İsminin Neriman olduğunu öğrendiğim teyze tanıştırdı bizi "oğlum Emre " diye. 'Emre'.. İsmi Emreymiş. Onunla ilgili öğrendiğim ilk şey. Daha neler öğrenecektim acaba. Sanki onunla ilgili düşüncelerimi, gözlerimden okuyacakmış gibi kaldıramıyordum yerden başımı. Emre hoş geldiniz diyerek, tek tek tokalaştı bizlerle. Önce annemle, sonra Emel teyzeyle ve sonra da.. Allah'ım işte tam karşımda, elini uzatmış bana bakıyor. Ani bir cesaretle başımı kaldırıp, bende uzattım elimi. Ellerimiz birleştiğinde "Zeynep" diyebilmiştim sadece. Gözlerine bakakaldım öylece. Ne güzel gözleri vardı Allah'ım. Kara, kapkara gözleriyle nasılda güzel bakıyordu gülümseyerek. Elini çekerken elimden, kendime geldim birden. Hemen eğdim başımı. Aman Allah'ım ne yaptım ben, nasılda baktım yüzüne uzun uzun. Umarım bir şey anlamamıştır. İnşallah anlamamıştır.
O gün eve döndüğümüzde odama kapattım kendimi. Yatağa uzanıp, tavana diktim gözlerimi. Defalarca o anı hatırladım zihnimde. Hayal ettim tekrar tekrar. Bazen mutlulukla güldüm. Bazen de utançtan yüzümü yastığa gömdüm.
Bu düşüncelerle uyuyakalmışım odamda. Annemin gelip seslenmesiyle uyandım. Yanı başımda duran telefonuma baktım kısık gözlerle, saat kaç diye. 19.00'a 10 vardı. Kaç saat uyumuşum ben böyle. Zorla kalktım yataktan, gece nasıl uyuyacağımı düşünerek. Elimi, yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim akşam yemeği için. Ben yardım etmeye geldiğimi düşünürken, sofra çoktan kurulmuş. Tabi bu saate hazırlık mı kalır. Uyku sersemliği işte.
Yemeği yiyip, her akşam ki olağan sohbetimizden sonra odama geçtim. Saat 22.00'du ama benim gözümde bir gram uyku yok. Normalde de bu saatte uyumam ama en azından gözlerim, saatin ilerlediğini hissettirirdi.
Mevsimin yaz olması sebebiyle hava çok güzeldi. Geceleri ayrı bir güzeldi hem de ya da ben geceleri sevdiğimden öyle hissediyorum. Bu düşüncelerle elime kitabımı alıp, balkona çıktım. Işığı açıp geçtim her zaman ki kitap okuma köşeme. Heyecanla kitabımı okurken, karşı apartmanda açılan ışık dağıttı dikkatimi. Refleks olarak birden o tarafa baktım. Sonra yine kalbimdeki o inanılmaz ritim. Evet, Emreydi karşımdaki. O da hava almaya çıkmış belli ki. Ama o beni fark etmedi henüz. Başını kaldırmış gök yüzüne bakıyordu. Ben de gözlerimi Emre'den ayırıp gökyüzüne baktım. Ne kadar çok yıldız vardı bu gece. Birbirini görmeyen gönüller birbirini görsün diye ışıldıyorlar sanki. Ya da benim şairane yönüm ağır bastı yine.
Gözlerimi yıldızlardan alıp Emre'ye çevirdiğimde göz göze geldik birden. Hemen kaçırdım gözlerimi gözlerinden utançla. Utanılacak bir şey yapmıyordum belki ama uzak meselelerdi bunlar benim için. Hiç alışık olmadığım konular. Yanaklarım kızarmıştır hemen kesin. Allah'tan gece ve arada mesafe var.
Bir dakika.. Bir dakika.. Gözlerimi indirdiğimde Emreyle göz göze mi geldik dedim ben. Nasıl yani o da bana mı bakıyordu. Tesadüfen mi, isteyerek mi acaba. Nasıl olursa olsun bana bakıyormuş işte. Yüzümde sıcaklık hissettim yeniden ve kalbimin değişen ritmini.
Yeniden başımı kaldırıp baktığımdaysa yoktu yine yerinde. Allah'ım bu kısacık anlar beni ne hale getiriyor böyle. Birde konuşsa benimle, ne olacak o zaman benim bu aciz kalbim.