İstanbul için gözlerimi açtığım ilk günüm. Herşeye yeni bir sayfa açmak için herşeye yeniden başlamak için İstanbul da ilk günüm. 22 yaşıma kadar köyde yaşadım. Annem ve babam ben küçükken vefat etmişlerdi. Annem ve babam vefat ettikten sonra beni kız yurduna bırakmışlar. Üniversitesiye kadar yurtta kaldım. Oradan kendime çok yakın arkadaşlar edindim. İsimleri Nurdan, Betül ve Ayşenur dördümüzde doktorluk okumak istiyorduk ve doktorluk bölümünü dördümüzde kazandık. Kazandıktan sonra dördümüz bir ev tuttuk. Evimiz çok büyük değildi. Bize yetecek büyüklükteydi 2+1 di. Çok mutluyduk hepimiz aynı meslekle uğraşıyoruz. Birçok kişinin hayatını kurtarıyorduk bu durum ise bizi mutlu ediyordu. Eve dönüşümüzde ise bazen ben bazen Ayşenur,Betül ya da Nurdan hangimiz erken dönüyorsa, o kişi yemek hazırlıyordu. Eve dönüşümüzde o gün neler yaptığımızı birbirimize anlatıyorduk. Çünkü sadece Nurdan ve ben aynı hastane de çalışıyorduk. Bi andan sohbet bi andan çay, ders derken daha sonra yatıyorduk. Aradan 6 ay geçti. Betül karaciğer kanseri olmuştu. Sürekli başı dönüyordu bazenleri ise bizi duymuyordu. Hastaneye yatırdık, kanseri yenmesi için elimizden ne geliyorsa herşeyi yapmaya hazırdık, Cerrahımız Hamza TUĞTEKİN ameliyata girdi. Ameliyatta bende vardım. Hamza hocamızın yardımcısı olarak girmiştim. Ameliyatımız ilk de çok iyi gidiyordu. Daha sonra bir aksilik olmuştu. Hamza hocamız direkt müdahale etti. Neyse ki korkulan şey olmamıştı. Ameliyatımız bitmişti, herşey yolundaydı. Nurdan Ayşenur ve ben rahatladık. Betül 1 saat sonra kendine geldi. Ertesi gün de taburcu olmuştu. Taburcu olduktan sonra eve götürdük kızlarla birlikte, ona çok iyi bir bakıcı tutmuştuk. Biz yanında duramıyorduk, hemşire olduğumuz için görevimizin başına gitmemiz gerekiyordu. Hemen hemen 1-2 hafta sonra Betül iyice iyileşmişti. Bakıcıya gerek kalmamıştı bile, mesleğine geri döndü. O akşam evde dördümüz arasında küçük bir kutlama yapmak istemiştik. Nurdan Ayşenur ve ben yarım günlüğüne izin almıştık. Eve gittik, heryeri süsledik pasta, börek, içecekler, müzik bile hazırdı. Betül eve geliyordu. 10 dk sonra zil çaldı ve elimizde düdükleri çalarak kapıyı açtık. "hoşşggeelllddiiinnnn" diye bağırdık. Betül şaşkınlıkla bize bakıyordu. Hep beraber sarıldık. Daha sonra eğlenmemize baktık, Ayşenurun çocukluğundan beri sevdiği Ahmet diye birisi vardı. İkiside birbirini çok seviyorlardı. Artık evlenme yaşıda gelmişti.