rabia8810 tubahopa
Yardımlarınız olmasaydı, olmazdım. Harikasınız siz.Multimedya da Duru:)
Okumaya başlamadan önce bi önceki bölüme bakın isterseniz. Unutmuş olabilirsiniz ;)
------------------------------------------------------Hayatımdan memnun olmadığımı anladığımda yaşadığımı hissetmiyordum. Güçsüz, hissiz hissediyordum. Zaten bu hala sürüyordu.Böyle giderse sürmeye de devam edecekti.
Bugün pazartesi -_- sendromu bana da vurmuştu anlaşılan.
Zaten annemle babamı yine pişman etmemin üzerinden bir hafta geçmişti. Yani babama bağırıp çağırmamdan sonra. Ama bana çok iyi davranıyorlardı. Üstüme titriyorlardı. Bu bana kötü hissettiriyordu. Ben çocuk değildim. 18 yaşındayım ve bana 10 yaşında gibi hissettiriyorlardı. Onları çok seviyorum. Ama belkide bana iyi davranmaları ya da boşanmak için kararlaştırdıkları o gece...Bilmiyorum gerçi bana yanlış duymuşsun demişlerdi ama hala emin değildim. Bunların sebebinin intihar etmeye kalkışmam olduğunu düşünüyorum. Evet intihar etmeye kalkışmıştım. Ama olmadı yani babam yetişmeseydi. Belki de çoktan ölmüş olurdum....
Dediğim gibi çok mutlu, neşeli bi aileydik biz. Ama her şey benim yüzümden bozuldu. Annemle babam bunu onaylamasa da ben böyle düşünüyorum. Psikolojimin bozuk olduğunu düşünenler bile vardır kim bilir. Ama alakası yok. Ben sadece kötü hissediyorum. Hayattan kopmuş ve arkama bakmadan kaçıp gitmek istiyorum. Ama bunu yapmak için cesaretli olmam gerek çünkü arkamdan bırakacağım birsuru insan var özellikle de annem ve babam. Onlara bunu yapamadığım için gidemedim işte. Böyle de bi kızım işte...
Allahtan pazartesi sendromum uzun sürmedi. Tuğçe bize geldi. Tuğçe kim mi? Benim kardeşim, Can'ım,arkadaşım. Tuğçeyle yediğim içtiğim ayrı gitmez. Tuğçeyle ortaokuldan beri arkadaştım. Şans ki aynı liseye de gidiyorduk. Bu olay hayatımda en sevindiğim anlardan biriydi.
Ve bu sene son sınıftaydık bizi çok önemli bi sınav bekliyordu. Aslında amacım tatilden çalışmaya başlamaktı ama Tuğçe'nin buna izin vermeyeceğini biliyordum. Zaten beni şaşırtmadı.
"Ya saçmalamaz mısın sen ya? Ne demek şimdiden sınava hazırlanıcaz?"
"Bak zaten yapacak bişeyimiz yok tamam mı? Bari ders çalışalım da annemi babamı ve çevremdeki insanları böyle mutlu ediyim iyi bi üniversiteye giderek." Böyle konuşunca Tuğçe'nin yüzünü buruk bi gülümseme kapladı.
"Bak sen iyi ya da kötü ne yaparsan yap ben de ailen de seni sevicez. Şu saçma olayları kafana takmayı bırak lütfen. Ayrıca biliyosun ki geçen hafta gelicektim. Ama maalesef dedikoduya maruz kaldım." böyle söyleyince güldüm "Dedikoduya mı?" diye sordum. "Evet, Canım annem teyzemlere gidelim deyince karşı çıkamadım. Zaten kadın ne zamandır çağırıyor. Zaten Burağı da özledim." Bu söylediklerine gülümsedim o zaten beni güldürmeyi başarabilen sayılı kişilerdendi.
"Ee peki Burak nasıl?" Burak, Tuğçe'nin kuzeniydi. Aynı yaştaydık."Napicak çapkınlık peşinde salak şey. " deyince güldüm.Tuğçeyle böylece akşamı ettik. Bizde kalacağı için mutluydum. Tuğçe yatağa yatar yatmaz küçük bi çığlık atınca ödüm patladı.
"Noluyor bee!" diye ben de ciyaklayınca "Yaa kızım haftaya okul açılıyor." dedi. Gözlerimi devirdim. "Bunun için mi çığlık çığlığa bağırıyosun?"
"Ya neden bağırıcam ya, off tatil nası hemen çabuk bitiyor ya." diyerek yastığa kafasını gömdü.
"Evet bende üzülüyorum. Ama en azından seninki tatlı bi üzüntü. Ben karşılaşmak istemiyorum onunla...." dedim sesim çatallaşmıştı. Tuğçe de "Yaaa yerim ama ben seni" diye yanıma gelip bana sarıldı. Ve ekledi. "Bide şunu sakın unutma ki sen istemediğin sürece o pislik senin yanına yaklaşamaz.". Tuğçe böyle konuşmaya devam ederken uyuyakaldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı Geçmiş
Teen FictionAlışamamak.... Hayatını kötüye götüren bu muydu? Yoksa sadece unutamadığı geçmişi mi?