Bölüm 2: Kaçınılmaz Zafer

33 4 3
                                    

Hazırdım ve sakin bir şekilde komutanımın emrini bekliyordum yan taraftaki siperlerimizden bir kaç tane daha asker çağırarak yanımıza bulabildiğmiz kadar elbombası aldık veyavaşça tanka dogru yürümeye başladık tank bizi henüz görmuyordu. Tanka yaklaştıgımızda tankın içinden biri çıkarak bize ateş etmeye başlamıştı yanımızdaki iki asker o karşısaldırıda ölmüştü komutanım ateş etmemizi emrettiginde şarjör bitene dek ateş etmiştim ateş etmeyi kestiğimde ortalık sessizdi komutanım beni yanına çagırdı ve;

   Komutan: Tankın üstüne çıkıp kapağı açıcam sende el bombalarını kapaktan içeri atıcaksın.

   Ben: Emredersiniz komutanım.

El bombalarını elime aldım ve tankın üstüne çıktık komutan kapağı hafif araladıgında içeriye iki tane el bombası atmıştım hemen tankın üstünden atlamıştık bombalar patlamıştıtank artık etkisiz haldeydi. Sevinmeye başladıgımda gün doğumunu gördüm komutanım askerlere geri çekilmesini emretmişti savaş bugünlük bitmişti. Geriye baktığımızda ağır bir işbizi bekliyordu ölmüş arkadaşlarımızın cesetlerini toplayıp yakmak evet yakmak gömmek çok uzun bir iş ve salgın hastalıklara neden olabilirdi. Toplayabildiğimiz kadar ceseditoplayıp yakmıştık ateş yanarken birkaç kişinin dua ettiğini görmüştüm ve bende bir kaç dua okuyup yemek yemeye geçmiştim karnım açtı bulabildiğim sadece bir konserve fasulyeydionu ısıtmak için küçük bir ateş yakmıştım ısınmasını beklerken yanıma bir arkadaşım gelmişti topal bir şekilde yürüyordu. Belliki savaşta bir yara almıştı. Yanıma oturdugunda;

   Ben: Nasıl yaralandın ?

   Yaralı asker: Bacağıma bir kurşun isabet etti.

   Ben: Aslında kötü bir yara değil bir savaşta alınan en az hasarlı yara galiba.

Diyerek moralini düzeltmeye çalıştım. Dün geceki savaşta gördüğüm havada uçuşan kol ve bacakların yanında bu bir hiçti sanırım. Yemeğimi onunla paylaşmıştım ufak bir sohbettensonra komutan beni yanına çagırmak için bir asker yollamıştı hemen yemeğimi yarıda kesip yanına gitmiştim yanına gittiğim sırada diğer komutanlarla toplantı içerisindeydi benoraya vardığım anda konuşmayı kesmişlerdi önemli ve gizli birşeyler konuşuyorlardı büyük ihtimalle. Beni gördüğünde omuzumdan tutup;

   Komutan: Dün geceki savaşta iyi bir iş başardın senin gibi askerlere ihtiyacımız var.

   Ben: Sağolun komutanım.

   Komutan: Araba kullanabiliyormusun ?

   Ben: Kullanabiliyorum komutanım.

   Komutan: Üç gün sonra Rostov daki üsse giderken arabamı kullanmanı istiyorum.

   Ben: Emredersiniz komutanım.



Savaşın İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin