〖6.BÖLÜM〗

423 46 4
                                    

Gözlerim aralandığında bir dakika boyunca neler olduğunu anlamaya çalıştım. Tek kişilik yatakta hızla doğruldum ve avuç içlerimle gözlerimi ovuşturduktan sonra ayağa kalktım. Vücuduma çarpan soğuk havayla yerde duran gömleğimi üzerime geçirdim ve bir kaç düğmesini ilikleyerek pantolonumun üzerinden geçtim ve kapının kilidini açarak geniş koridora çıktım. Soğuk bir kez daha yüzüme çarptığında istemeden titredim. Fazla üzerinde durmadan koridorun sonundaki banyoya doğru ilerledim. O ana kadar fark etmemiştim fakat evde tek bir yaşam belirtisi yoktu. Dudaklarımı kemirerek yeni vardığım banyoya girdim ve kendimi hiç düşünmeden küvetin içine attım. Küveti yarısına kadar koldurup bedenimi suyun içine gömerek ısınmaya çalıştım. Ev bu sabah fazla soğuktu, oysa ki ben soğuktan nefret ederdim. Başımı küvete yasladım ve gözlerimi boş tavana diktim. Huzursuz hissediyordum. Aklıma dün gece geliyordu fakat düşünmemek için kafamı farklı şeylerle meşgul etmeye çalışıyordum. Sıkıntıyla henüz bir dakika bile içinde kalmadığım küvette doğruldum ve yıkanmaya başladım. Keyif yapacak yanlış günü seçmiştim anlaşılan.

卍 卍 卍 卍 卍

Altıma gri eşofman üzerimede sade beyaz bir tişört geçirdim. Omuzlarımda beyaz havluyla yorgun adımlarla aşağıya inmeye başladım. Normalde çoktan kahvaltının hazır olması gerekirdi ya da mutfakta dolanan bir yardımcı. Yavaş adımlarla mutfağa ilerledim ve sessizce işini yapan genç kızla karşılaştım.
"Neden kahvaltım hazır değil?"
Genç kız ürkerek arkasını döndü ve gözlerini kırpıştırarak yere bakmaya başladı.
"Siz uyanmayınca kaldırdım efendim"
Omzumdaki havluyla saçlarımı kurularken bir yandan soruyordum.

"Sehun ne zaman çıktı?"

"Bilmiyorum efendim"
Kaşlarım çatılmıştı, havluyu ıslak saçlarımdan uzaklaştırarak daha sert bir sesle sordum.
"Ne demek bilmiyorum. Siz bu eve gün doğmadan gelmiyor musunuz?!"

Pekala, dün geceye dair içimde tuttuğum tüm siniri karşımdaki henüz yirmisine basmamış genç kızdan çıkarıyor olabilirdim.

"B-bay Oh'u e-evde görmedim e-efendim"

Kalp atışlarım bir anda hızlanırken karşımdaki genç kızın aksine yanaklarım utançtan değil sinirden kızarmaya başlamıştı. Kahvaltıyı hazır etmesini söylerken hızlı ve sert adımlarla üst kata çıktım. Yerde duran ceketimi elime alıp ceplerini karıştırırken elime telefonum yerine hiç alakam olmayan bir kağıt gelmişti. O an dün gece tuvalette cebime sıkıştırılan kağıt geldi aklıma. Her ne kadar merak etsemde kağıdı orada bırakıp telefonumu aldım. Ekran kilidini açıp Sehun'u aradım. Çaldı, çaldı, çaldı ve çaldı. Yanıt alamadığımda merak ve öfkeyle tekrar aradım bu sefer ben kapatmak üzereyken telefon açıldı.
"Bay Byun merhaba ben Oh Sehun'un sekreteri Lu Han. Başkan şu anda çok önemli bir toplantıda aradığınızı ileteceğim."

"Hayır telefonu şimdi ona vereceksin."

"Bay Byun-"

"LANET OLASI TELEFONU ONA VERECEKSİN DEDİM!"

Saniyeler süren sessizlik sonunda telefonda o tanıdık sesi işittim. Gözlerim aniden dolmaya başladığında elimle etrafta dolanan yardımcıya gitmesini işaret ettim. İkiletmeden hızlı adımlarla evden ayrılmıştı.

"Sehun, buraya gel"

Sesimi düzgün tutmaya çalışsamda bana inat titremişti. Burnum hiç beklenmedik bir şekikde tıkanırken burnumu çekme isteği oluştu içimde.

"Baekhyun şu anda gerçekten hiç müsait değilim bak toplantım bir kaç saat içerisinde bitecek sonra bir kaç kontrol yapmam gerekiyor ve en erken yedi gibi gelebilirim tamam mı? Yedide orada olacağım."

Miss YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin