"İstemiyorum! Ben ailemi istiyorum!"
Kadın gözlerini çocukdan kaçırarak devam etti."Sorun çıkartman senin zararına olur küçük bey. Şimdi derhal yatakhaneye git ve bir daha sorun çıkartma anladın mı beni!"
Ufaklık sümüğünü koluna silerek ayağa kalktı.
Buradan nefret ediyordu. O kendi odasında annesinin ona masal anlatışını özlemişti o, o evini özlemişti.
Burnunu çeke çeke yatakhaneye geldiğinde onu bir sürpriz bekliyordu.
Yatağı yerle bir edilmişti. Ailesinden kalan tek oyuncak ayısı ise param parça edilmişti. Yavaş adımlarla param parça olmuş oyuncak ayısının yanına yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü."Hayır..hayır. Bunu yapmış olamazlar. Bay Teddy. Ben ben üzgünüm."
Ayıcığının kopan kafasını kucağına alıp ayağa kalktı. Görüntüsü ağlamaktan bulanıklaşmıştı artık ama hala görebiliyordu karşısına geçmiş ve ona gülen çocukları. Bu kadar kötü olamazlar diye düşündü içinden , elinde olan Teddy'nin kafasına yeniden baktı.
Koluna uzun gelmiş olan kazağıyla gözyaşlarını sildi ve çocukların üzerine yürüdü. Onlardan daha küçük ve güçsüzdü. Tabi ki onlara hiçbir şey yapamayacaktı ama Teddy onun tek arkadaşıydı.
En önde hala ona gülen çocuğun önünde durdu.
"Hey siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz !?"
Çocuk alayla gülmeye devam etti ve ufak olanın güçsüz vücudunu elleriyle itti. Çocuk sert bir şekilde yere düştü.
Yeniden gözleri doldu. Canı yanmıştı. Kafasını kaldırıp çocuğa baktı. Çocuk üzerine doğru gelmeye başlayınca oda geri geri süründü ama bu fazla sürmedi. Ufaklığın vücudu duvarla temas etti. Korkudan Teddy'nin kafasına kafasını gömdü ve bacaklarını karnına çekti.
Ardından bir kapı sesi duydu , bütün kafalar oraya çevrildi. İçeri giren kişi ondan biraz daha büyük ama onun tam tersine güçlü görünen bir çocuktu. Çocuk hızla onun yanına geldi ve umursamaz bir şekilde çocuklara baktı.
"Ne oluyor burada."
Kimse cevap vermeyince kafasını köşedekine çevirdi ve onu zavallı bir şekilde köşeye sıkışmış olarak gördü. Ufaklık utançla Teddy'ye daha da sıkı sarıldı.
Çocuk bakışlarını yeniden çocuklara çevirdi ve üzerlerine yürüdü.
Az önce küçük olanla uğraşan çocuğa bir yumruk attı."Hadi ama gücün sadece o zavallıya mı yetiyor ?"
-----
Kadının çığlıkları Namjoon'un kulaklarını neredeyse sağır etmişti.
Namjoon "yeter" diye bağırdı. Elindeki bıçakla yeniden yatağa bağladığı kıza yaklaştı. Yanına oturdu ve bıçağı kadının göğsü ile karnı arasında gezdirdi. Bıçağın değdiği her noktayı kan takip ediyordu ve bu görüntü Namjoon'un hoşuna gitmişti. Akan kanı parmağına sürdü ve tadına baktı. Kadının artık çıglık atmaktan sesi kısılmıştı. Kadın en sonunda "Bunu bana neden yapıyorsun?" dedi yalvarır bir ses tonuyla. Namjoon bıçağı masaya koyup kadına doğru eğildi."Neden mi yapıyorum?"
Namjoon hafifçe sırıttı.
"Çünkü çok eğlenceli."
Ve Namjoon'un kahkahası boş odada yankılandı.
"Bak güzelim uslu durarsan canını yakmayacağım."
Namjoon yatakta yatan kadına yeniden baktı. Bugün fazlasıyla güzel birini seçmişti.
Kadın ellerindeki kelepçeden kurtulmaya çalışırken Namjoon yavaşca kadının üzerine çıktı."Tepinmeyi bırak ve sadece bana ayak uydur anladın mı beni?" diye fısıldadı kadının kulağına.
Kadının ağzından ufak bir inilti çıktı. Namjoon yeniden kahkaha atarak;
"Çabuk kaptın." diyerek kadının boynunu öpmeye başladı.-
Suga hızla Namjoon'un odasına daldı. Gördüğü görüntü ile miğdesi bulandı. Yine Namjoon bir kızı fena becermiş ve sonra öldürmüştü.
"Hadi ama dostum! Bari işini temiz yap."
Namjoon yere damlamıs olan kanlara ve yatağındaki ölü kıza baktı.
Suga'ya bakıp omuz silkti."Böylesi çok daha eğlenceli."
Ardından kıza eğilip kanlı dudaklarına sert bir öpücük bırakıp dudaklarını yaladı.
"Ah! İğrençsin hyung!"
Suga karnını tutarak kusuyormuş gibi öğürdü.
"Her neyse neden buradasın ?"
"Senin bir kızla yiyişmeni izlemeye" dedi alayla.
Namjoon yanına gelip omzuna yumruk attı."Gel çıkalım bu odadan."
Ardından Namjoon, cansız bedeni odada tek bırakıp kapıyı kapattı.Suga'nın omzuna elini attı ve beraber dışarı çıktılar. Namjoon cebinden sigara paketini çıkardı. Bir tane alıp ağzına koydu ardından yanındakine bir tane uzattı. Suga, sigaraları yaktı ve derince içine çekip pis dumanı dışarı üfledi.
" Hyung! Bana bir görev verdin ama ben bunu nasıl yapacağım. Yani onu tanımıyorum ve yerini bilmiyorum."
"Hiç merak etme dostum. Ben herşeyi ayarladım."
"Peki onu nasıl bulacağım ?"
"Dedektif Park Jimin, buradan sadece yarım saatlik bir mesafede oturuyor."
"Yani ?"
"Dedektifin oturduğu mahallede bir ev satılıkmış. Onu senin için aldım. Gerisi sana kalmış dostum. Bu işi hallet."
Bölüm kısa biliyorum ama olsundu diğer bölümde telafi ederimm ^^
Hadi birazcık yorum atın hskshsk
İyi geceleer <99

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Moments
Fanfiction" İnsanları unutmak kolaydır. Anılar ise her daim seninledir" "Min Yoongi ?" "Min Yoongi ? O da kim ?" "B-bekle hatırlamıyor musun?"