Bölüm Şarkısı: He İs We-All About Us
STELLA
Stella, latincede yıldız anlamına gelir*Yeryüzüne inerken bana verilen beyaz elbisem, her zaman olduğu gibi yine üzerimdeydi. Dünya'ya adımımı attığım ilk gün koparıp kulağımın arkasına sıkıştırdığım papatyaysa, yüzyıllardır aynı yerindeydi.
Buraya geldiğimden beri bir sürü resim çizmiştim artık yaprakları sararmaya başlayan resim defterime. Hepsi de mutluluğun birer nüshası ve de yansımasıydı.
Çizdiğim resimlerde yer alan kişiler, bu dünyaya büyük bir aşk yaşamak üzere yollanılan fakat bunun farkında olmayan kişilerdi. Benim görevimse onların hikâyesini resmetmekti. Boyalar, kenarları yıldızlarla çevrili resim kağıdıma dediği an başlardı onların hikâyesi. Ve kağıdın köşesine baş harflerini yazıp yanına sonsuzluk işareti koyduğum an sona ererdi.
Bazen bende çizdiklerimki gibi büyük bir aşk yaşamak istesemde, sanırım bu imkansızdı. Sonuçta ben bu dünyaya aşık olmak için değil, aşıkları resmetmek için gönderilmiştim.
Yıldızlardan yer yüzüne, sonsuzluğa uzanan aşkları resmetmeye...★
Yüzyıllar önce yeryüzüne ayak bastığım yerde durmuş, beni geldiğim yere götürecek olan şeyi bekliyordum: Bir yıldız kayması. Gökyüzünde bir yıldızın kayması, duraktan saat başı kalkan otobüse benzetilebilirdi aslında. Aralarındaki tek fark, birinin saatte birininse yüzyılda bir geçiyor oluşuydu. Yüzyıllar boyunca birçok yıldız kayması olabilirdi tabii, fakat yolculuğu sağlayanlar maalesef bu kadar uzun sürede gidip geliyorlardı.
Bu dünyadaki görevim bitmişti. Daha oldukça genç ve çalışabilecek durumda olmama rağmen bir süre dinlenmem gerekiyordu. Biz gökyüzü sakinleri için kurallar böyleydi.
Çok geçmeden beklediğim şey oldu; bu karanlık gecede, dünyanın üzerine örtülen saten bir kumaşa benzeyen gökyüzünde parlak bir yıldız kaydı. Tutunmaya çalıştım, elimi ona uzatıp beni kendine çekmesini bekledim fakat yapmadı. Şaşkınlığımı üzerimden atamamışken sadece benim duyabileceğim kadar alçak sesle konuşmaya başladı.
"Senin hikâyen henüz bitmedi Stella. Üzgünüm, seni bu dünyada tutan bir şeyler var gibi görünüyor. Onların yanına gidip artık kendi hikâyeni yaşamalısın."
"Ama..."
Söyledikleri hala kulaklarımda yankılanırken karanlık gecede kayboldu. Gidişini izlerken yapabildiğim tek şey ardından bakakalmak olmuştu. Anlamamıştım. Beni bu dünyada tutan bir şey varsa ve onunla bir hikâyemiz olacaksa bu nasıl olacaktı? Bildiğim kadarıyla biz yıldızların insanlarla bir ilişkisi olamazdı. Hal böyleyken beni bu dünyada tutan şey ne olabilirdi ki?
Başka bir yıldız mı? Hiç sanmıyordum. Düşünüyordum. Beni ait olduğum yere göndermeyen şey neydi?
Aklım karmakarışık bir şekilde gökyüzüne bakarken kafamı sağa doğru çevirdiğim anda onu gördüm. Bugüne kadar çizdiğim hiç kimseye benzemiyordu. Saçları daha parlak, gözleri daha ışıl ışıldı.
Sanki diğer tüm insanlar seri üretim, o özel tasarımmış gibi duruyordu. O da bana bakıyordu. Saçlarıma, elbiseme, kulağımın arkasına sıkıştırdığım papatyaya...Yanına yaklaştığımda hala birbirimize bakıyorduk. İçimdeki umudun ışığını söndürmek istemezcesine o soruyu sormasaydım, belki de sonsuza dek birbirimizin gözlerine bakabilirdik.
“Buradan yıldızlara, hangi otobüsle gidebilirim?”
Böyle bir şeyin mümkün olmadığını biliyordum. Fakat dediğim gibi, içimde bir yerlerde hala yanmaya devam eden umut ışığım sönmesin istiyordum yalnızca.
Hala karşımda duran kişi, sorduğum soru karşısında afallamıştı. Tek kaşı havaya kalkmış, yıldızlara doğru baktıktan sonra gözlerini tekrar bana çevirmişti.
“Y-yıldızlara mı? Sanırım oraya ancak hayallerimizde gidebiliriz.”
Verdiği cevap karşısında ikimizde gökyüzüne bakmaya başladık. Bir zamanlar benimde aralarında olduğum yıldızlara bakınca içimi bir huzur kaplıyor, psikolojik sorunlarım varmış da yıldızlara bakınca hepsi birden ortadan kaybolmuş gibi hissediyordum.
Hala birbirimizin gözlerinin içine bakarken, durağa yanaşan otobüsle ikimizinde başı o tarafa doğru döndü. Ardından hiçbir şey demeden aceleyle otobüse doğru koştu. Bense, karanlık gecede yüzüme vuran ay ışığıyla, ardından bakakaldım. İşte tam o sırada aklımda kayan yıldızın sözleri dolaşmaya başladı. Seni bu dünyada tutan bir şey var. Yoksa beni bu dünyada tutan şey... O muydu?
Belki de insanlarla ilişkiye girmememiz konusundaki yasağı yanlış anlamıştım. İnsanları sevebilir, onlara âşık olabilirdik. Sadece bunun bir tık fazlası olan şeyi yapamazdık. İmkansız olan oydu.
İlk görüşte aşk diye bir şey olabilir miydi? Dakikalarca birbirimizin gözlerinin içine bakmamız, bunun bir açıklaması mıydı yoksa? Belki de kendime sorduğum tüm bu sorular, içimdeki telaş, aşkın ta kendisiydi. Belki de beni sımsıkı tutan ve bırakmaya niyeti olmayan şey... Aşktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeryüzündeki En Parlak Yıldız
FantasyGökyüzündeki her yıldız ömründe bir kez yeryüzüne inerdi kendisine verilen görevi gerçekleştirmek üzere. Stella'nın görevi yarım kalan aşkları, onları resmederek tamamlamaktı. Yüzyıllar boyunca binlerce resim çizmişti. Şimdi hepsi, sararmış ve yırtı...