6.Bölüm-Rotasını Kaybetmiş Gemi

63 5 0
                                    

5.Bölüm-*Kesit* bölümünden sonraki kısmıdır.Iyi okumalar. Sahile geldiğimizde arabadan ilk o indi.Kafamı karıştırmıştı.Burada birşey yoktu.Ve burayı çok iyi biliyordum.Bu sahildeki denizin dalgalarının benim hıçkırıklarımı dindirdiği, her göz yaşım için bir kıyıya vuran dalga demekti bu sahil.Beni buraya getirmesini anlamıyordum.Benim buraya gelebileceğimi biliyordu.Peki beni bilerek mi getirmişti buraya.Kaybetmeyi sindirmiş, yenilgiyi hazmetmiş miydi? Düşüncelerimi cama tıklayan Miraç kesti."Geliyor musun,"dedi arabaya yaslanıp.Bu hareketiyle fazla yakışıklı duruyordu.Silkeleyip onu daha fazla bekletmeden kapıyı açtım.Rüzgarın tenime soğukça temas etmesi beni hüzünlendirdi. Onun bana yaptığı her şey beni geçmişe döndürüyordu.Silip atamadığım,unutamadığım, cehennemimi... Ama beni o geçmişe sürüklenmesine izin veriyordum.Kabuk bağlamış yaralarımı kaşımasına izin veriyordum.Onla aldığım her nefes beni daha dibe çekiyordu.Çekecekti de.. ama engel olamıyordum. Olmayı da tercih etmiyordum ya zaten. Peki onu bırakmak istiyor muydum?Hayır. Onun hakkında pek te birşey bilmiyordum.En çokta bu ilgimi çekiyordu. "Bilmediğim yerin burası olduğunu mu düşünüyorsun,"dedim sessizce bugün esintili olan denize bakarak."Hayır," oda dalgalara bakarak.Kafamı ona çevirdim.Oda bana döndü.Evet, kabul ediyorum.Şu an çok tatlı duruyordu.Ama bunu daha sonra düşünecektim.Derin bir nefes aldıktan sonra vücudunu da bana çevirdi.Ben onun ne yaptığını halen anlayamazken sağ elimi alıp kalbinin üzerine koydu. Bu hareketi bile beni heyecanlandırırken, kalp atışlarını her hissettiğimde bedenim yine o bilmediğim çekime kapılmıştı.Bozuk plak gibi aynı şeyi yapıyordu bana.Gözlerini gözlerime dikip birazdan onu tanıdığımdan beri en uzun konuşmasını yapmaya başladı. "Sana gösterip, gösterebileceğim en gerçek yer burası.Bende buradan ötesi yok Mayıs. Benim kalp atışlarımdaki acıyı, heyecanlandığımda göğüs kafesimi zorlayan oradan çıkmak isteyen benliğimi, umutlarımı, kırılan her bir tarafa savrulan parçalarımı sana başka türlü nasıl anlatabilirdim bilemiyorum.Sana benliğimi açıyorum.Çünkü..."her bir kelimesi kalbime hançer gün saplanırken ne diyeceğimi bilemedim.En mantıklı cevabın susmak olduğunu düşündüğümde dudaklarıma bir düğüm daha attım."Çünkü.. senin hayallerinde benim hayal kırıklıklarım var.Senin umutlarında benim dizginlenemeyen acılarım var.Senin rotanda benim batmış gemim, senin cennetinde benim şeytanlarım var."Ne diyeceğimi bilemedim. Ne denilebilirdi ki.Gözlerimi kırpıştırdım. Bu kadar sürede bunca şeyi benim hakkımda söyleyebilmesi beni şok etmişti.Sonunda dudağımdaki düğümü çözüp konuşmaya başladım."Yalan söyledim,"gözlerinin içine bakıp sırıtarak.Ani ruh değişimlerim vardı belki.Hep güçlü görünmeye çalıştığım içindir belki. Kaşlarını çatıp gözlerimin derinliklerine baktı.Bir cevap vermeyince devam ettim."Kazandın,"dedim elimi onun beni yakan, sol tarafından çekerek. Onun konuşmasına izin vermeden devam ettim.Çünkü biliyordum, o konuşursa kalbimi delip geçecek sözlerini esirgemeyecekti.Çünkü biliyordum.. Bundan sonra iki yabancı gibi davranacaktı bize. Belki onu bile yapmazdı... "Yalan söyledim. Bana bilmediğim bir yeri gösterdin ama ben gitmeyeceğim.Ne şimdi ne de yarın.. Sende benim olan şeyler var.Senin karanlığında benim benliğim var.Zayıflıklarım, yalnızlıklarım, göz yaşlarım mühürlü sende. Senin cehenneminde... yanmak istediğim, kül olana denk hemde,"Ben bunları söylerken o ifadesiz kalıyordu.Bir yandan bunları söylerken diğer yandan dua ediyordum kıramadığımı düşünerek.Cunki bunları söylediğim ikinci kişi oydu.Birinci kişiyi tahmin edebiliyorsunuz zaten. Gözlerimi denize çevirdim."Hani sen dedin ya. Senin rotanda benim batmış gemilerim var diye,"Sonra bakışlarımı yine ona çevirdim. Aramızda mesafe vardı."Ya benim rotam baştan yanlışsa," Gözlerine perde inmişti sanki. Beni görüyor ama söylediklerimi algılamıyordu sanki. Veya ben öyle görüyordum. Bilmiyorum.Dediklerime tepki göstermeden yüzüme bakıyordu.Bir an düz duvara konuşmadım sanmadım değil ama kelimelerin kifayetsiz kaldığı o andaydık.Kalbim deli gibi atarken onun cevabını bekliyordum."Seni.... anlamıyorum küçük,"Ben de anlamıyordum zaten. Kaldı ki senin anlamanı beklemek.Saçma olurdu. Ondan ne istediğimi tam olarak bende bilmiyordum.Sanırım..bu iyi hissettirmişti. Onunla bilinmemezligin ortasında kalmak bile güzeldi."Bana bir şans verecek misin?"
"Hayır,"
"Gerçekten mi?"
"Yalan söyledim,"
Yüzümdeki salak sırıtış sessizce tebessume dönüşmüştü.Onun ise sadece dudakları yukarı hafifle kıvrılmıştı.Sanırım benim su an ki halime gülüyordu.Kim bilir ne kadar aptal duruyordum.Sıra bu şansı değerlendirebilmekteydi.Bir süre sadece aramızdakinin rüzgarın melodisi ve dalgaların kıyıya vurduğundaki ritimdi.
"Tamam o zaman."
"Tamam."
"Sonra görüşürüz."
"Ona ne şüphe."

Konsept:AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin