Bölüm 3

114 4 0
                                    


Arkadaşlar sizlerden çok özür dilerim. bölüm gecikti  biliyorum. fakat, başta yazamadım sonra dersler, sınavlar derken bu zamana kadar yazamadım. Affım yok biliyorum ama bazen sıkıntılar oluyor yazamıyorum. umarım bundan sonra böyle sıkıntılar olmaz, bölümlerde gecikmez. 

-3.BÖLÜM-

"Evleniyorsun!" gözlerim yuvalarından fırlamadan oturduğum tekli koltuk'tan kalktım. Sinirli bir ses tonumla, " Pardon da benim neden haberim yok. Ayrıca bu kararı benim vermem gerekmiyor mu?" sakin bir ses tonuyla, " İkra böyle olmak zorunda. Ben senin babanım, hakkında neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar verebilirim!" histerik bir kahkaha attım. " baba ben, kendi kararlarımı, kendim alabilecek bir yaştayım. Hem sen ne zaman beni düşündün de şimdi düşünüyorsun?" sinirini yatıştırmaya çalışan ses tonuyla, " İkra haddini aşıyorsun. Ben senin babanım!" babamın sinirlenmesine aldırmadan dalga geçer bir edayla,

"Hadi ya, söylemeseydin bilmiyordum (!) ya baba, sen bir kere olsun kızım diyip bana sarıldın mı? Şimdi bana ne hakla hayatımın en önemli kararını veriyorsun? Birde bana sormadan. Kusura bakmayın Harun Solmaz ama ben yok'um. Ben senin işin değilim, şirketindeki çalışanların gibi beni yöneteme..." yanağımdaki sızıyla, konuşmam yarıda kesildi, gözlerim acıyla yanmaya başladı. Ve babamdan yediğim 3. Tokadım. Bana doğru bir adım attığında kendimi geri çektim ve sol elimle yanağımı tutarken sağ elimi dur der gibi kaldırdım. Gözümden bir damla akmasıyla, "Sakın. Sakın yaklaşma!" dememle arkamı dönüp, evin bahçeye açılan kapısından koşarak içeri girdim. Yiğit'in beni böyle görmemesi lazım, koşar adımlarla merdivenlere yöneldim.

"İkra" maalesef yiğitti onu aldırış etmeden koşarak merdivenlerden çıkmaya başladım, o sırada babam "yiğit ikrayı yalnız bırakma" demesiyle odama girmem bir oldu. Kapıyı kapattım ve kilitledim. Şuan kimseyle konuşacak ne gücüm ne mecalim var. Yiğitle dahi konuşmak istemiyorum. Evet, ben babamla hiçbir zaman iyi anlaşamadık. Her zaman zıt olduk, her zaman hem bana, hem de yiğit'e karşı mesafeliydi. Hakkım da böyle bir kararı nasıl verebilirdi. Ayrıca benim daha önümde okulum ve kariyerim varken. Okulu geçtim, 23 yaşındayım daha ben, hayallerim, planlarım var.

Kapımın tıklanmasıyla düşüncelerimden sıyrılırken, "İkracım açar mısın şu kapıyı?" hıçkırıklarımın arasında yiğit'e, " açamam" sakin olmaya çalışan ses tonuyla, "İkra canım, aç şu kapıyı da konuşalım. Lütfen?" göz yaşlarımı silerken, "kimseyle konuşmak istemiyorum yiğit, git lütfen!" yalvaran ses tonuyla, "ikra ne olur aç şu kapıyı, gıgımı bile çıkartmam ama ne olur yanında olmama izin ver. Hem biz her zaman gerek iyi, gerek kötü olduğumuz zamanlarda hep beraberdik, omuz omuzaydık. Hadi üzme beni ağabeycim, izin ver de bugün de yanında olayım hadi" demesiyle yataktan kalktım. Kapıyı açar açmaz boynuna atladım. Çatlak çıkan ses tonumla,

"Yiğit ben... Ben istemiyorum!" sıkıntılı çıkan ses tonuyla, " Tamam bir tanem, tamam. Gel içeri geçelim" demesiyle odanın kapısını kapattı. Bir eli belimde diğer eli elimdeydi. Yatağımın üzerine oturduk. Belimde olan elini saçlarıma çıkardı. Saçlarımı okşarken sakin bir ses tonuyla, "babamı kararından caydırmak için elimden geleni yapacağım. Merak etme sen."hıçkırıklarımın arasında, "Ama yiğit sende biliyorsun ki, babam verdi karardan dönen bir insan değil!" derin bir nefes aldı. " kızma ama dik başlılığın aynı babam." Demesiyle o sırıtırken bende ağlamayı kesip surat asmaya başladım. Elimin üzerinde olan elini belime getirdi ve sıkıca sarıldı bende aynı şekilde karşılık verdim. Arada uyuz muyuz ama şu hayatta

nadiren değer verdiğim insanların arasında, ilk sırada yer alıyor. Saçımdaki elini çekti ve karın boşluğuma getirmesiyle huylandığım için ufak çaplı bir kahkahayla kendimi geri çekildim ve yatağa iki seksen yatar pozisyona, pardon kıvranır bir şekilde uzandım. Ben kendimi çektikçe o devam ediyordu hain huylandığımı biliyordu. Ben kahkahalara boğulurken karnımın ağrımasıyla, kahkahalarımın arasında zorlanarak, "yiğit yeter çatlatacaksın" dememle oda gülerek yatakta benim yanıma uzandı ve bana doğru döndü. Bir elini ensesine koymuş yataktan destek alıyor, diğer elini de elimin üzerine koydu. Kafamı ona çevirdiğimde, " gülmek sana çok yakışıyor benim küçük kardeşim. Sen hep gül olur mu?" tebessüm ederek, " yiğit iyi ki varsın, be abi" dememle ikimizde gülümsedik. "sende iyi ki varsın prenses" diyip saçlarımdan öptü ve bende onun yanağından öptüm. Ellerini saçımdan çekmesiyle yatakta doğruldu omzunun üzerinde bana bakarak " hadi bakalım, prenses güzellik uykunuza. Yoksa yarın şişmiş gözler görmek istemiyorum." Demesiyle yatağımdan kalktı elini tutmam için uzattı. Elini tutuğum gibi yataktan kalktım. Yiğit pikenin kenarını kaldırdı. Yatağıma uzandım, üzerimi örtü. Anlıma bir öpücük kondurdu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KADERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin