Bölüm 3

283 27 9
                                    

Jimin, telefonunun melodisiyle gözlerini araladı. Dün gece dosyaları incelerken uyuyakalmış olmalıydı. Yarım kalan kahvesi hala yanıbaşındaydı.

Yavaşça kafasını kaldırdı ve telefonu açtı.

"Alo"

"Merhaba Bay Jimin. Ben polis memuru Kim Taehyung. Sizin aldığınız dava ile ilgileniyorum. Zaten size bu dava ile ilgili bilgi verildi sanıyorum."

"Evet"

"İyi öyleyse. Dün gece bir kadın cesedi bulduk. Size verilen dosyadaki kadın cinayetlerine benzer bir vaka. Belki sizde incelemek istersiniz diye düşünmüştüm."

"Oh tabiki."

"Peki. Olay mahali'nin adresini size mesaj olarak atacağım. İyi günler."

"Teşekkür ederim."

Telefonu kapatıp çalışma masasına bıraktı. Ardından saatine baktı. Saat sabahın yedisiydi. Hadi ama neden bu kadar erken olmak zorunda ?

Jimin sızlanarak ayağa kalktı ve hemen üzerine bir şeyler geçirip koşarak evden çıktı.

Polis memurunun attığı adrese gitti. Olay mahali bayağı kalabalıktı. İki polis arabası, bir ambulans ve şeritin arkasına dizilmiş onlarca insan vardı.

Jimin şeriti kaldırıp cesedin yanına yaklaştı. Bir polis ayağa kalktı ve eğildi.

"Ben Kim Taehyung. Bahsettiğim ceset bu."

Polis memuru eliyle yerdeki kanlı cesedi gösterdi. Jimin cesede yaklaştı ve dizlerinin üzerine çöktü.

"Cesedin göğsü ile karnı arasında birçok kesik var. Ve birkaçı gerçekten derin. Halinden anlaşıldığı üzere cinsel saldırıya da uğramış. Kadının kan kaybından öldüğünü düşünüyoruz."

Jimin elini kesiklerin üzerinde kestirdi. Hala yumuşak ve kanlıydı. Kim bilir ne kadar çok acı çekmişti. Ölmek onun için kurtuluş olmuş olmalıydı.

"Eğer dosyadaki diğer vakaları incelediyseniz buna benzer birçok vaka olduğunu görmüşsünüzdür."

Jimin ayağa kalktı. Ve eline bulaşan kanı temizledi.

"Bay Kim Taehyung lütfen detayları bildirmeye devam edin. Ceset ile ilgili yeni birşeyler bulursanız da beni bilgilendirin lütfen."

"Ah tabiki."

Jimin cesedin bir fotoğrafını çekti, ardından kafasını eğdi ve polis memuru da ona aynı şekilde karşılık verdi.

Dedektif hızla şeridi kaldırdı ve olay mahalinden uzaklaştı.

-

Suga , Namjoon'un verdiği adrese gitti. Evin önünde durdu ve evi süzdü. Hiçte fena bir yer sayılmazdı. Rengi bebek mavisi ve iki katlı şirin bir binaydı. Evin önündeki posta kutusundan anahtarları aldı ve içeri girdi. İçi de dışı gibi şirindi.

Ceketini çıkarıp kapının arkasındaki askıya astı. Hemen sağdaki büyük salona girdi ve kendini kanepeye attı.

Evde yiyecek birşeyler bulmayı umut ederek kalktı ve mutfağa gitti.
Evde sadece ramen vardı. Bir paket çıkardı ve ısınması için kettle'a su koydu.

Tezgahın sonunda bir pencere vardı. Suga oraya yaklaştı ve pencereyi açtı. Pencere ön tarafa bakıyordu. Etrafındaki evlere baktı.
Acaba hangisi dedektifin eviydi?

Sonra bir tıkırtı duydu ve sesin geldiği yöne baktı. Yan evden kahverengi saçlı, orta boylu biri çıktı. Üzerinde kapşonlu siyah bir polar ve altında uzun gri bir eşofman vardı. Elindeki çöpleri çöp kutusuna attı ve Suga'ya baktı.

"Hey"

Elini havaya kaldırıp seslendi ve pencerenin önüne geldi.

"Merhaba"

"Ah merhaba"

"Demek buraya siz taşındınız. O zaman artık komşuyuz demektir."

Karşısındaki tüm samimiyetiyle konuşup Suga'ya gülümsedi ve elini uzattı.

"Ah evet. Yani sanırım öyle."

Suga kendine uzatılan eli tuttu.

"Ben Suga."

"Bende Jimin. Park Jimin."

Ah siktir! Dedektif Park Jimin sensin demek. Buldum seni!

Evet ben yine yeni yeniden kısacık bir bölümle karşınızdayım shsksbskvskshjsl
Ama umarım beğenmişsinizdir <999

Lost MomentsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin