Huzurlu bir sabaha merhaba diyerek kalktım yataktan.Bugünde güneş parlaklığıyla aydınlatıyordu gökyüzünü.Sanki midemde bir şeyler uçuşuyordu.Bu hissi kelebeklerle anlatmak az kalır.Kalbimin attığını sanki bugün anlamış gibi derin bir nefes aldım.
Hızlıca duş alıp günlük bir şeyler geçirdim üstüme.Abartıyı seven bir insan olmadım hiç.Olamıyordum da.Sadelik hep ön planlarımdandı.Saate baktığımda bugün için fazla erken kalktığımı fark ettim.Ve diğer bir şaşırtıcı olay ise kurduğum alarm saatinden erken kalkmış olmamdı.Bunun verdiği ayrı bir sevinçle Eylül'ü aradım.Ne zamandır beraber bir şeyler yapmıyorduk.Bur aralarda görüşemiyorduk zaten.Onunla gülüşüp eğlenmeyi özlemiştim.
Çaldı..çaldı...çaldı...Tam pes edip telefonu kapatacakken karşıdan uykulu bir ses kulaklarıma doldu.''Efendim Miray,''dedi benim uykulu arkadaşım.
''Bu saate kadar uyuduğunu söyleme sakın,''dedim sesimi ciddi tutarak.''Mayıs saat daha 6,'' Evet bize göre erken bir saatti.Hatta bana göre bu saatte kalan insanlar mutlu olmalıydı.Tamam,öyle bir şey yok.Ne yapayım?Bu benim için önemli bir rekor.''Bugün bir şeyler yapalım mı ?''Konuyu değiştirmiştim.Çünkü ben konuşurken uyumasından korkuyordum.''Yaparız,''dedi sadece.Uykulu olmasından yararlanıyordum.uykulu olunca Eylül'e her istediğinizi yaptırabilirdiniz.Arkadaşınızı iyi tanımanın bir avantajı daha .Kendi kendime tebessüm ettim.Mutlu olmak için artık sebep aramayacaktım.Etrafımda mutlu olmam için bir sürü sebep varken hemde.Kuş cıvıltıları,tatlı esen rüzgar,her gün yeniden doğan Güneş,her gece tekrar bizi karşılayan Ay.Mutlu olmak kolaydı.Yeter ki iste..Yeter ki gözlerindeki perdeyi kaldır ve gör..
Çay bahçesine geldiğimde birkaç çiftten başka kimse yoktu.Onlara gülümseyip,köşede gözden uzakta bir yere oturdum.Bu saatler en güzel saatlerdi.Kendi benliğimi dinlediğim saatler.Umutların en canlı olduğu saatler.Ben bunları düşünürken Eylül gelmiş, şu anda önümüzde iki sıcak çay,etrafa bakınıyorduk.Arada beni süzüyor,daha sonra yine etrafı izliyordu.
Ona içimi döksem rahatlardım belki.Kısacık zamanda bu derece büyük değişimler geçirmem bana bile tuhaf geliyordu.''Hadi Mayıs.Anlatacak şeylerin olduğunu biliyorum.Yoksa beni buraya boş boş etrafa bakınmak için mi çağırdın?''
Son cümlesini tereddütle söylemişti.Gülümsedim.Anlatmaktan zarar gelmezdi ya.''Çok farkı hissediyorum,''dedim usulca.
''Ne gibi,''dedi merakla.
''Biliyorsun,Derin'i unutmam zaman aldı,''dedim.Yavaşça her kelimeyi sindirerek söylemeye özen gösterdim.Deren deyince yüzü düştü.Bütün merakı yerini öfkeye bıraktı.Ama tek kelime etmedi.
''Ondan sonra başka birisine daha farklı duygular hissetmek beni korkutuyor,''Gözleri yerinden fırlarcasına açıldı ve beklediğim soruyu sordu.''Aşk mı ?'' dedi cevabın 'evet'olmasını umarak.Derin'i hiç sevmemişti Eylül.Sırf ucunda ben olduğum için katlandığını söylerdi hep.Derin kötü biri değildi aslında.Sadece hayat onu değiştirmeye mahkum etmişti.Ya da ben öyle olması için umuyordum.Bilemiyordum. Miraç'a hissettiklerim aşk değildi.Ben bir kez aşık olmuştum.O da gitmişti ya.Neyse.
''Hayır.Aşk değil.Bu..bu çok farklı.Asıl bu korkutuyor zaten.Derine hissettiklerimden çok farklı.Ben onu her gördüğümde eksik yanım tamamlanıyor,yeniden doğuyorum sanki.Her defasında.Bıkmadan.Onun yanında benliğim yeniden yeşeriyor.Umut buluyor kalbim.Çocukluğum çıkıyor ortaya.Hep bastırmak istediğim tarafım heyecanlanıyor.Sadece bir kaç görüşte bunların hepsini hissetmek..Korkutuyor.Off bilmiyorum Eylül.En başında sadece arkadaş olmak istemiştim.Ama şimdi...Bir çok duygum onu besliyor kalbimde,''
Gözlerini ayırmadan beni dinledi.Bir süre soğuk çayın baktıktan sonra ''Kızım aşıksın sen,'' dedi sevinçle.''Bak Derin ile birlikteyken bu dediklerinin hiç birini yaşamadın.Bunların tek birisi dahi olmadı,''
![](https://img.wattpad.com/cover/55537195-288-k344029.jpg)