Bir yandan simitlerini yerken bir yandan da çalışmalarına devam ettiler. Bilgisayar başında çalışmaktan zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Yağmurun seslenmesiyle birden irkildi.
Kolundaki saati göstererek , öğle arasına girdik birşeyler yiyelim mi Yüsra diyerek seslendi Yağmur. Uzun süre bilgisayara bakmaktan dolayı gözleri ağrımıştı artık. Çok acıkmış olan ikili birlikte birşeyler yemek için dışarı çıktılar. Bir saat molaları vardı. Tabi bu molaya çay saati de ekliydi. Özel sektör olunca işler istedikleri gibi olmuyordu. Patronlarına göre hareket etmek diğerleri gibi ikisininde mecburu göreviydi. Ne de olsa ekmek parası kolay kazanılmıyordu. Zaman kaybetmeden her zaman gittikleri mekana doğru sürdüler arabayı. Kışın sert geçmesinden dolayı üşümemek için oraya vardıkların da arabadan inince hızlıca içeri girdiler. İçeride ki yemek kokularından dolayı açıkmış olduklarını daha çok hissetmişlerdi. En köşedeki sandalyeleri rengarenk , masası ise koyu kırmızı olan masaya geçip oturdular. Siparişleri verdikten sonra beklerken bir yandan da muhabbet etmeye başladılar.
-Duydun mu bizim ajansa yeni biri gelmiş . Daha doğrusu daha tam yerleşmeden namı bütün herkese yayıldı diyerek konuşmaya başladı Yağmur.
-Vay be kimmiş bu kadar meşhur olan kişi merak ettim şimdi.
-Meşhurluğundan değil de defneyle olan muhabbetinden dolayı adı hemen duyuldu diye devam etti konuşmasına Yağmur.
Ajansa gelen kişi hakkında konuşan ikilinin muhabbetleri koyulaştıkça sohbetleri daha keyifli bir hal almıştı.
-Desene bazıları doğuştan şanslı diye yorum yapan Yüsra , Yağmurun dedikoduyu tam olarak anlatmasıyla birden söylediklerinide değiştirmesi uzun sürmedi. Yüsranın , işte böyleleri şanslı olur bizim gibilerin ise anca öküzle tren meselesine döner hayatları diye söylemesiyle ikiside birden patlattı kahkahayı. Ardından pizzalarının gelmesiyle muhabbetleri bölünsede aç olmalarından dolayı hemen yemeğe koyuldular.
Pizzasını aldıktan sonra yemeğine tuz atan Yüsrada bir alışkanlık vardı. Hangi yemek olursa olsun yemeden önce tuz atardı. Bu alışkanlığından dolayı çoğu iş görüşmesinden olumsuz çıkıyordu. Çoğu patronlar tadına bakmadan yemeğe tuz atan insanları ön yargılı buluyorlarsa da Yüsrayı bu huyundan vazgeçirememişlerdi. Reddedildiği işler sayesinde de tecrübe sahibi olmuştu artık. Yemekleri biter bitmez Yüsraya bakarak biliyorsun geleneksel huyumuz yemeğin ardından çay içmek ne dersin bu duruma diye söyledi Yağmur. Gülümseyerek kuralları çiğnememeliyiz diyen Yüsra garsona seslendi. İki çay istedikten sonra garsonun gitmesiyle kaldıkları yerden devam ederken , kimleri görüyorum burada diye birisinin seslenmesiyle bölündü muhabbetleri. İkiside sesin geldiği yöne doğru çevirdi kafalarını. Karşısında gördüğü kişi sayesinde şaşıran Yağmur , şaşkınlığını yüzüne yansıtmıştı. Ani şok etkisi geçtikten sonra ise nereden çıktın sen böyle diyerek adamın boynuna sarıldı.