"Üzgünüm . Bak çok pişmanım diyorum bir dinle , lütfen . Herkes 2. Bir şansı hakeder , neden vermiyorsun bir şans daha ? Bak dinle bir sözümü kesme , sevmedin mi beni ha ? Sevdiğini söylüyordun ne oldu ? Bu kadar kolay vazgeçebilicek kadar az mıydı o sevgi ? Ne değişti ne olur doğruyu söyle , başka birisi mi var ? Ya hani seviyordun sen beni , deli gibi seviyordun , ihtiyacım var sana diyorum nerdesin ? Bak biliyorsun ben çok güçsüzüm , sana tutundum . Sen uçurumun kenarından yukarıya çektiğin bir insanı geri uçurumdan attın . Yakıştı mı sana bu gidiş ? Eğer cevabı merak ediyorsan ben söyleyeyim , kesinlikle yakışmadı . Yakışsaydı sana bu gidiş , arkandan yaşlı gözlerle yolunu beklemezdim . "
Garsonun dürtmesiyle kendime geldim . Yüzüme boş boş bakıyordu . " Hanımefendi , iyi misiniz ? " diye sordu . Al işte , salak kafam . Bir insan daha deli olduğumu düşünmeye başlamıştı . Yüzüne boş boş bakıp ne diyeceğimi bilemeyerek soğuk bir ses tonuyla hesabı istedim . " Hanımefendi , hiçbirşey almadınız . Birinin geleceğini ve birlikte karar vereceğinizi söylediniz " Dedi . Kafamı öne eğdim , bir süre düşündüm , ne saçmalıyordum ben böyle ? Direk kendime " kendine gel lan aptal " mesajımı gönderdim , hışımla çıktım kafeden . Ankaranın ayazında , gece saat 9 civarı karanfil sokakta , bir banka oturup bir paket sigara bitirene kadar kalkmamaya karar verdim . Her dal sigaram bir hayalim için yanıyordu . Yani diyeceğim o ki , sigaram yanıyordu , içim gibi .