Bölüm 2

340 11 2
                                    

Berçem in evinde telaş varken, küçük kız oturmuş bebeği ile oynuyordu.O da ha çocuktu.Neyin , ne olduğunu bilmiyordu.Kapı çalındığında Abbas ağa ile karısı Zozan içeri girdiler.Oturup, sohbete başladıklarında , Şilan kızını çağırdı :

_"Berçem, kızım gel..Misafirlerimize hoş geldin de.."

-"Tamam daye..geliyom.." dedikten sonra elinde bebeği ile gelip, Abbas ağa ile Zozan  ana nın elini öper, sonra da bebeği ile oynamak için kenarda oturur.

Zozan sinirden yanakları pancar gibi kızarmış vaziyette eve geldiğinde, küçük kızı görünce ne diyeceğini, ne yapacağını bilemedi.Üstüne gelecek olan kuma bacak kadar boyu ile bir çocuktu.İçinden Abbas ağaya saydı, sövdü."Ocağın batmayasacı herif...Azdın ise adam gibi karı alsaydın da, millete malamat etmeseydin...Seni teneşirler bile paklamaz, nedir bu başıma gelenler..Gebereseciye herif...Senin ağalığın da batsın, çükün de kurusun da...Biz de kurtulak..."

Abbas ağa, yetmiş yaşında ama iş bitmemiş vaziyette , konuşmaya başlar :

-" Berzan , biliyorsun ki biz buraya hayırlı bir iş için geldik, Allahın emri ile peygamber efendimizin kavliyle kızın Berçem i kendime istiyorum."

Berzan, bir küçük kızına baktı, bir ağaya...Ne yapsın? Kendisi ağanın marabasıydı.Fakirdi.Ağaya karşı gelemezdi.Ağa  kızını vermesi karşılığında hem toprak , hem de yüklü bir başlık verecekti.O zaman bu fakirlikten belki kurtulacaktılar ailecek..Vermemek diye şansı da yoktu.O zaman ağa onu da ailesini de de çektirirdi.Mecburiyetten ve üzgün bir ifade ile küçük kızına bakarak :

-"Verdim , gitti .Ama ağam biliyorsun , Berçem çok küçük..Söz verdin on beş yaşına gelene kadar dokunmayacaksın." dedi.

Abbas ağa önce kızdı :

_"Sen nasıl konuşuyorsun ağan ile..Ben söz dedim mi kanundur?Sapık mıyım? Bir sübyana dokunacak kadar.."

Ağanın babasına bağırdığını gören Berçem, yerinden kalkarak , annesinin yanına sinip, korku gözlerle baktığını görünce , Abbas ağa biraz yumuşar gibi:

_"Berçem , ben babana kızmıyorum..Sadece konuşuyoruz "dedi.

Zozan, içinden sayıp sövmeye devam ediyordu:"Sübyan değilmiş, sapık değilmiş.Nesin? Boyun devrileseciye , nesin sen ? Madem söz veriyorsun dokunmayacağım on beşine kadar, ne diye aliyon dokuz yaşındaki çocuğu karı diye...Bunca sene yetmedim sana..Haram olsun emeklerim sana..Öldüğün gün kına yakacam " 

Şilan, kızının getirmesi gereken kahveleri kendisi getirdi,ikram etti.Sonra Abbas ağa, cebinden çıkardığı yüzükleri önce Berçemin küçük parmağına , ardından kendi parmağına taktı.Getirdikleri hediyeleri de verdiler, Berçem e de takılarını taktılar.Berçem, boynunda ve kolundaki takılarla, elinde oyuncak bebeği ile yerine geçti ,bebeğiyle oynamaya başladı.

Tatlı ikramından sonra , Abbas ağa:

-"Berzan, hazırlığını yap, bir hafta sonra düğün olacak.Berçem konakta gelin hanım olarak yerini alacak." dedikten sonra , Zozan ile birlikte kalktılar, konaklarına gittiler.

Başına geleceklerden habersiz oyuncak bebeğiyle oyun oynayan Berçem, annesi Şilan ın seslenmesi ile yatağına gitti, uyudu.

***

Rojin , o akşam mutluydu.Babası Şivan ağa, izin vermişti.Yarın Urfa daki ablası Zara ya gidecekti.Ablasının bebeği olmuştu.Hafta sonuna kadar ablasında kalacaktı..On dört yaşındaydı.Okumayı çok istemesine rağmen , babası törelerimize uygun düşmez kız kısmı okumaz diyerek, ilkokuldan sonra okumasına izin vermemişti.Annesi Zelal in çok istemesine ve diretmesine karşın babasının inadı sonucunda okul hayatı son bulmuştu, Rojinin...Büyük abisi Avdil  ağa, onun hep yanında destek  olmasına rağmen , küçük abisi Navdar  ağa ise bu konuda babasının destekçisiydi.

Sabah olduğunda , hemen üstüne bol pantolon ve salaş bir kazak giydi.Kahvaltısını yaptıktan sonra,babasının sert halinden çekindiği için, büyük abisine dönerek,

_"Avdil ağam, anam ile beni Zara ablama sen mi götürecen ? " dedi.

_"Yok , güzel bacım..Benim şirkette işlerim var.Bu arada yengeni de doktora kontrole götürecem.Malum  bebeğin cinsiyetine bakacağız."

Avdil ağa, yirmi dört yaşında , esmer , yeşil gözlü yakışıklı bir ağaydı.Mardin in kızlarının gönlü yanarken onun için, o sevdiği, biricik aşkı Berze ile bir sene önce evlenmişti.Berze şimdi dört aylık hamileydi.Rojin , yengesini çok seviyordu ve çok iyi anlaşıyorlardı.

_"Sizi ben götürecem , Urfa ya.." sert bir ifade ile Navdar ağa..

Berçem , küçük abisi Navdar a baktı.Sesini çıkarmadı.Neden hep sertti.Bilmiyordu.Hep düşünürdü."Navdar abisi acaba onu hiç sevmiyordu mu ki böyle davranıyordu.? Neden ona karşı soğuk, sertti "Oysa o, abilerini ve ablasını , annesini ve babası ne kadar sert olsa da çok seviyordu.Konakta ailesi ile çok mutluydu.

Navdar ağa, yirmi yaşında, tıpkı Mardin gibi sertti, kuralları katıydı.Siyah ise siyahtı, asla gri olamazdı.Yakışıklıydı, esmer kara gözlüydü.Tıpkı babası Şirvan ağa gibi...Abisi gözlerini anasından, o ise babasından almıştı.Bekar olması, abisi Avdil in evlenmiş olması, kızların gözlerini ona çevirmesine neden olmuştu.Çapkındı ama karda yürüyüp, izini belli etmeyen genç ağalardandı.

Zelal ana ise konakta kocası ve çocukları ile mutluydu.Büyük kızı Zara, Urfa ya gelin olarak gittiğinden beri gözlerinden tütüyordu.Uzak olması ana yüreğini yakıyordu.Kendine söz vermişti.Küçük kızı Rojin i uzağa gelin vermeyecekti.Onun okuma aşkına çok sevinmişti.Kendi okuyamamıştı.Ama kızı okusun istemişti.Fakat kocası Şivan ağa, küçük oğlu Navdar ında dolduruluşuyla , okumasına izin vermemişti.Yine de her fırsatta kızının üzülmemesi, çocuklarının mutlu olması için, ana olarak elinden geleni yapıyordu.

Kahvaltıdan sonra hemen hazırlanıp, annesi ve abisi Navdar ağa ile konaktan çıkıp, Urfa ya ablası Zara evine doğru gitmeye başladı, Rojin..Mutluydu.Ablasının yanına, güzel minik yeğenini görmeye gideceğinden...Ama bilmiyordu ki, kader ağlarını örüyordu Rojin için...Onu , Urfa da bekleyen tehlikeyi bilse, bu kadar ister miydi, gitmeyi ? 







BİZİM ÇOCUKLARIMIZ  (ÇOCUK GELİNLER) ARTIK RAFLARDA...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin