Arkasına döndüğünde kırk-kırk beş yaşlarında, çok tatlı görünümlü bir kadın duruyordu. "Eylül?"dedi şüphe, merak ve bir okadar da şaşkınlıkla. O ise bu şirin kadının "eylül"ün kim olduğunu bilmeden öylece bakakaldı. Görünüşü iyiydi fakat amacı konusunda hiç bir fikri yoktu. Çok korktu. Nasıl davranacağını bilemedi. Bu sırada kadın "Eylül, yavrum iyi misin? Elbisen niye hala üstünde?"diye sordu. Ona güvenmek istedi. "Sen kimsin?"kelimeleri döküldü ağzından. Kadın güldü. "Bak bu sefer çok iyi oynadın." Dedi. Ama o neden bahsettiğini anlayamadı. Anlamadıkça korktu. Bahçe kapısına yöneldi. Bahçe çok güzeldi. Fakat o çıkış kapısını arıyordu. İleri doğru gitti. Büyük bir havuz, ağaçlar, çiçekler vardı. Bir de büyük dış kapı. Dışarı çıkmak istedi. Sonra bu fikir tehlikeli geldi ona. Eve geri döndü(gerçi orası da çok güvenli sayılmazdı.) Kadın da onu izliyordu. Kadına evde başka birilerinin olup olmadığını sordu. "Baban işe gitti, annen de yan komşuya geçti biraz sonra o da işe gidecek."dedi. Başından aşağı kaynar sular döküldü. Acaba doğru muydu söyledikleri. Tereddüt etti. Anne ve babasını hatırlamıyor olması hüzün, emin olamaması korku, anne babasını bir yabancıdan öğreniyor olması şaşkınlık verdi ona. Şunu farketti o zaman bu ev onun eviydi. Ama bunları sadece aklından geçirdi. Bu sırada kadın sorular soruyor, o ise hiç birini duymuyordu. "Yavrum noldu sana?, niye böyle bakıyorsun?, canın mı sıkkın?, korkutuyorsun beni."
O kafasındaki soruları susturup kadına cevap veremedi. Öylece kaldı. Ne yapacağını bilemediği sırada kapı çaldı. Kadın kapıya gidip açtı ve"Eylül mutfakta. Bir şeyler olmuş"dedi ağlamaklı bir sesle. O, birinin hızla mutfağa geldiğini gördü. KİMDİ O?..