlar dökülmüş gibi hissediyordum. "Yarın başlıyorsun"
İçimde biraz heyecan biraz da korku vardı. İnsanlarla kolay arkadaş olabilen bir insan değilimdir. Seçici ve dikkatliyim ve bu özelliğim hep başıma belayı sarmıştır. Ilık bir duşa girdim ve yarını beklemek üzere yatağıma uzandım. Kafamda milyon tane düşünce birbiriyle çarpışırken gözlerimin kapandığını farkettim ve o dolu kafamı boşluğa bıraktım...
• • •

Sabahın ilk saatleriydi. Uyandığımda saat 06:03'ü gösteriyordu. Ellerimle gözlerimi kırpıştırırken içimden günün güzel geçmesini diliyordum. Kalktım ve bir hışımla banyoya doğru yol aldım. Kendimi "yeni okula" hazır hissediyordum. Kendimce hayal ve düşünce üretirken Tolga Bey'in - babama Tolga Bey demek hoşuma gidiyor - bana seslenişini duydum. İrkildim ve salona inmek üzere merdivenlerden usulca süzülüyordum. Hazırdım. Okula doğru gidiyorduk. Yol geçmek bilmiyordu ve sonunda, o kırık hayaller ülkesine gelmiştik. Şimdilik.

Babam ve Gülşah benden önce girmişlerdi okula. Aval aval etrafıma bakarak okul merdivenlerinden çıkıyordum. Karşıdan inen çocuklar arasında biri dikkatimi çekmişti güneş kızılı saçları,kehribar taşı gibi gözleri beni benden almaya yetmişti bile. İlerlerken çocuğa bakmadım ama onun bana baktığı 500 mil uzaklıktan bile belli oluyordu,hissediyordum. Her ne kadar dikkatimi çekse de kendimi alıkoymalıydım. Yavaşca merdivenleri çıktım ve sonunda müdürün odasının önündeydim. Bu kapı ardında beni yeni umutlar bekliyordu,hazırdım. Kapıyı tıkladım ve içeri yöneldim.
Tolga Bey lafa atıldı. "Müdür bey kızımız Hande." Kızımız demesinden nefret ediyordum. Ben Gülşah'ın kızı değildim. "Merhaba" dedim isteksizce. "Okulumuza hoşgeldin küçük bayan. Seni sınıfına götürmek üzere müsait olan bir hocamızı çağırayım." Kelimenin tam anlamıyla hazırdım. İki-üç dakika sonra kapı çaldı ve içeriye kaslı,uzun boylu,yakışıklı mı yakışıklı bi hoca girdi. Beni alıp sınıfa doğru götürdü. Sınıftan içeriye girdiğimde bir tek onun yanı boştu. Evet! O! Usulca yaklaştım ve oturdum. "Merhaba melek,ben Giray ARIKAN. Adın ne?" Sululuk istemiyordum. Cevap vermedim,üsteledi.
"Hande" dedim. "Hande IRAZ." konuşmak istemiyordum. Korkuyordum. Gözlerine baktığımda kendimden geçmekten korkuyordum.

KIZIL GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin