Ukala

kaybetme korkusu

( Ceyhun'un ağzından : evimde öyle oturmuş film izliyordum. Kumsalı çok uzmustum. Ve muhtemelen bidaha yüzüme bile bakımıycak. Aman kimin umrunda? Ben Ceyhun. Herkes benim icin ölüyor. Telefonumu çıkarıp Ceydaya mesaj attım. " yarım saat sonra her zamanki otelde ol."
Yarım saat sonra...
Otele gittiğim de Ceyda odada coktan gelmişti. Beraber odaya çıktık. Boynuma sarildi birden Ceyda. Kokusu içime çektim. Kokusunu almak istediğim koku değildi bu. Elimi saclarinda gezdirdim. Sert bir sacti. Kumsalın gibi yumuşacık , şampiyon kokulu değildi. Dudaklarina bir öpücük kondurdum. Kumsalın kiler gibi heyecan vermedi. Aksine tiksinmeme sebep oldu. Sahi ben şuan Ceydayala otel odasında baş basayim fakat kumsal gözünün önünden gitmiyor. Kendime geldiğimde Ceydaya baktım. Çoktan tisortunu çıkarmış karşımda yari ciplak bir halde karşımda duruyordu Ceyda. Kumsal olsa utancından kızarmış olurdu. Yaptığım yanlış. Ceydayi geri ittim ve otelden çıktım. Arabama bindim. 40 dakika sonra evdeydim. Kimse yoktu evde. Odama ciktim. Uzerimdekileri çıkardım. Soğuk suyla duş aldım. Ben ne büyük aptalim. Annemi kaybetme korkusuyla kumsala bağırmış , kufur etmiştim. Banyodan çıktım. Efosman altimi giydim. Ve kulakligimi birlikte yatagima girdim. Kumsalla cekildigimiz fotoğraflara bakmaya başladım. )
( arda ' nın ağzından : demirle birlikte bara girdik. Ama Ceyhun yoktu. Bugün değil ama seninle muhakkak hesaplasicaz. Saat gece 02:30. Otele kumsalın yanına gittim. Daha uyanmamisti. Yanına ilistim. Beni tıpkı bir oyuncak ayı gibi sarildi. Beraber uykuya daldim.)
Gözlerimi actigimda yanımda oturmuş beni izleyen ardayi gordum." lan ne bakiyon? Çok mu begendin mi beni?" kahkaha atıp " kalk hadi size gidicez. Sonra cafeye kahvaltı yapmaya gitcez. Sonra seni bizim kilerle tanıştırcam." " bizim kiler?" diye sordum." uff tanışınca gorursun." uzerimdeki ardanin kıyafetlerini çıkarmadan direk arabaya bindim. Eve girdim. Annem evde yoktu. Telefonumu çıkardım belki aramıştır diye. Lanet olsun ki şarjim bitmiş. Odama çıkıp sarja koydum. Bende odama geçtim. Duş aldım. Siyah iç çamaşırlarımı , siyah yırtık kot pantolonumu , siyah nike işaretli yarım tisortumu çıkarıp giydim. Sacimi kuruttum ve yana attım. Simdi sırasında makyaj daydı. Ağlamaktan morarmis göz altlarimi kapatmak için fondöten surdum. Sonra göz kalemi ve rilmel surdum. Dudaklarima da parlatıcı surdum. Telefonumu nazikçe sarıdan çıkarıp cebime yine nazikçe koydum. Telefonum benim herseyim. Ayağıma beyaz convers lerimi giydim ve ardanin yanına indim. Yol boyu sesizdik. Ben yaptığım hataları dusinuyordum. Gozrim doldu yine. Ama aglamiycaktim. Kendime verdiğim sözü tutucaktim. Telefonumun bildirim sesi tüm sessizliği bozmuştu. Cebime nazikçe koyduğum telefonumu yine nazikçe çıkarttım. Mesaj boradan dı. " kumsal benimle de kus değilsin dimi?" sana niye kuseyim ki? " bak bora ben bu kısmen işlerini 3. Sınıfta bıraktım. Seninle de kus falan değiliz. Kardeşin dibisin sen be. Yanlız çevrenin iyi değil o kadar:)" ben ceyhunla da kus değilim. Ondan hem delicesine nefret ediyor hemde onun o harika kokusunu içime çeke çeke uyumak istiyorum. Kumsal ne diyon kızım sen? O ibne sana 'surtuk' dedi. Sana bak. Koş koca kumsal