Kaç saattir yoldaydık ? Ya da kaç gündür ? Zaman kavramından iyice soyutlaşmıştım, annemin ve kardeşimin ölü vücutlarını her gece rüyalarımda görüyordum.Hep aynı kabus.Ejder askeri annemi ve kardeşimi öldürüp yere atıyordu, bense her seferinde onları kurtarmak için koşuyordum fakat o yanan ağacı bir türlü geçemiyordum.
Yolculuk boyunca bir şey yememiştim, tok olduğumdan ya da verilen yemekleri beğenip beğenmemiş olmamdan değildi sadece ihtiyaç duymadığımı hissediyor olmamdandı, artık annem ve kardeşim yoktu o zaman yaşamaya devam etmenin, bir şeyler yemenin, bir şeyler sevmenin ne anlamı vardı ki ? Sustur şeytanlarını Marie, sen tüm dünyayı kurtaracaksın, sen dünyaya adaleti getireceksin, sen Tanrıların sonlandıramadığı zorbalığı sonlandıracaksın.
Gemi, karaya durduğunda büyük bir sarsıntı oldu, bir anlığına Melek Ordusunun gemiye saldırdığını ve bizi geri almaya çalıştığını düşünmüştüm, saçma düşünceler Melek Ordusu bir tek Ejder askerini dahi yenemezdi.Onlar sadece teslim olurlardı ve toprakları için savaşamayacak kadar korkarlardı.
Gemi karaya durduğunda güverteden üç tane Ejder askeri geldi ve bizleri sırayla gemiden indirdiler.Çoğumuzun üstü yırtıklarla, lekelerle doluydu, kan lekeleri, kusmuk lekeleri ve diğer özel lekeler.Bir haftalık yolculuğun vermiş olduğu yorgunluk ve şu son yedi güne sığdırdığımız bütün acı hepimizin ruhunu sömürmeye yetmişti.Yüzlerimiz sonbaharda kurumaya yüz tutmuş bir ağacın yaprakları gibi sararmış, göz altlarımızsa ezilmiş bir böğürtlen gibi morarmıştı.
Ejder askerleri bizleri itekleyerek geminin önüne sanki kurbanlık hayvanlar gibi dizmişlerdi.Aşağılanmak, ezilmek, küçük görülmek.Neden mizacıma ters gelen her şeyi yaşamaya mahkumdum ? Gerçekten bahsettikleri "Kaderini değiştirme." mümkün müydü ? Çünkü biliyorum ki eğer mümkünse bunu elde edeceğim.En aşağıdan en tepeye çıkacağım.
Savaşın başladığı gün beni ölümden kurtaran adam -tabi şuanda yaşadığımın ölüme kıyasla daha kötü olduğunu saymazsak- arkasına yaklaşık on tane Ejder Askeri almış bizleri süzüyordu.Sanki görücüye çıkmış ayakkabı çiftleri gibiydik, birilerinin bizleri beğenip seçmelerini bekliyorduk.Belki de bizleri öldürüp arkamızda ki denize atacaklardı ? Bu mümkündü, bir gecede yaklaşık yüz bin insanı katleden bir imparatorluk bir deste kızı mı öldüremeyecekti ? Fakat öldürmek isteselerdi bunu buraya gelmeden önce yaparlardı güzel topraklarını aptal melek kanıyla kirletmek istemiyorlardı, onların aklında daha kötü bir fikir olduğuna emindim.O adam, sonunda konuşmaya başlamıştı.
"Sizlere iki tane seçenek sunacağım.Ölene kadar hayatınızı etkileyecek iki seçenek."
Yirmi kişiden fazla değildik, adamın ağzından çıkan bu kelimelerden sonra ister istemez birbirimize bakmıştık.Hepimizin gözlerinde aynı ürkeklik, aynı kendini bilmezlik vardı.Gözlerimizin arkasında ki biz, biz değildik, kaybolmuştuk.
Adam, kirli sakallarını eliyle yokladıktan sonra yarım kalan cümlesini devam ettirdi.
"İlk seçeneğiniz , Kral Sarayı'na gidip hizmetçi olursunuz eğer şanslıysanız da oradaki bahçıvanlardan birisiyle evlenirsiniz.İkinci seçeneğiniz ise benimle gelip Ejderha İmparatorluğu için ve kutsal ordumuz için savaşırsınız, canınızı imparatorluğa adarsınız.Tabi dürüst olmak gerekirse hepiniz ancak temizlikçiliğe layıksınız.Herneyse, seçim sizin."
Sunduğu seçeneklerin ikisinin de sonu benim için yapmaktan en nefret ettiğim şeyde bitiyordu, başkası için çalışmak.Gururum, otoritenin ötesine geçmekten çekinmiyordu.Adam, sunduğu seçenekleri doğru düzgün düşünmemize fırsat bile vermeden en baştaki kızdan başlayarak cevaplarımızı sormaya başladı.En sonlara doğru ben vardım ve benden önceki tüm kızlar Kral Saray'ına gidip hizmetçi olmayı seçmişlerdi .Sıra bana geldiğindeyse dilimde ki düğümü çözemedim.Adam aynı cevabı benden de bekliyordu.Sorusunu cevaplayamamış olmam onun itibarını küçük düşürebilirdi adam bunu düşünerek bana çıkışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irkların Savaşı
FantasyBirbiriyle savaşan ve en iyisi olmak isteyen beş ulus.Ejderler,Melekler,Kurtlar,Cadılar ve İnsanlar. Dünya bir zamanlar rayına oturmuştu, her şey ahenk içindeydi ve Nextix Irk Koruma Birliği dünyada mutlak barışı sağlamıştı. Ta ki birliğin başına Ej...