Daha ne olduğunu soramadan harry çoktan benim kolumu kavramış yemekhaneden çıkarmıştı.
“ne oluyor?” diye cırladım. Kolumu fazla sıkıyordu ve ben artık o kolu kullanabilecek miyim emin değilim.
“yürümeye devam et” diye söylendi dişlerinin arasından. Gözlerimi devirdim.
“senin sorunun ne ?” cidden sorunlu bir çocuktu eminim ailesi birkaç kez doktora bile götürmüştür. Hem jess’in anlattıkları ilgimi çekiyordu. Bir şey söylemeden koridor boyunca beni sürükledi. Gerçek anlamda sürükledi. O kadar hızlı adımlar atıyordu ki yetişemiyordum ve birkaç kez dengemi kaybedip yere doğru yalpalanmıştım ve o bir kez bile olsun durmamıştı. Koridorda olan üst sınıflardakiler bize tren görmüş öküz gibi bakıyordular ve benim tek yaptığım şey ona bağırıp çağırmaktı. Sonunda durduğunda rahatladığımı göstermek için bir nefes verdim. Bir odanın kapısını açtı ve girmemi işaret etti ‘ en azından centilmen mia olumlu yönlerine bak’ dedi iç sesim. Evet elimi morartan birine centilmen gözüyle bakacaktım. İçeri geçtim. Boş bir sınıftı. Fazlasıyla temiz ve dardı. İçerisi nergis kokuyordu. Biraz sınıfı taradıktan sonra arkamı döndüm. Harry kapıyı kapattı ve üstümüze kilitledi.
“hey! Benim kapalı alan korkum var aç şu kapıyı!” diye bağırdım ve kolunu cimcikleyip kapı kolunu kavradım ama tabiî ki de açamadım. Lanet girsin.
Omzunun üzerinden hala kaşları çatık halde ters ters bana baktı. Ürperdim. Arkasını döndü.
“ umarım bizi buraya kilitlemenin mantıklı bir açıklaması vardır” dedim ve ellerimi göğsümde birleştirdim.
“ beni ormanda gördüğünü kimseye söylemeyeceksin mia” dedi. Çok ciddi konuşuyordu.
“ nedenmiş o?” dedim tek kaşımı havaya kaldırarak. Bana ne yapacağımı söyleyemezdi. Ben babamdan bile emir almazken bu kız kılıklıyı mı dinleyecektim. Hayır.
“ öyle gerekli” dedi kelimelere basa basa. Bir süre birbirimize baktıktan sonra gözlerimi devirdim ve kapıya doğru gittim
“kendine başka oyuncak bul” kapı kolunu kavramamla harry beni duvara doğru sertçe itti. Üstüme doğru yavaş adımlarla gelirken gayet sinirliydi. Ellerini iki yanımda duvara sabitledi ve üstüme doğru eğildi. Burnu anlıma değiyordu. Onun kollarının arasında duvara mıhlanmak kendimi kötü hissetmeme neden oluyordu.
“beni anladığına emin değilim mia” naneli nefesi yüzüme çarptığında Klostrofobi krizim tutumuştu. Nefes alamıyordum. Tek istediğim kendimi buradan dışarı atmak ve havayı içime çekmekti. Ellerimi harry nin göğsüne koydum ve ittirmeye çalıştım. Ama yerinden bile kıpırdamadı. Yeşil gözlerini ellerime indirdiği sırada hızla elimi çektim ne sıkıntıyla nefesimi verdim
“ sen beni dinliyor musun ? kapalı alanda duramıyorum çekil önümden” dedim ve kolunun altından geçmeyi denedim ama geçemedim. Aklımdan bin bir türlü düşünce geçiyordu. Bana tecavüz mü edicek yoksa öldürecek mi ?
Pişkin pişkin sırıttı “ cesur ve güzel. Tam istediğim gibi.” sıcak nefesi tüylerimi diken diken etti. gözlerimi kapattım ve nefes almaya çalıştım.
“iriyarı ve aptal. En gıcık olduklarımdandır çekil. Şimdi”
Boğazım düğümlendi ve tıkandım. Duvarla üstüme üstüme geliyordu. En son duyduğum şey
“mia” diyen korku dolu kalın bir ses.
HARRY’NİN AĞZINDAN”
“mia?” diye bağırdım. Kollarımın üstüne doğru yığılmadan önce onu tutabilmiştim. Takip edemeyeceği kadar hızlı hareket edip yüzünü ellerimin arasına aldım. Bayılmış mıydı? Birbirimize yapışık gibiyken ne yapmam gerektiğinden emin değildim. Tek bir hareketle onu kucağıma aldım ve dirseğimle kapıyı açtım. Mia yüzünü tişörtüme gömmüş bir şekilde mavi gözlerini kapamıştı. Cidden hala bayıldığına inanamıyordum. Kapalı alan korkuları olanlar bayılırmıydılar ki ? boş sınıftan dışarı çıktığımızda tüm koridor gözlerini bize çevirmişti. Haklıydılar da. Ne zamandan beri Harry Styles kucağına bir kızla koridorlarda dolaşıyordu? Bu gidişle muhallebi çocuğu olup çıkıcam. Onu revire hızlı adımlarla götürürken zayn yanıma geldi
“ ne oldu” diye sordu, benden de telaşlıydı ki bu baya tuhaf. Cevap vermedim ve yanından geçip revirin kapısını ayağımla açtım.
“merhaba bay styles sorun ne?” kapıyı ayağımla örttükten sonra miayı sedyeye yatırdım.
“ kapalı alan korkusu olduğunu söyledi sonrada bayıldı” dedim endişeyle. Ona bir şey olursa kendimi suçlardım. Hepsi benim suçumdu yine yapmıştım yapacağımı. Kendime hakim olmayı öğrenmeliyim. Yaşlı kadın mia ile ilgilenirken ordaki tekli koltuğa yerleştim.
2 saat sonra
“Bay Styles birazdan uyanır, artık endişelenmenize gerek yok” dedi yaşlı kadın gülümseyerek. O kadar belli oluyormuydu ?
“ renginiz attı ilaç istemisiniz?” beni bu halde görmesini istemiyorum. Beni böyle korkmuş görmesi hiç iyi olmaz. Ne zamandan beri birinin düşüncelerini önemsiyordum?
“onu buraya Tate adında ki bir çocuğun getirdiğini söyleyin” dedim ve apar topar revirden çıkıp kendimi bahçeye attım. Daha demin ne olmuştu öyle ? Neden ona bir şey olması ihtimali beni bu kadar çok korkutmuştu ki ?
yorumlarınız benim için çok önemli lütfen olumlu olumsuz eksik etmeyin. Umarım beğenirsiniz. :)