Fark ettimde kelime sayısı gittikçe azaltmışım. Bu bolumu uzun yazmayı planlıyorum. Multi İrem. Neyse hadi okuyun.
*****************************************
Örtünün altındaki tanıdık sarı saçları fark ettim.
Sinem den
Serdar bir türlü çıkmıyordu. O muydu. Benim yüzümden ölmüştü. Katil sayılırım değil mi. Bir daha gökyüzü göremeyeceğim geldi aklıma. Ağzımdan bir hıçkırık daha çıktı. Verdikleri sakinleştirici işe yaramıştı. Meryem teyze (azra nın annesi) nin odasına gittim. Sessiz sessiz ağlıyordu. Ona da sakinleştirici vermişlerdi sanırım. Ferman amca neredeydi bilmiyorum. Yeniden odama gittim. Yatağa girdim yaş gözlerle uyumaya çalıştım.
****************************************
Birazdan uyanmıştım. Kapının önünden bir sedye geçti. Sarı saçlıbiriydi. Belki Azra dır diye hızla odadan dışarı çıktım. Sedyeye koştum. Bir dakika bu Azra iyice uyanamamışım herhalde hemşireye sordum
"Kim bu? "
"Meral Taşer yakınınız mı. "
"Yok ben arkadaşıma benzettim. "Kadın bir şey demeden sedyeyle ilerlemeye başladı. Her halde daha uyanamadım
İrem in ağzından
Azra telefonlarıma cevap vermiyordu. Ne annesi ne babası ne de Sinem açıyordu telefonlarımı ne olmuştu. Birine bir şey mi oldu sorusu beni tuketsede ne yapabilirdim ki. Sinirle ofladım
Telefonuma gelen mesajla irkildim. Hemen telefonumu açıp. Mesaja baktım. Lanet olsun sana banka mesaj atıp durma artık yeter.
Serdar ın ağzından
Örtünün tamamını yüzünden çektim. Bu o değildi. Emin olmak için yüzüne tekrar baktım. Evet bu o değil. Belki yanlış masaya bakıyorumdur düşüncesi beni kemirirken bütün masalara baktım. Burada değil. Sevinçle dışarı çıktım. Kapıda bekleyen Ferman amcaya sarıldım.
"O değil."
"Emin misin "
"Evet amca ben tanımaz mıyım sevdiğim kadını. "
"Kızımı gerçekten seviyor musun"
"Evet gerçekten seviyorum hemde İstanbul gibi. "Sözlerimden bir şey anlamamış olacakki şaşkınca yüzüme baktı.
"Hadi Ferman başhekime gidelim. "
"Hadi" Başkehim in odasının önüne geldik. Kapıyı çalıp içeri girdik.
"Doktor bey ben morga baktım. Azra orada değil.
Doktorun ağzından
Gözleri sevinçle parlayan adama baktım. Mutluluğunu bölmek istemezdim. Ama...
"Evladım umudunu kırmak istemem ama bu hastanede iki morg var öbürünede bir bak. "Serdar ın ağzından
Sevinç dolu gözlerle doktora baktım.
"Evladım umudunu kırmak istemem ama bu hastanede iki morg var öbürünede bir bak"
Gözlerimdeki sevincin yerini şimdi hüzün kırgınlık ve acı yerleşti. Nasıl bir hastanede iki morg olur kim bulmuş bunu.
"Ne zaman gidebilirim? "
"Anahtarı olan görevli gitti. Yarın da nöbeti yok sanırım. Ama yarın ararız getirir anahtarı. "
"Lanet olsun hemen ara hemen. Getirsin maaşının iki katını vereceğim hadi. Ara"
"Tamam"Eli masadaki telefona gitti müdürün. Günlerdir uykusuz kalan gözlerimi ovuşturdum.
"Alo. Anahtarlar sende mi?..... Onları getirirsen sana maaşının iki katını verecek bir adam duruyor karşımda.... Gelecek misin?.... Tamam benim odamdayız seni bekliyoruz.. " Doktor telefonu yeri en yerleştirdi. "Tamam dedi gelecekmiş. "Kendimi sıkıntıyla koltuğa attım.
Yarım saat sonra adam gelmişti. Adamı adamlarıma yönlendirdim. (Çok güzel bir cümle)Morga girmiştim. Tüm masalara bakmıştım. Biri dışında. Azra nın vücud yapısına uyuyordu. Masadan sallanan sarı saçları Azra olma ihtimalini çoğaltıyordu. Daha fazla dayanamadım ve yüzünü açtım. Azra...
Sinem in ağzından
Uyandığımda Azra yı rüyamda gördüğümü anladım. Meryem teyzenin yanına gittim. Utana sıkıla bir gelişme var mı diye sordum. Serdar morgda Azra yı bulamamış. Başhekime gitmiş. Sonra ikinci morg olduğunu öğrenmiş. Şu an içerdeymiş..
*****************************************
Sizi seviyorum. Ama hala bölümler nasıl olsun sorusuna cevap vermediniz. Lütfen cevap verin. Öpüyorum. Lütfen vote verip yorum yapın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen İstanbulsun
Teen Fiction"Sen Azra Ece Sungur tenime gözlerinle Dey o zaman hallolur herşey. Benim sevdiğim gözlerime aşkla bakan eski Azra olup herşeyi tastamam halleder misin? Serdar elindeki mikrofonu yavaşça yere bıraktı . Hepimizin şaşkın bakışları arasında yanıma gel...