Arkadaşlar bu ilk kitabimdir eger ki hatalarim olursa soyleyin.
Ben Derin 17 yaşındayım.Ailemi hiç görmedim tanımıyorum onlardan bana kalan bir resim var sadece...Bilmiyorum aile sıcaklığını,anne kokusunu,baba kız ilişkisi hiç bilmiyorum. Ailem yok ama annem dediğim Emine Teyze (anne) var. Doğduğum günden yada kendimi bildim bileli yanımda olan tek kişi. Pek arkadaşım yok sadece Pelin var. Pelin ile aynı mahallede oturuyorum güvendiğim tek dostum o.
2 haftadan beri böbrek kısmında sürekli ağrılarım oluşuyor. Ve cidden bu inanılmaz şiddette oluyor. Çoğu zaman midem bulanıyor ve halsizliklerim oluyor. Yarın okullar başlıyor heyecanlı mıyım ımmm sanırım hayır ne heyecanı derslerimde başarılı olabilirim ama bu okulu seveceğim anlamına gelmez ya. Hemen duşa girdim. Duştan çıkınca uzun saçlarımı güzelce tarayıp kurutup maymuşlu pijamalaramı giyip uyumaya karar verdim.. Yine her akşam ki gibi Selim'i düşündüm. Selim... Benim ilk aşkım,ilk heyecanım , ilk hayal kırıklığım kısacası ilklerim işte . Beni aldatmıştı o gün içkili olduğunu pişman olduğunu söylemişti inanmıyorum ne olursa olsun ben varken başkası olamazdı. Çok özlüyorum onu ama uzattığı eli tutarsam sanki sonu olmayan dipsiz bir kuyuya düşecekmişim gibi hissediyorum bu bile nefesimin kesilmesine yetiyor. Yapamam işte bir daha ona güvenemem yeniden beni kırmasına izin vermem. Haa bak seviyor muyum ? Evet ilk gün ki gibi hala seviyorum.. Bunları düşünürken gözlerim daha fazla açık kalmıyordu zaten daha fazla tutamayıp gözlerimi uykuya yumdum...
Sabah 6.30 alarm çalıyor her ne kadar kalkmak istemesem de bugün okul vardı ve uyanmak zorundayım nolurr birazcık daha uyuyayım diye kendi kendime yalvarırken iç sesim 'eğer kalkmazsan saçını başıni yolarım' diye tehditleri savurdu salak nasıl vuracaksa beni ...
Fındık kabuğuna çalan güzel saçlarımı düzleştirip uçlarını kıvırdım bu model bana çok yakışıyordu Maşallah kendimee . Ne yani kendi kendimi nazar edebilirdim. Gözlerime eye liner çekip dudak rengi çilekli rujumu sürdüm. Dar siyah pantolonumu giydim ve yeni aldığım askılı bluzumu giydim. Emine'm yine bana o güzel elleriyle kahvaltı hazırlamış oturup bir şeyler ağzıma atıp tıkıştırdım. Konversimi giyip Selin'i aradım ve her zaman ki yerimizde beklediğimi söyledim.Hemen geldi zaten beni bekletse döverdim onu. En nefret ettiğim şeylerden biri de bekletilmektedir... Beraber aşkomla okula doğru giderken yine dedikodu yapıyorduk ahh işte her zaman ki halimiz. Okula vardığımızda ne yazık ki askom ile vedalaşmak zorunda kaldık çünkü aynı sınıfta değildik mafya gibi müdürümüz vardı itiraz etmekten korkuyorum.Mudurumuzun bir kez bile güldüğünü görmedim bee .. Sınıfa girdiğimde her tarafı kapmışlardı pislikler ne diye beni en arkaya gönderiyorlarsa. Neyse sabır diyip en arkaya geçtim ilk defa arka sırada oturmanın acısıyla defterimi delik teşik ediyordum. Sınıfın kapısını çalmadan içeri bir çocuk girdi . Nasıl olur da bu kadar öküz olabilir hocadan özür bile dilememişti. Yanıma doğru geldi baş ucumda durdu kaşlarım ile sen hayırdır yavrum bakışı attım . inşallah anlamıştır öküz tek kaşını kaldırıp 'uza' dedi. Ulann sen kim olduğunu sanıyorsun da uzaa diyorsun banaa hemde bana kaslı olmasa döverdim ama neyse. Bende kaşlarımı kaldırıp küfür dolu bakışlarımı ona ilettim artık nasıl oluyorsa bilmiyorum.'ilk ben geldim kalkmam istiyorsansa oturursun istemiyorsan kalkar gidersin.' dedim uvvvv Allah m ne güzel konuştum ben canım kendim.. Hoca 'yerine otur' diyince hocaya ters ters baktı. Korkmadım değil hani korktum da az bişi böyle Minnacık . Mecbur yana kaydım gelip oturdu Maşallah yavrum kim doğurdu diyesim geldi ama tabi ki sadece diyesim geldi diyemedim tanımıyorum etmiyorum katil tipli yakışıklıyı 'Ben Derin' dedim gülerek ne de olsa sıra arkadaşım aramızda küslük olmamalı.Adam suratıma bakıp sustu.Allah ım daha önce fark etmemiştim ama gözleri bal rengi mi ne bilemedim ama değişik işte böyle sıcak soğuk karışımı bir şey o nasıl oluyor demeyin çünkü kafadan attım. Dur bir dakika bu öküze adımı demiştim ve cevap vermemişti!!!! 'Öküz musun sen insanlık yapıp adını sordum insan olsan cevap verirdin ayyy pardon öküzlere hakaret ettim bay ukala şey.' Çocuğun gözleri kızarmaya başladı tabii çenesinin gerildiğini hissettim sinirlenmiş miydi bilmiyorum ama birden tıslayınca ödüm her şeyime karışıverdi ıykkk iğrenç 'Bana bak kızım geldiğimden beri başımı ağırttın eğer bir daha ağzını açarsan dilini koparırım' dedi korkudan sustum yanii canımı yerde bulmadım. Zaten sınıftaki kaltak kızlar sinirimi bozuyordu yanımda ki taşı kesiyorlardı ve bana ölümcül bakıyordular yolarım ulan kaltak karılar. Neyse ki kazasız belasız bu dersi atlattım. Zıplaya koşa debelenerek Peloşumun yanına uçtum. Çok özledim bee onu.Tabii biz iki aç insan olarak her zaman ki yerimize diyip kantine ışınlandık.
Pelin iki yıldır Yağız ı seviyordu Allah var çocuk çok yakışıklı peşinde bir suru kaltak karılar var. Ama Pelin de arkadaşım diye demiyorum ama taş gibi kız mübarek. Pelin onu sevdiğini tek bana demişti ona bile demedi. Tam kantine giriyorduk ki Peloşum çığlık attı 'ayyy Yağız orda Derin çabuk bak tipim kayık mı doğru söyle kızım vallaha intihar etmem' kafasına şaplağı patlattım 'Ulan kızım mal mısın kulak be bizdeki de ayrıca şu an maymundan bir farkın yok'dedim 'haa o zaman güzelim demek istedin' "Peloşum" diyip sarıldım ve tam da kantine giriyorduk ki öküz cüppesi olan birine çarptım tam da laf atacaktım ki karşımda ki kişiyi görünce küçük dilimi yuttum. Selim??? Ama o??
