Abimin yatağına oturmuş uyuyusunu izliyorum. Birbirimize hiç benzemiyoruz. O esmer , kara kasli , kara gözlü. Ben ise kumral, yeşil gozluyum. Küçükken kardeş oldugumuza kimse inanmazdı. Şuan farkettim de abim ne kadar yakışıklı ya. Yanağına bir öpücük kondurdum. Kondurdugum öpücük ile gözlerini Aralaladi " bu güzel uyandirmayı neye borçluyuz çirkin?" bana hep çirkin der. Bende ona tipsiz diyorum. Hep gozlerimin rengini kıskanır. Ben babamın prensesiyim, o ise annesinin biricik prensi. Ben babam gibi kumral yeşil gozluyum. O ise annem gibi esmer. " bilmem bir sevesim geldi seni. Kalk hadi kahvaltı hazırladım sana." telefonuna uzandı ve saate bakti. " saol ama çıkmam gerek." " Ben o kadar kahvaltı hazirliyim sen git. Öyle olsun öküz. " " çirkin" " kapa be ceneni" " sen bana haa" diyip gidiklamaya başladı. " yapma özür özür " sonunda bıraktı. Dolabinin karşısına geçip " bunumu yoksa bunumu giyeyim?" diye sormaya başladı. " çekil suran" diyip kenara ittim. Su yesili tişört ve beyaz bir pantolon çıkarıp uzattim. Sonra kendi odama geçip ne giyecegimi dusunmeye başladım. Turkagaz bir tişört ve siyah bir etek ve turkagaz bir bot giymeye kara verdim. Saclarimi duzlestirdim. Rimel ve kalem sürünce hazırdım. " Ben çıkıyorum çırkin." " bay tipsiz" o gidince bende Ceyhunu aradım. 10 dakika sonra evin onundeydi. Arabaya bindik. Kapıyı çaldık. Ada acti. Pembe bir tutu giymiş ve saçlarını yandan iki kuyruk yapmıs çok sirin gözüküyor. Beraber annesinin odasına gittik. Annesi uyuyordu. Uyandırmadan sessizce geri çıktık. " EE ne yapıyoruz?" " şimdi siz takilin benim ufak bir isim var. Bucur ben gelene kadar anneme ve prensesime dikkat et." " nereye?" " gelince anlatirim. " diyip gitti. " sana evi gezdiriyim mi?" " olur." önce mutfaga götürdü. Siyah ve bordo renkli mutfak. Harika yaa. Sonra bir suru kitaplar olan bir odaya götürdü. " bura kitap odamız." dedi tanıtmak istercesine. Kitap odamız derken öyle şirin duruyordu yanaklarini isirasim geldi. Kumsal kendine gel. Yamyammisin sen? Simdi bir odanın önünde duruyorduk. " bura abimin odası " diyip kapıyı acti. Oda ful siyahtı. Ama çok güzel ve büyük bir odaya sahip. Kolumdan çekiştirerek başka bir odaya getirdi beni. Bu oda ise ful pembe. " burada benim odam." dedi. Küçükken benimde böyle odam vardı. Ayy duygularim depresti.
( Ceyhun'un ağzından : bizim bara gittim. Bora ve ben bir masada oturmuş biralarimizi yudumluyorduk ki Ceyda geldi. Bu kızı çetede tutma nedenimiz ne allah aşkına? Tabi bide aleyna . ikiside korkudan bisey söylemeden yanımıza oturdular. " bora niye cagirdin oğlum beni?" " takiliriz diye cagirdim." " isim var benim. Gidiyom ben " " tamam kardeşim. Bende gidiyim eve." beraber kalkıp otoparka doğru yuruyorduk.)Melek teyze açıkinca yer diye ve adada açıklığı için mutfakta adayla beraber mercimek çorbası yapıyoruz. Yanı ben yapıyorum o izliyor. Bugün fatma teyze gelmemiş. Ceyhun gelmiş kapıda öyle bizi izliyor. " hoş geldin." " hoş bulduk." " bak abi coyba yapıyoruz. " " napiyosun?" " coyba " " kumsal hanım siz bu kadar marifetlimiydiniz ?" " evet. Ustalardan ders aldım. Açmisin?" " çok" " bir kerede değilim de ya bikere." " olmaz." çorbaları tabaklara koydum." Sıcak biraz sogusun" " o tepsi kime?" " melek teyzeye" gulumsedi. Böyle bisey beklemediği belliydi. Tepsiyi alıp melek teyzenin odasına gittim. Kapıyı caldim. İçeriden nazik tonda " gir." sesi geldi. Kapıyı yavaşça açtım. Beni görünce gulumsedi. " acsiniz diye dusundum. Mercimek çorbası severmisiniz?" " evet çok severim." " buyrun" diyip tepsiyi kucağına koydum. " Ceyhunun annesinin diyemi böyle yapiyosun.? Yoksa-" lafını kesip " annem hep iyilik yapmamı söyler. Bunun ceyhunla hiç bir alakası yok." " bende öyle dusunmustum." o odada çorbasını içerken bizde mutfakta içiyorduk. " saat geç oldu ben gidiyim." " ya hanı kalicaktin kumsal abla." " aynen kumsal " "tamam o zaman" melek teyzeyeyi fatma teyze alip kendi evine götürdü. " o iki santim eteklemi durmak istersin yoksa eşofman falan vereyim mi?" valla kör ya eteğin 2 santim filan değil. Gayet normal. Benim cevapm vermemi beklemeden kolundan sürüklemeye başladı. Odasına goturdu. Dolabinin karşısına geçti. Siyah efosman ve bir tişört uzattı. " cikabilirsin ukala. " " niye? Belki ben seni izlemek istiyorum." " sapikmisin?" diyip kapıya doğru ittim. O çıkınca kapıyı arkasından kilitledim. Verdiği kıyafetleri giydim. Tişört elbise gibi gelmişti. Aman olsun. Hala Ceyhun gibi kokuyordu. Sacimi topuz yaptım. Kapıyı açıp solona gidittim. Ada Ceyhunun kollarında yatıyor. Uykuya dalmış bile. Gidip yatağına yatırdık. O kadar masumdu ki. Sonra Ceyhunun odasına gittik. Yatağa attım kendimi. Yumuşacık bir yatak. Ceyhun da yattı yanima. " teşekkür ederim" " niçin?" " anneme iyi davrandigin için. " " ukala" diyip kafami göğsüne yasladim. "Beni ne kadar seviyorsun?" cevabını vermiyceyini bile bile sormuştum bu soruyu yorum. " bir sus ya. Allah rızası için sus." üzerindeki tişörtü çıkardı " bu kadar eziyet edilmezki." " kaslarına bakmayi kesermisim?" " ne bakcam ben senin kaslarına ya." " tabi tabi kesin" sonra yatağın içine girdi. Beni de yanına çekti. " sen alıstı yanımda yatmaya " " sensiz uyuyamiyorum ki." yanağını optum. Ve uyumaya başladık beraber.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala
Teen FictionTam kitabımın en güzel bölümünde "yat artık kumsal sabah kalkamayacaksın " diyen annemin sesiyle irkildim. "Tamam anne ya !" diye cevap vermemle terligi kafama yemek bir oldu. Haa bu arada ben kumsal . karmakarışık dünyada yaşamaya çalışan kız. Ann...