3-Tanrı Dağına

849 36 1
                                    

Birden buralar bulutlandı. Sis gibi, duman gibi, fakat onlardan daha başka, daha güzel bir şey çevreyi sardı. Sonra birdenbire bu dümdüz beyazlığın üzerinde, yerden birisinin kalktığı görüldü. Elinde yerden kaldırılmış, gönderi kurt başlı bir tuğ vardı. Yarasından kanlar akan bu hayalet Kür Şad'dı...

Bir eliyle tuğu yükseltirken, öteki eliyle duman alana bir işaret yaparak <<Kalkın!>> diye haykırdı. Kırk şehit birden kalktılar. Kür Şad eliyle ilerde bir yeri gösterdi. <<Oraya!>> diye gürledi. Gösterdiği yer Tanrı Dağı idi. Tepesinde ataların ruhları dolaşıyordu. Kırk bir şehidin ruhu bir fırtına gibi, bir musiki gibi, bir ışık gibi akarak Tanrı Dağına doğru yürümeye başladılar. Onları orada, başlarında Alp Er Tunga olan atalar kafilesi bekliyordu. Bu kırk bir şehidin çevresini bir anda yüzbinlerce başka, şehitler sardı. Tanrı'nın huzurunda başlayan bu en muhteşem geçit resmi büyük, sonsuz boşluğu sararken birdenbire bir türkü; azametli, ürpertici, Tanrısal bir türkü kainatı titretti:

Delinse yer;çökse gök,yansa,kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan,tipiden,kasırgadan yılmayan;
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli TÜRKLERIZ!

Çinliler korktu bu korku öyle işe yaradı ki tüm Türkleri saldılar. Tüm Türkler tekrar eski yurtlarına döndüler ve bir sancak daha beklediler. Elli yıl boyunca...

41 GöktürklüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin