Çalışma masasına oturmuş birkaç dakikadır ne kadardır böyle boş boş oturduğunu düşünüyordu. Severus snape'i 5 aya yakındır hiç düşünmemişti. Bu görevin ona iyi geldiği söylenemezdi. Defterini eline aldı. Severus snape'e ayrılmış bir defterdi ve tamamen siyahtı. Birkaç ay boyunca kalacağı severusun evi için hiçte hazırlıklı değildi. En son yazdıklarına baktı.
"gün ışığı bensem ay ışığım olman için hazırım. Ben yoksam sen, sen yoksan ben olacaktım. Ama görüyorumki ay ışığım olmak yerine yıldız olmayı seçiyorsun. Gökyüzünde yeterince yıldız var. Ama gecemin aydınlığı yok sev... Sen yoksun..."
"hakkında binlerce şey söyleniyor ama hiç kimseden sadık bir aşkın kölesi olduğunu duymamıştım. Güzel bir kadına aşıkmışsın severus. Bende yakışıklı ve zeki bir adama aşığım. Ve sen beni senin olduğun sınıra çekiyorsun... Yanlızlığa..."
"gözlerim kapalı gelebilirdim yanına. O kadar severken asla bırakmazdım. Acılarını sarardım severus. Düşünmeden atlardım senin dibsiz kuyuna. Ama sen bana açılan kapıları öylesine kilitledin ve surlarından sana ulaşmama izin vermedin ki varlığımın nedenlerini sorguladım.biz olamıyoruz severus. Senin yüzünden. Mutlu değilsin. Mutlu değilim. Mutlu değiliz..."
Hermione son sayfanın ucuna bir göz yaşı damlası akıttı. Yazdıkları sıradandı. Edebi hiçbir değeri yoktu ama en başında bile onu ağlatmaya yetecek umutsuzluğu barındırıyordu içinde. Gözlerinden akan yaşa rağmen gülümsedi. Herşeyi düzeltecek bir şans geçmişti eline. Kullanamama gibi bir lüx'ü yoktu.
Yılın en karlı günüydü. Hermione karı sever diye geçirdi içinden. Bahçede oynadıkları kar savaşı oyunu gelmişti severusun aklına. O hiçbir adamın sahip olamadığı şeye sahipti. Sevdiği kızın büyüyüşüne şahit olmuştu. Cesur, özgüvenli, mutlu, hırslı, barışçıl ve anaç haline gelişini izlemişti. Lily'i sevdiği zamanlarda acı çekmişti. Onun ölümünün üzerinden 11 yıl geçtiğinde ancak kabullenebilmişti. Ama o 11 yılın ardından onu tanıdı. Muggle doğumluydu. Zeki ve çalışkandı. Hırslı ve azimliydi. Severus önce lily'e benzediği için ona ilgi duyduğunu sandı ama kız büyüyüp serpildikçe anlayabiliyordu. O hermioneye aşık oluyordu. Kehriban renkli gözleri ve koca kabarık saçlı bu kız onun bütünü olmuştu. Geçmişi ve geleceğiydi. 5. Sınıfta hermione bir gün severus ile koridordayken aniden ona olan aşkını itiraf ettiğinde birazcık gryffindor ruhu bile barındırmadığını anladı ve kabulenememekle birlikte kızı yaptığı aşırı yanlışmış gibi onu azarlamıştı. Bu hayatının en büyük pişmanlığı değildi belki ama ilk üçte yeri vardı. Belki o zaman itiraf etseydi böyle olmazdı. Belki gerçekten evli ve mutlu olurlardı. Bunu asla bilemeyecekti.
Sözleşmeye koyduğu kurallara baktı. İhlal etmek istediği tüm kuralları açıkça yazıyordu. Severus düşündü. Kızın kıvrak zekası ile nasıl savaşır anlamak için 3-5 dakika yetmişti ama hermione kesin başka bir yol bulurdu. Bu nedenle susutu ve düşünmeye devam etti.
***********
Günler hızla geçiyordu. Hermione ve severus evleneceklerini gelecek postasında açıkladıklarından beri 3 gündür en önemli dedikodu malzemesi haline gelmişti. Harryle çıkan yalan haberlerinden hermionenin 4. Sınıfta gittiği balodaki eşini bile yazmışlardı. Tamam severus snape'in herm ile alakası olmasa bile evleneceği kişi oydu işte. Ne demeye 4. Sınıfta kiminle baloya gittiğini yazıyorlardı anlam verememişti. Ama bazen severusun bu haberleri görüp kıskançlıktan öldüğünü hayal ediyordu ve aşırı eğleniyordu. Böyle birşey olmayacağını bildiği halde hayal etmesi çok zevkliydi. Hermione gelinliğe baktı bir saat sonra bayan snape olacaktı. Sahte bayan snape. Kırılmış anılar vardı.