AĞIR DARBE

2.BÖLÜM TAKIM ELBİSELİ ADAM?!

Merhabaa:D Umarım hikayemizin kurgusunu beğenmişsinizdir..Yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin lütfen.Şimdiden herkese teşekkür ederim.. Herkese iyi okumalar :*:*

Garson başımda dikilirken ben adamı süzmeye başlamıştım.Bu adamda kimdi?! Ve Asımla ne işi vardı? Oooff bu adam ne işler karıştırıyordu yine?!Adamın arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyordum.Acaba tanıyor muydum?Yüzünü göremediğim bu takım elbiseli adamın ağarmış saçları çok dikkat çekiyordu .Acaba Asım beni bu adamla mı tanıştırmak istemişti? Aklımdaki bu cevapsız sorular, garsonun bana seslenmesiyle son buldu."Hanımefendi iyi misiniz?"dedi.Garsona döndüm. Ve istifimi bozmadan "İyiyim" dedim. Okul aklıma geldiğinde telaşla saate baktım ve saatin 8.30 olduğunu görmemle yerimden fırlamam bir oldu.Zaman ne çabuk geçmişti böyle? Garson bana malmışım gibi bakıyordu.Asımlara geri döndüğümde hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Beni fark etmemeleri için yüzümü kapattım ve koşar adımlarla cafeden çıktım.

***

Ders tarih, ama benim aklım hala onlardaydı.Beynim sınav yapıyordu sanki bana. Asım'ın o adamla ne işi olabilirdi? Off ne yapacağım ben? Lanet olsun!! Ben bu olanları düşünürken biri bana seslendi.Kafamı kaldırdığımda tarih hocasıyla göz göze geldik. "Dalya dünyada mısın?"dediğinde sınıf gülmeye başladı "Yok hocam şu an iniş yapıyorum" dediğimde ise sınıf kahkahayı basmıştı.Zaten bana uyuz olan bu kadının bana olan nefretinin büyüdüğüne emindim.Bana sinsi bir gülüş attı.Ve sonunda zil çaldı.Zilin çalmasıyla herkes ayaklandı ve sınıftan hızlıca çıktık. Lal'le kantine indik.Lal'le lisedeyken tanışmamıza rağmen en yakın arkadaşımdı.Ben yemek almak için sıraya girerken Lal de masaya oturmuştu çoktan.Kalabalıkta beklerken kendimi pide kuyruğunda bekleyen zavallı bir çocuk gibi hissettim. Onca abazanın arasında geçen yemek mücadelemden sonra sonunda yemeklerimizi alabilmiştim. Arkamı döndüğümde Lal masada yoktu.Daha sonra kalabalığın arasından Melodi'yi altına almış Lal'i fark etmem uzun sürmedi.Elimdeki yemekleri Kadir'e fırlattım ve kalabalığa doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.Tam o sırada Lal'a doğru yürüyen Mira'yı gördüm ve hemen önünü kestim." Hop hop nereye gidiyorsun?"dedim."Sanane be?"dedi.Sinirle"Bırak kendileri halletsin!" dedim Beni takmayıp yürümeye devam etti.Önünü tekrar kestim."Ooo hayırdır?!Öz güven patlaması mı yaşıyorsun sen??"dedim."Orospu çekil önümden !"dediğinde daha fazla kendimi tutamayıp saçından tuttum ve arka tarafa sürüklemeye başladım.Onu hızlıca duvara yapıştırdım ve tokadı geçirdim.Şimdiden okul etrafımıza toplanmıştı bile."Bak kızım eğer bir daha bize karışırsan daha fazlasını yaparım sana!" dedim sinirle. Tam tokat atacakken kolunu tuttum ve "Bu el bir daha kalkmasın "dedim,hızlıca ittim elini . Arkama bakmadan hızlıca Kıraçların yanında oturan Lal'a doğru yürümeye başladım.yanlarına geldiğimde  Lal'a dönüp "Ne oldu yine kızım" dedim sinirle  "Ne zaman boş bıraksam birisine karışıyorsun" dedim "O kaşındı bir kere. " dedi. Kıraç " Tamam kızlar. Kavga yok. Zil çaldı hadi sınıfa çıkalım "dedi.

  Sınıfa geldiğimizde yerlerimize geçtik. Benle Lal cam tarafı  en arka sırada oturuyorduk. Bizim önümüzde ise Kıraçla Tunç oturuyordu. Biz konuşmaya dalmışken sınıftan Kadir  "Matematik sözlüsü var gencolar. " dedi gencolar nedir amk ya sınıf unutmuş olacak ki. Sesler yükselmeye başlamıştı. "Ne yapacağım ben ya ,bu sene geçemezsem babam ağzıma sıçar... " Sıranın üstüne çıkıp. "Tamam be ben halledicem " dedim. Kara böcek -matematik hocası - sınıfa girdiğinde sınıf  telaş yapmaya başlamıştı. Haklılar  yani son senemiz. Ben matematiği yapardım da çok zor be. Herkes bana bakıyordu  iş bana düştü desene. Başlıyorum "Hocam" dedim önce "Efendim " dedi en zayıf  noktasından vurmam gerek  dimi. "Bugün çok şıksınız hocacım" dedim  ıyyyy bidem bulandı  kara böcek  yapmacık bir  gülümsemeyle "Sağol evladım."dedi  suyuna gidiyim biraz  "Hocammm"  "Efendim yavrum" dedi  telaşlı bir sesle "Eteğiniz   yırtılmış külotunuz gözüküyor " dedim kara böcek  kafasını kaldırıp bana baktı bende kaşlarımı kaldırıp en şirin gülümsememi yaptım.Hoca telaşla  sınıftan çıktı. Sınıf sevinç  çığlıkları   atarken kara böcek sınıfa  geri geldi .Sınıf bir anda susup bana küfür  etmeye başladılar. Hoca kapının ağzından "Sözlünüz haftaya çocuklar  benim bir acil işim çıktı da. "dedi ve gitti. Bu sefer sınıf bana teşekkür etmeye başladılar. Tunç "Hadi  sahile gidelim "dedi  Kıraç başını salladı Lal da onayladı  ben "Benim işim var ya siz gidin. "dedim üçü birden bana baktılar "Tamam tamam geliyorum" dedim sizde görseydiniz kabul ederdiniz yani bir anda gülmeye  başladılar mallar "Çok komik ya"dedim aynı anda "Evet" dediler maaşallah yurttan seslenme korosu gibiler vallah.

