...layah

390 25 10
                                    

Şu anda çok huzurluyum. Kendimi uykuya teslim etmiş öylece uzanıyorum. İçimde en ufak bi üzüntü veya pişmanlık yok. Sadece huzur ve mutluluk....

İyiki Yusuf ve Hilmi bizi o kampa götürmüş. İyiki Serenay arkadaşlarını toplayıp o eve gitmiş. İyiki ona aşık olmuşum.

Şu an farkettimde hayatım hep iyikilerle dolu. Aman aman, keşkeler benden uzak dursun. Hayatım hep iyikilerle dolsun.

Gözlerimi hafif araladım ve yüzüme vuran güneş yüzünden aniden kapadım ve o anda aklım başıma geldi. Kendi düşüncelerime öyle bi dalmışım ki sabahı ettiğimin farkına bile varmamışım.

Olamaz! Daha hiç uyumadım ki... Saat kaçta gelmiştim ben eve! Hemen elimi yatağın sağ tarafına doğru uzattım, BOŞ! Kimse yok!

Offff. Serenay beni öldürecek.. Uymayacaktım Yusuflara, bekarlığa veda da neymiş. Ben bekar mıyım? Ulan Serkan senin neyine bekarlığa veda partisi yaaa...

Bir dakika, bi ses mi duyuyorum.

"Baba.."

Hayır, hayır, hayır. Uyanmak istemiyorum. Offf... Oğlum git başımdan uyuyucam ben daha ya, hem uyanırsam Serenay beni vuracak diye söylenirken gözlerimi açmadan çocuğu kolumla iter gibi bir hareket yaptım.

"Baba hadi uyan artık. Hilmi amcayla Begüm teyzenin düğününe gidicez. Hadi ama..." ne düğünü bi git oğlum yaaaa...

Dur bi dakika, düğün mü!!!? Olamaz düğün!!

Bu düşünce bütün beynimi kaplarken yataktan nasıl bi hızla kalktığımı bilemedim. Kapının koluna elimi attığımda bi anda gözlerim karardı ve elimi alnıma götürerek biraz bekledim. Bi anda kalktığım için sanırım tansiyonum düşmüştü.

Kendimi toparlar toparlamaz hemen mutfağa geçtim. İçeri girdiğimde aniden bi duraksama yaşadım ve oğlum bi anda durduğum için hızla bacağıma çarptı. Anlık refleksle onu kollarından tuttum, çevik hareketlerle kucağıma alarak ona doğru baktım. Biricik aşkım Serenay'a...

"Günaydın." dedi bana bakmadan kısık bi sesle. Hemen yanına gittim ve yanağına küçük bi öpücük kondurdum.

"Aşkım vedaya gittiğim için bana kızgın değilsin değil mi?" dedim en masum bakışımla. Bana sinirli ve umursamaz bi ifadeyle bakarak "Hayır. Gittiğin için küskün değilim. Sadece 'Fazla geç kalma.' dememe rağmen gece saat 5'te geldiğin için sinirliyim o kadar." dedi ve duraksadı. Hemen savunma yapacaktım ki izin vermeden lafa girdi. "Orada oyalanmayı bırak ve hemen kahvaltıya başla. Bugün çok işimiz var. Ayrıca oğlanın karnını doyurmayıda unutma. Dolapta asılı iki takım elbise var. İşini bitirdikten sonra ikinizide o takımların içinde görmek istiyorum. Benim çıkmam lazım, Begüm'e yardım edicem. Heralde burada işin bitince nereye gitmen gerektiğini biliyorsundur." dedi ve oğluma sevgi dolu bir öpücük kandırarak, beni oğlumla baş başa bırakarak hızla mutfaktan çıktı.

Bi anda postayı yemenin şokuyla arkasından bakakaldım ama hemen kendimi toplayarak oğlumu sandalyeye oturtup "Oğlum burada otur tamam mı? Babanın başı biraz dertte onu halledip hemen geliyorum. Sakın bi yere ayrılma tamam mı? Ayrıca bişeye de dokunma sonra baba temizlemek zorunda kalır. Hadi benim güzel oğlum. Babasının aslanı." dedim son cümleyi vurgulayarak. Beni onaylar gibi kafasını sallayınca hızlı bi şekilde alnından öpüp Serenay'ın peşine koştum.

Onu gördüğüm sırada montunu giymiş kapıya doğru ilerliyordu ki kolundan tutup onu kendime çekerek kollarımın arasına aldım ve sımsıkı sardım.

Böyle yaptığımda her zaman yumuşar ve önceki sinirli halini tatlı bi cadıya bırakır. İşte onu bu yüzden çok seviyorum. Bana hem çok güveniyor, hemde çok seviyor....

Aşk Tatilde Güzel 2; YazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin