Yürümeye devam ediyordum.Aslında ileride bir ışık görür gibi olmuştum.Fakat şimdi o ışıgı kaybetmiştim.Havada hafif sis vardı ve artıyordu sanırım.Etraftan hiç ses gelmiyordu.İçimden dua ediyordum.Annem kendini yanlız hissetiğinde dua et derdi.Ve az önce gördüğüm yada gördüğümü sandığım ışığı ararken dua etmeye devam ediyordum.Yürümeye devam ettim hava soğuktu.Kasımın sonlarıydı sanırım fakat
tam tarihi bilmiyorum.Üzerime giydiğim hırkam az da olsa sıcak tutuyordu ama soğuğa pek dayanamayacaktı.İleride bir ışık gördüm.Evet bu sefer emindim ışık görmüştüm.Koşmaya başladım.Işığa biran önce ulaşmak istiyordum.İnsanların yanına.Zaten yeterince yanlız kalmıştım.Sis yönümü bulmamı zorlaştırıyordu fakat ışığa gittikçe yaklaşıyordum.Çok küçük bir ışıktı ama etraf o ışıgı görebilmem için yeterince karanlıktı.Işık bir evden geliyordu.Bu ev dışında birçok ev vardı fakat hepsi terk edilmiş gibi gözüküyordu.İleride bir tabela vardı.Üzerinde büyük harflerle KASABASI yazıyordu.Kasabanın ismi silinmişti.
Altında da küçük haflerle Kuzey Sydney yazıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğun Sonu
Science FictionHava çok karanlıktı ay sanki eskisi gibi parlamıyordu.Gözlerim karanlıkta yorulmuştu.Derhal bi ışık bulmalıydım.Gözlerim alışacaktı bu karanlığa .Alışmak zorundaydı.Ama istemiyordum.Bu durum beni korkutuyordu.Derhal defolup gitmek istiyordum bu terk...