*****

Okuldan kaçıp sahile gelmiştik. Kayalıklarda oturup denizi izliyorduk boş boş bana göre hava hoş da Tunç  durur mu "Ne kadarda sıkıcısınız siz ya."dedi Kıraç Tunç 'un ensesine vurup "Sus lan pezevenk." dedi  "Lan bir durun aklıma bir fikir geldi."dedim Tunç "Adamsın la dalo." dedi "dalo nedir amq ya. Her neyse." İşaret parmağımla  balık tutan adamları gösterdim. "Balıklar can çekişiyor "dedim ne yapıcağımı anlamışlardı.Tunç "İşte benim  kızım be."dedi. Kıraç "Nereden senin kızın oluyor anlatsana bir"dedi ciddi bir ses tonuyla. Onlar orada boğuşurken benle Lal kalkmış totomuzu sirkeliyorduk. "Hadi be kalkın " dedi Lal .Kıraç "Tamam abla kızma." dedi Lal gülümseyerek  karşılık verdi. Tunç kalkıp "Şimdi ne yapıyoruz sümüklüler" dedi hepimiz Tunç'a baktık ellerini  dudağına götürüp fermuar şekli yaptı. "Tunç sen Lallasın " başıyla onayladı "Bende Kıracı alacağım." dedim Tunç "Dalya beni aldatıyor musun aşkım." dedi Kıraç "Bir dur da  lafını bitirsin kız" dedi "Kovanın içindeki balıkları denize atıyorsunuz.Allah ne verdiyse koşuyorsunuz."dedim. "Hazır mısınız şapşikler." Tunç "Hazırız kaptan" dedi  Lal "Ne duruyoruz o zaman " dedi Lal'a bakıp anlayamamış gibi kafamı salladım Lal "Koşsak diyorum"dedi " Haaa" 

Hepimiz koşmaya başladık kıraçla ben sol tarafa doğru koşmaya başladık onlarda sağa doğru.Kıraçla birlikte balık tutan adamın yanına gedip "Özür dileriz."dedim adam dediğim şeyi idrak etmeye çalışırken kovayı alıp denizin içine boşalttım.Adam şaşırmış olacak ki bir iki dakika olduğu yerde donup kalmıştı. Tunçlara baktığımda adamdan dayak yiyordu kurtulamadılar demek ki.  Kıraç birden elimi tutunca afalladım "Eğer kaçmazsak Tunç gibi olacağız " dedi ve koşmaya başladık. 

Koşa koşa canım çıkmıştı. Bir ara sokağa girip soluklanmaya başladım kıraç "Hadi minik koş adam hayla arkamızdan koşuyor " dedi "Dur biraz Kıraç öldüm burada." dedim "Hadi Dalya adam yaklaştı. "dedi  tekrar koşmaya başladık. Ben söylene söylene koşarken Kıraç durunca bende durdum. Ellerimi dizlerime koyup soluklanmaya başladım "Kurtulduk mu?"dedim "Kurtulduk" dedi yere çöküp kahkaha  atmaya başladık.Yanımızdan geçenler bize mal mal bakıyorlardı. Kıraç kalkıp elini uzattı. Elini tutup ayağa kalktım. "Eee şimdi ne yapıyoruz."dedim. "Seni eve bırakıyorum benim işim var. "dedi söylememek istermiş gibi "Ne işi." dedim "Hiç iş işte boşver." dedi ben zorlamak istemedim "Tamam o zaman sen işini hallet ben eve giderim"dedim. "Ama dalya " "Tamam kıraç" dedim ve adımlarımı eve doğru yönlendirdim.

*******
Evin kapısını açıp içeri girdim.Salona doğru gidip "Baba.ba-" Etraf dağılmış içki içiyordu yine fazla geldi bir ay içkisiz yaşamak. Ben görür görmez ayağa kalktı ve yanıma doğru gelmeye başladı "Oooo Dalya hanım evinize teşvik edebilmişsiniz."bunu söyleyerek yanıma ulaşmıştı çoktan ben tam bir şey diyecekken tokat attı. Kafam sağ tarafa düştü kafamı kaldırıp hiç acımadan bir tane daha attı, bu seferki her zamankinden daha fazla sertti ki yere düştüm yanıma gelip kemerini çıkarttı.O sırtıma vurmaya başladı bende çığlık atmaya canım o kadar çok yanıyordu ki."Hepsi senin yüzünden oruspu.Sende annen gibi oruspunun tekisin"dedi ve tekrar vurmaya başladı "yapma ne olur." beni duymuyordu ne kadar içtiyse artık "Yalvarırım yapma. Canım yanıyor.  Baba" dedim ama vurmaya devam etti. Her  konuştuğumda.Her seferinde...ACIMADAN...

Umarım  beğenirsiniz.  Hepinizi öpüyorum ★★★
Yorum ve oy kullanırsanız sevinirim...