Bu sabah annemin çığlığıyla uyandım.Ne olduğunu anlamaya çalışırken her yerimin uyuşmuş olduğunu fark ettim. Gece su içmek için kalkarken uyku sersemliğiyle salondaki kanepeye yatmışım. Artık ne kadar şanslıysam annemde susamış ve beni kanepede görünce hırsız sanmış.Gerçi hangi hırsız " Dur bunlar uyuyordur. Ben de şurada biraz kestireyim" ya da "Ya şimdi onlar uyuyor. E benimde canım çekti valla." der bilmiyorum. Ama anneminde uyku sersemi olduğu kesin. Kafama tavayla vurmadığına şükrediyorum. Ya da polisi gereksiz yere aramadığına...
Annem ve ben bu şoku atlatmaya çalışırken babam mışıl mışıl uyumaya devam ediyordu. Annemse babamın uyanmadığına seviniyordu ve suyunu içtikten sonra kalkıp yerine yatmaya giderken " İyi geceler tatlım. " dedi. Bende uykum kaçtığı için odamda biraz kitap okumaya karar verdim. Ama bir yandan çabucak uykumun gelmesini diliyordum. Çünkü yarın okul vardı ve ben okula gözleri şiş, göz altları mosmor bir şekilde gitmeyi istemem.
Annem kalktığımda kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı. Babamsa bir yandan kahvaltısını yapıyor bir yandan da dün gece gördüğü rüyayı anlatıyordu. Rüyasında annemin tavayı kafama geçirdiğini görmüş. Anlaşılan annemin dünkü çığlığı babamı da etkilemiş.
Kahvaltımı yaptıktan sonra hemen giyindim. Bugün okula daha erken gitmem gerekiyordu. Suna'nın bugün okula gelmeyeceğini düşünüyorum ve eğer okula gelmezse ben nöbetçi olacağım. Bu yüzden evden her zamankinden daha erken çıktım.
Okula vardığımda çok şaşırmıştım çünkü bugün nöbetçi koltuğunda başka biri oturuyordu. Suna bugün okula gelmişti. Hatta nöbetçi olduğumu düşünüp erken gelmeme rağmen benden erken gelmişti. Beni görmezden geliyordu. Onun niye böyle davrandığını anlayamıyordu. Niye birden bire değişmişti. Bende onu görmezden gelmeye karar verdim ve sınıfa çıktım. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Nasıl?... Nasıl değişmişti?... Onu asla affedemeyeceğimi hissettim. Bu yaptıkları artık fazlaydı. Şu son zamanlarda çok değişmişti.