Michael adlı çocuğun sadece bir kahve alıp fazla uzağımda olmayan bir masaya oturmasını izledim.
Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım ama yine de isminin altında olması gereken sayılar belirmiyordu.
Garson kız masama bir dilim çikolatalı pasta ve büyük bir fincan kahve koyarken bakışlarımı bir anlığına kırmızı saçlı çocuktan ayırıp kıza teşekkür ettim. Başının üzerindeki yazıyı okuduğumda kızın adının Kyano olduğunu gördüm. Ayrıca yaşayacak bir kırk yılı daha vardı. Gülümsedim.
Çatalımı elime alıp pastadan bir parça kopardım. Bakışlarımı tekrardan Michael'a çevirdiğimde çocuğun donuk gözlerle etrafı izlerken kahvesini yudumlamaya devam ettiğini gördüm. Dikkatini çeken bir şey yokmuş gibi gözlerini hızla hareket ettiriyor, her şey ve her yere bakmak istiyormuş gibi görünüyordu.
Bir ara bakışları benimkilerle buluştu. Gözlerini kıstı ve gözlerime daha iyi odaklanmaya çalıştı ama sonradan tekrar etrafa bakmaya devam etti. Gözlerimin neden onun dikkatini çektiğini bilmiyordum. Japonya'da çoğu genç kırmızı lensler takardı, benim tek farkım irislerimin gerçekten de kırmızı olmasıydı.
Michael fincanındaki son yudumu da içtikten sonra parasını ödeyip dışarı çıktığında ben de öyle yaptım. Onunla konuşmalıydım.
Dışarı adım attığımda onun fazla uzakta olmadığını fark ettim. Yanına hızlı adımlarla ilerledikten sonra omzuna dokundum. Bana döndüğünde sesimin olabildiğince normal çıkması için çabalayarak konuştum.
"Hey, selam."
~
Bölümler kısa olacak çünkü 20. bölümde falan bitirmeyi düşünüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shinigami eyes //muke
Short Story"Neden senin ölüm tarihini göremiyorum?" "Çünkü ben sadece nefes alan bir ölüyüm Luke." Ya da, Luke shinigami gözlerine sahiptir ve Michael'ın ruhu çoktan ölmüştür. {Death Note adlı anime serisinden esinlenilmiştir.} {Her kelimesi @mukecarousel'a a...