kara ya. Hemde herkesin önünde. Sen hala koku diyon uyumak diyon. Kendine gel. Bu konuşan iç sesim. Kendisi daima haklıdır. ( bazı konular hariç) bayan iç ses hakliydi. Tekrar mesaj geldi. " bugün ceyhunla konuşucam. Kesinlikle mantıklı bir açıklamasi vardır. Çünkü o sana çok aşık ." mantıklı açıklaması varmış mis. Hadi ordan. " boş ver ya değmez kendini yorulduguna. Belki de haklı ben ve o hiçbir zaman biz olamayız." " ee kumsal hanım." " ne eesi arda bey?" cafenin önüne gelince durduk. Bu cafeyi hatırlıyorum. Ceyhunla gelmiştik. Ardayla beraber cafe den içeriye girdik. Etrafa göz gezdirdim. Bir masaya geçip oturduk. Garson gelip siparislerimizi aldı. Kisa sure sonra getirdi. Ben onumdeki krepleri mideme indirirken uzerimde gezen bir göz hissettim. Kafamı kaldırıp baktım. Kapının orda bana bakan Ceyhun ve bora yı gordum. Ceyhun gozlerimin içine bakiyordu. 3 saniye kadar balistik tan sonra önüme dönüp yemgime devam ettim. Arda 'nin arksi dönük olduğu için Ceyhunu gormedi. Lan şuan yanında olsa sarilsam... Lan mal dicem tesekkur etcen. Kendine gel artık ya. Haklı yine iç ses. Telefonumun bildirim sesi duyuldu. Cebimden çıkarıp mesaja baktim. " sensiz gözüme uyku bile girmiyor. Özledim her şeyini. Kokunu , saçlarını , gulusunu , utanmani. Beni biliyorsun. Bir anda annemi kaybetme korkusuyla sana çok kötü davrandim. Hakaret ettim. Hiç biri doğru değildi. Sana deliler gibi aşığım. " mesajı tekrar tekrar okudum. Telefonun tuş kilidini kapattim. Ne cevap verecektim ki? Ayy gerizeklalı inandı. Neymiş çok seviyomus hai ordan. Mal bir sus ya. Sanane ben ona inanıyorum. Sonra aglama ama. Sanane ya sanane. Evet ne var iç sesimle kavga ediyorum. "Lan yasiyon mu?" " hıh evet noldu? " " hiç dalıp gittin de." " pardon ya." " neyse bizimkiler gelir şimdi " telefonumu tus kilidini girdim. Buraya mesaj attım." melek teyze iyi mi?" karşı masada oturan bora telefonun daki mesajı görünce bana bakti. Gözlerindeki acı beni endişelendirdi. Hayır anlamında başını salladı. O anda gozlerimden yaş aktı. Ceyhuna mesaj attım " ben çok üzgünüm. Yanında olmak isterdim kötü gününde. " hıh iyi bok yedin. İç ses kapa çeneni. " şuan sana çok ihtiyacım var. " diye mesaj geldi. Cok şaşırdım. Masadan kalkıp bizim masaya geldi. Kolumdan tutup kaldırdı. Belime sarildi. Başını omzuma koydu. Arda bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Şaşkınlığını atınca beni kolumdan tutup sürükleyerek arabaya bindirdi. Ve son hizla cafeden gittik. " napiyosun ya?" " daha dün bu adam için adliyordun. Simdi niye sarılmasına izin versiyon? " bak ben dedim. Dinledin mi? Hayır. Ezik!!! Bana diyene bak ya." bu beni suruklemen için gerekli bir sebep değil." " aynısını olsa sende yapardin." " hiç te bile." " kimi yiyon kumsal. " " seni. Beni eve götür. Eve gitmek istiyorum." " sen bilirsin." eve gelince içeri girdim. Evde kimse yoktu. Uzerimdekileri çıkardım. Uzun bir banyo yaptım. Altima pembe şortumu , üzerinde beyaz tisortumu giydim. Sacimi kurutup topuz yaptım. Mutfaga indim. Salatalık çıkardım. Soydum , dogradim ,tuzladim. Ve yemeğe başladım. Salartaligim bitince elimi yüzümü yıkayıp odama ciktim. Kulakligimi birlikte yatagima girdim. Şarkı sistemden en sevdiğim şarkıyı açtım. Sancak...

