4. Bölüm: Ağız

30.8K 93 1
                                    


"Sana bir isim lazım. Ne desem acaba?" Kaltak, orospu, fahişe gibi seçenekler ortadaydı ama aklıma daha iyi bir fikir geldi. "En yakın kız arkadaşının adı ne?"

"Arkadaşımın adı mı?" diye şaşkınlıkla sordu.

"Adını söylesene!" diye bağırdım.

Yerinden sıçradı ve "Hülya" diye kekeledi.

"Hülya... Artık adın Hülya. İlk erkek arkadaşının adı neydi?"

Önce tereddüt etti ama kısık bir sesle "Cem" dedi.

"Güzel. Bundan sonra benim adım Cem. İstersen efendim de diyebilirsin." Kötülük saçıyormuş gibi güldüm ama içimden kıkırdıyordum aslında. "Şimdi şu şişeyi getir bakalım."

Hemen kalkıp masadan şişeyle shot bardağını aldı, getirip bana uzattı. Şişeyi elinden aldıktan sonra kanepeyi hedeflediğimi belli etmeden elindeki bardağa vurdum. Bardak kırmanın eğlenceli bir tarafı yok ne de olsa. Bu şiddetli hareketim yüzünden önce ne yapacağını şaşırdı ama kolları iki yanında, talimatlarını beklemeye devam etti. Şişeyi arka cebime sıkıştırıp ona doğru uzandım. Pantolonunun düğmesini çözdüm, fermuarını açtım, ama pantolonu öylece bıraktım.

"Diz çök." diye emrettim. Herhalde bu noktaya geleceğimizi tahmin ediyordu ki hemen itaat etti. Ellerini pantolonuma doğru uzattı ama ellerini tutup uzaklaştırdım. "Ayaklarının üstüne otur, sırtını geriye ver ve ellerini yere koy. Göğüslerin bana doğru baksın." Ne istediğimi anlamadığı için yavaş hareket etse de sonunda doğru pozisyonu aldı. Halıya dokunan elleriyle vücudu gerilmiş, dizleri önünde birleşmiş, göğüsleri tam karşımda hafifçe ayrılmış şekilde duruyordu. Şahaneydiler. Onları her açıdan görmek istiyordum.

"Hülya, gözlerini kapat." Kapattı. Cebimden şişeyi çıkarıp televizyonun yanına bıraktım, ayakkabılarımı ve elbiselerimi çıkardım. Penisim yarı yarıya sertleşmişti ve bu yumuşacık, narin yaratıkla temas kurmak için can atıyordu. Arkasına geçerek penisim ve testislerim tam yüzünün yanında duracak şekilde ayakta durdum. Cinsellik saçan kokumu alabildiğini biliyordum. Beklenti içinde titreyiverdi.

"Çok güzelsin. Cildin, saçların..." Eğilip saçlarını kokladım ve yeniden doğruldum. İyice yaklaştım, şişeyi yanımızdaki masaya bıraktım ve sertleşmekte olan penisimi yüzüne bastırdım. Beklenmedik bu dokunuşla irkildi ama penisimin sıcaklığına hemen alıştı. Yüzünün sol yanına, gözünden çenesine doğru inen penisimi bastırırken, diğer elimle de başını arkadan destekliyordum. Hafifçe inledi ve penisimi yalamak için dilini çıkardı. Bense pürüzsüz cildinin her santimetrekaresine dokunabilmek için penisimi yüzünde dolaştırmaya başlamıştım. Diliyle ve ağzıyla penisime ulaşmaya çalışıyordu ama ona izin vermiyordum. Umutsuzca penisimi yakalamaya çalışmasını izlerken gülümsedim. Gözleri artık açıktı ve iştahla bana bakıyordu.

"Otur." O daha rahat bir pozisyona geçerken ben de önüne geçtim. Yanından ayrılmıyordum. Penisim omzunun üstünde, yüzünden sadece birkaç santim uzaktaydı. Şişeyi yeniden aldım ve açtım. Birazını penisimin üzerine döktüm. İçki, penisimden göğüslerine damlamaya başladı.

"Tekilayı boşa harcamaya gelmez. Temizle bakalım."

Sonunda ikimizin de beklediği an gelmişti. Penisime doğru hamle yaparken neredeyse bana çarpacaktı. Başını sağa sola sallıyor, hepsini ağzına sığdırmaya çalışıyordu. Tamamen sertleşmem sadece birkaç saniye sürdü. Beni nasıl bir iştahla ağzına aldığını görebiliyordum. Sert bir şekilde emmeye başladı. Az önce penisimin gövdesinin olduğu yerde artık sadece kızın kafasını görüyordum. Penisimin başını kızın boğazında hissediyordum. Ara sıra kendisini penisime doğru sertçe bastırıyor, o zamanlarda boğaz kasları penisimin etrafını olağanüstü bir şekilde sarıyordu. Ne kadar ileri gidebileceğini görmeye karar verdim.

Saçının kuyruklarından birini tuttum ve kafasını geriye çekerek penisimi ağzından çıkardım. Islak aletime biraz daha alkol döküp şişeyi bıraktım. Kuyruklarının ikisini de tutup penisimi tam suratının ortasına hizaladım.

"Ağzını sikeceğim Hülya. Tamam mı?"

"Hayır, lütfen..." diyecek oldu neredeyse yalvaran bir sesle.

"Evet" diyormuşsun gibi geldi bana.

Kafasını kaçırmaya çalışırken "Hayır" diye inledi yeniden. Saçlarını tutan ellerimle kafasını yeniden hizaladım ve penisimi dudaklarına arasına sürdüm. Bir an için dirense de çabucak kendini koyverdi, kolayca ağzının içine doğru kaydım. Ritmi seçmesine izin verdim ama bir yandan da dudaklarına ve ağzına rehberlik ediyor, onun ve boğazının sınırlarını zorluyordum. Arada bir penisimi tamamen ağzından çıkarmayı ihmal etmiyordum. Böylece hem görsel şölenin tadını çıkarıyor hem de beni durdurması için ona bir fırsat tanımış oluyordum. Durdurmuyordu...

Manzara fevkaladeydi. Islak penisim bu güzel kızın ağzına yavaşça girip çıkıyor, iri göğüsleri penisimin hareketleriyle uyumlu bir şekilde altımda dans ediyordu. Adeta bir porno filmden fırlamış gibi görünen bu sahneyi izlerken boşalıverecektim ama kendimi tuttum. Bu kız daha fazlasını, daha sertini istiyordu.

Penisimi çıkarıp geri çekildim. O iştahlı ağzı terk ederken bir "pop" sesi çıkardı penisim. Artık o da kendini kaptırmış, saçlarına gömülmüş ellerimle yönetilmeyi benimsemişti.

"Kalk. Üstündeki her şeyi çıkar." Ayağa kalktı ve kot pantolonunu kıvrımlı kalçalarından aşağı doğru çekmeye başladı. Eğildiğinde poposuna iyice bakabilmek için ben de arkasına geçtim. Tanga... Ayakkabılarına, çoraplarını ve pantolonunu düzgün bir şekilde yere bırakıp bana döndü. Yüzüme bakıyor, şimdi ne yapacağını söylememi bekliyordu. Parmaklarımı şıklatıp tangasını işaret ettim. Tanga da saniyeler içinde yerdeki kıyafet yığınına katılmıştı.


Oyun: İlk BuluşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin