Okul büyük bir devlet okuluydu. Geniş bahçede kocaman futbol, basketbol, voleybol, tenis sahalarına sahipti. Okul sporla isim yaptığından spor kaynaklarına oldukça önem verilmişti.
Okulun bahçesinde her tarzdan insan vardı. Okul geniş olduğundan çok kalabalıktı. Her yerde insanlar birbirine sarılıyor, birbirleriyle konuşuyor,şakalaşıyorlardı. Kuzenim yanımdan ayrılıp arkadaşalarının olduğu tarafa gitmişti,beni de çağırmıştı ama çevremi kendim elde etmek istediğimden onunla gitmedim. Biraz da panik olmuştum. Kalabalık ve karmaşa beni fazlasıyla germişti. Kendime gelebilmek için okulun içerine girip kızlar tuvaletine kendimi attım. Alafranga yapılı tuvaletin içine girip kapıyı kilitledim. Düzenli ve derin nefesler alarak panik atağımı kontrol altına almaya çalıştım. Garip bir şekilde tuvalet güzel kokuyordu. Acaba günün sonuna kadar güzel kokmaya devam eder miydi?
Ben kendime gelmeye çalışırken çoktan İstiklal Marşı okunmuş,okul müdürü konuşma yapmaya başlamıştı. Tuvaletten çıkıp lavaboya yaslandım. Elimi, yüzümü makyajımı mahvetme pahasına da olsa kendine gelebilmek için her tarafımı ıslata ıslata yıkadım. Kafamı kaldırıp aynaya baktım panda gibi olmuştum. Kafamı sol yanıma çevirince lavabo da yalnız olmadığımı farkettim. Siyah saçlı bir kız tuvaletin köşesinde sigara içiyordu. Sigarasından bir nefes çekip bana baktı.
"İyi misin? "dedi yürek hoplatan sesiyle. Yırtık kotu deri ceketiyle tarz bir kızdı. O an tek düşünebildiğim fazlasıyla taş bir kızın suratına palyaço gibi olmuş bir suratla baktığımdı.
Sesimin çıkmasına güvenemediğimden kafamı sallamakla yetindim. Sigarasını lavobo da da söndürüp çöpe attı.
"Yeni misin?"
" Evet." dedim boğazımı temizleyerek.
"Umut. " deyip elini uzattı
"Şafak. " deyip elini sıktım.
Gözümün içine bakıp gülümsedi.
"Memnun oldum. ""Ben de. "
Elimi bırakıp kapıyı açtı. Kapıyı açmadan önce bana döndü. İşaret parmağını dudağına götürüp sus işareti yaptı.
"Ha bu arada sigara içtiğimi görmedin. " deyip göz kırptı.
"Tamam" dedim. Tam çıkacakken geri döndü;
" Birazdan zil çalacak suratının temizlesen iyi olur. "dedi sırıtarak. Baş selamı verip çıktı.
Arkasından ben de sırıttım. Rahatlamıştım. Farketmeden Umut beni kendime getirmişti. Ben de kağıt havluyla yüzümü kurulayıp makyajımı düzelttim. Tuvaletten çıktığım o sıra zil çaldı. Acele etmem gerekiyordu yoksa ilk günden derse geç kalacaktım. Hızla müdür yardımcısının odasına gittim. Ders programını aldım.
Sınıfım 12/E idi. Son sınıfların derslikleri beşinci kattaydı.En üst kata çıktım, koridorun sonuna ilerleyip kapının önünde durdum. Sınıfa girmeden derin bir nefes alarak cesaretimi toplamaya çalıştım. Nazikçe kapıyı çalıp içeri girdim.
"Girebilir miyim hocam? "
"Gel Şafak değil mi?"
"Evet hocam."
"Hoşgeldin Şafak, ben matematik hocan Emir" dedi gözlüklü, hafif göbekli ama yakışıklı sayılabilecek bir adamdı.
"İstediğin bir sıraya geç."
Orta sıra da 4.sıraya geçip oturdum. Yanımda gözlüklü, zeytin gözlü, kahve saçlı bir oğlan oturuyordu. Bana dönüp elini uzattı.