Nefes alışverişini unutmuşken, koşmaya devam etti. Hiçbir şeyi umursamıyor, kaçmaya odaklanıyordu. Los Angeles sokakları boyunca koşmuştu ve hissediyordu, her an onu yakalayabilirlerdi. Bir sokağı daha geçtiğinde hızla eski gibi görünen ama klasik Los Angeles görünümüne sahip kırmızı tuğlalı binadan köşeyi döndü. O an gördükleri için Tanrıya o kadar çok teşekkür etmişti ki. 26 yıllık ömrü boyunca toplansa bu kadar teşekkürde bulunmamıştı. Bir sokak festivali vardı ve bu şekilde izini kaybettirebilirdi. Gözlerini kapatıp, derin bir nefes vererek huzuru içinde hissetmek istedi ama bunun için zamanı yoktu. Her an ensesinde silahın soğuk namlusunu hissetmekten korkuyordu. Bu yüzden hızlı bir şekilde yürümeye başladı. Üzerindeki eskimiş ve maviden, siyaha dönen tişörtü yürümeye devam ederken çıkarttı ve mısır satış platformunun hemen altına, mısır amblemi olan örtüyü kaldırarak attı. Sporcu atletini hızla düzeltti. Salınmış, yağlanmış ve kir kokusunu her nefes alışında burnunda hissettiği saçlarını, yürümeye devam ederken sıkıca ördü. Saçı o kadar yağlıydı ki istediği şekli kolayca verebiliyor ve o şekilde kalmasını sağlayabiliyordu. Ördüğü saçını tokalamaması sorun olmadı. Mavi şapkası olan ve elindeki dondurmayı gözlerindeki büyük mutluluk ile yiyen çocuğu gözüne kestirdi ve adımlarını ona doğrulttu. Çocuğa yaklaştı ve dondurmasına hafif bir şekilde vurdu. Hafif vurmasına rağmen buna hazırlıklı olmayan çocuk dondurmasını sıkı bir şekilde tutmadığı için dondurması yeri boylarken, çocuk ilk önce şaşkınlık içinde yerdeki dondurmasına baktı. Ardından bunu yapana, Kate eğildi ve bunun için özür diledi. Çocuğun gözleri dolarken tekrar yerde erimekte olan dondurmaya doğrulttu bakışlarını. Kate çocuğun şapkasını tuttu ve hızlı ama bir o kadar dikkatli bir şekilde kafasından çekti. Yerdeki dondurmasına odaklanmış ve ağlamaya başlayan çocuk, kafasından alınan şapkasını hissetmedi bile. Kate şapkayı kafasına taktı ve ördüğü saçını şapkanın içine sıkıştırdı. İnsanlar hala değişmemiş, İnsanlar hala bencil ve umursamazlar.Kate yürümeye devam ederken düşündü. Hiç kimsenin o çocuğa yardım etmemesi veya Kate'i durdurmaya çalışmaması, Kate'in insanlara karşı olan bakış açılarının değişmemesini neden olmuştu. Kate düşüncelerini savuşturdu ve adımlarını biraz daha hızlandırdı. Starbucks'ın önüne koyulmuş masalarda oturan insanlara çarptı gözleri, herkesin bir uğraşı vardı. Nefes alışverişleri yeni yeni düzelmeye başlamışken adımlarını iki kadının oturduğu masaya doğrulttu. Hırsızlık yapmayacaktı sadece ödünç alacaktı. Hayatının kurtulması için bu ufak tefek ödünçalmalar ona gerekliydi. Tanrıdan daha sonra bunlar için özür dileyecekti, eğer bulabilirse kişilerden de. Masaya yaklaştı ve dikkat çekmemeye çalıştı.
"Merhaba, üzgünüm. Ben çantamı çaldırdım ve polise haber vermem gerekiyor. Telefonunuzu kullanabilir miyim?" Nazikçe ve çantasını gerçekten kaybetmişcesine endişe ile sordu.
"Uhm.." Kadın kahvesini masaya bıraktı ve Kate'i süzdü. Kate endişe ile kadına baktı.
"Elbette." Kendisini pembelere boğmuş kadın telefonunu uzattı. Kate, bakışlarıyla ona teşekkür ederken telefonu almak için hamle yaptı. Kate telefonu aldı ve tam kulağına götürecekken telefon elinden kayıp yerle buluştu. Kaldırımın kenarına düşen telefondan kırıldığına dair sesler çıktığında her iki kadında masadan kalktı.
"Aman Tarnım!" Pembe giyimli kadın endişeyle telefonuna yaklaştı.
"Ah Tanrım ben üzgünüm." Kate sesini titretti ve onlara bakanın olmadığından emin olmak için kısa bir göz gezdirdi. Tam o sırada onu kovalayan adamlardan birini gördüğünde minik küfür dudaklarından fırladı. Daha fazla uzatmadan masadaki güneş gözlüğünü aldı ve kadınlara son kez baktı. Kadınlar, telefonu eline almış 'ekranı iyi mi? Sence hasarı var mı? Dokunmatiği hala çalışıyor mu?' sorularını sorarak telefonla ilgileniyorlardı. Kate gözlüğü gözüne taktı ve adımlarını hızlandırdı. Festival alanından çıktığında hızla etrafına bir kez daha bakındı ve ardından koşmaya başladı. Adamların onu ilk bakışta tanıyamayacaklarından emindi. Ayrıca bu aldığı güneş gözlüğü Kate'e fazlasıyla büyük gelmiş neredeyse suratının yarısını kapatıyordu. Koşuşunu hızlandırdı ve karşı yoldan gelen taksinin durması için hızla önüne çıktı. Taksici telaşla frene asıldığında, Kate zaman kaybetmeden taksiye bindi. Adam ona sinirli bir şekilde bakarken, Kate bunu umursamadı ve mırıldandı.
"En yakın polis departmanına."
____________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glock 22 | N.H Fiction
Cerita PendekKate, FBI için çalışan bir ajan. Gittiği gizli operasyonda tüm kimliği fark edildiğinde, cehennem onun için harmanlandı adeta. Operasyonun başarısız sonuçlanması, eşi Niall ve 4 yaşındaki kızı Erica'dan uzak kalmasının yanı sıra; 1 yıl boyunca türlü...