Bu günahsız gözlerimi de yaktırma bana.
Sana mı ona mı inanayım battım yalana.
Tam unuttum dediğim an bulaştın yakama.
Bi de onu öperken de baktın ya bana.
Sen, en pis hali nefretin.
Huzuru beni düşünmeden kendine çektin.
Bu masaya bir resmin az geldi.
Dön de gururum yine bana ihanet etsin.

Bu evi, eşyaları bile sattırma bana.
Bütün odaları sen ve kapandım odama.
Kilidimi beynime vurup çektim kapıyı.
İçeriye beni bile alan olmasa da, gel.
Bana mutsuzmuş gibi bakma.
İstanbul neresi diye bile sorma.
Gidiyorum. Beni biliyorsun, duramam.
Sırtıma koyduğun onlarca tonla.

Yine her gece kendini yazdırma bana.
Bir bırak beni ona buna sordurmasana.
Düşünme sen gidince öldüğümü falan.
Tek derdim onunla uyuduğun zaman.
İsterdim başkası kokunu bilmesin.
Ya da bilmeseydim şimdi kimlesin.
Bu daha zor, onu biliyorum, onu tanıyorum.
Unutamıyorum..

Şarkının sözleri bna hep çok anlamlı gelmiştir. Gozlerimin dolmasına engel olamadım. O gün geldi aklıma. Beni öptüğü o gün. Ceydayala opstugu gün geldi sonra. Teker teker bütün anilarimiz geçti gozumun önünden. İnsanlar sevdiklerini kaybedince anlıyor değerini. Bende şuan anladım. Ceyhunum... O ilk karşılaştığımız gün. Bana bücür demesi... Sonra ona trip atmam.... Sahile gittiğimiz o gün beraber dustugumuz gün... Beni sevdiğini söylediği gün... Artık göz yaslarima engel olamadım. Yorga nin altında hickiriklar içinde agladim. Bazen kimse anlamaz ya sizi. Yanlız hissedersiniz. Kardeşim dedikleriniz bile yanınızda yoktur. Öyle hissediyorum. Basımı omzuna koyup agliycam kimsem yok. Normalde annem veya abim olurdu. Ama evde değildiler.
( Ceyhun'un ağzından : cafe de dayanamayıp yanına gittim. Sıkıca sarildim beline. Kokusunu içime çektim. Sonra gitti. Ben yine bütün hayal kirikligimla kala kaldim. Dayanamayıp eve gittim. Şuan yatagimda uzanmış onu dusunuyorum. Sarikldigimda , optugumde kızaran yanakları. Rengini çözemediğim yumuşacık saçları. Harika kokusu. Bana ettiği küfürleri. Kıskançlığı. Herşeyi ile benim ( di ). Hayatimdaki en önemli kadını kaybettim. Annemi yanı. Simdi diğerlerine sahip cikmaliydim. Ada ve kumsala. Bu böyle olmaz. Gidip konusayim. Belki anlar. Kalktim. Hızlıca uzerimi değişip arabama bindim. 10 dakikanin ardindan sonra kumsalların kanısındayım. Gitsemmi yoks kapıyı calsammi? Çaldım. Açtığında beni gördü. Şaşırdı biraz. Şaşkınlığını attip " neden geldin?" diye sordu. Ağladığı belli oluyordu. " konusmamiz gerek." " konusucak hicbiseyimiz yok." " var. Çok şey var." içeri buyur etti. İsteksizce. Koltuğa oturdum. Oda karşıma oturdu. " o gün annemi kaybetme korkusuyla sana çok ama çok kötü davrandim. Hakaret ettim. Ama sinirliydim. Korkuyordum..." " neden korkuyodun? " " annemi kaybetmekten. Ve şimdi o artık yanımda yok. Ve ben hayatimda ki diger önemli iki kızla ilgilenmek istiyorum. Nolur bak hastalığın biliyorum ama napiyim işte sınırlı olunca ne dediğini bilmiyorum. Beni affetmessen anlarim. Haklisin" bunu söylerlerken içimden nolur affet diye dua ediyordum. Dusundu. Dakikalarca dusundu. Ve ayağa kalktı. Bende kalktim. Birden bana kapıyı gostericegini sandım ama o sarildi. Sıkı sıkı sarildi. 'Benimsin ulen!' der gibi. Derin bir oh çektim ve sarildim. Verdi itti biran beni. " affetmemi istiyorsan iki sartimi yerine getiricen. Kabul mü? " " kabul. Ne şartı?"sinsi sinsi güldü. Kesin çok hayin planları vardır.)
Simdi sartlarimin 1.bana söylediklerini ardaya da söylesin. 2. Eline mikrofon alip ' kumsal özür dilerim. Sana çok aşığım. Affet beni.' diye bağırsin. Helal len bana ne zekiyim böyle. Kendini beğenmiş. Kala çeneni iç ses. " ilk sartim : eline mikrofon al. Dışarıda ' kumsal seni çok seviyorum. Özür dilerim. Ben essegim. Affet beni ' diye bağır"biraz degistirdim ama olsun. Söylediği mi duyunca " ne ?" diye bağırdı. Yaşasın kötülük. O kadar gioz yaşı döktüm. İntikami mi böyle alıyorum. Aferin barın intikam almayı unutmadin. Tesekkur iç ses seviyom seni.