Derin'in Hayatı

Sabah

Derin her zamanki gibi sabahın erken saatlerinde kalkmış kahvaltısını yapmak için aşağı annesinin yanına inmişti. Hâlâ uykusu vardı ama hem okula gitmesi gerekiyordu hem de Mehmet'e inat ondan önce okula gidecekti. Sonrasında ise prova yapacaklardı.

Derin kahvaltı yaptıktan sonra ortalığı toparlamış ve sabah kalktığında ise annesinin evde olmadığını anlamıştı. Nereye gidebilirdi ki? Hep işi olamazdı da. Bir yandan kıyafet tercihi yapmaya çalışıyor bir yandan da annesine ulaşmaya çalışırken dış kapının sesini duydu. Üzerine kırmızı çiçekli bir elbise giymiş ayakkabı olarakta siyah renkten yana tercihini kullanmıştı. Hava biraz soğuktu. Bunun içinde kot ceketini giydi. Kapıya doğru gittiğinde annesini gördü. Annesi çalışmaktan çok yorgun gece geç saatlere kadar çalışmasını istemiyordu Derin. Annesine bir bardak su getirdikten sonra annesi gözlerini kapatmıştı. Hemen kanepede uyuya kalmıştı. Annesini öyle görünce bir an okula gitmek istemedi ama mecburdu.

********

Derin Mehmet'ten önce okula gelmiş olması onun için mutluluk kaynağıydı. Ama sonrasında ise bir gülüşmeler duyduğunda kafasını oraya cevirmesiyle büyük şok yaşamıştı. Ece ve Mehmet ne ara samimi olmuşlardı? Ne ara birbirlerini tanimislardi? Çok geçmeden hemen sınıfa doğru yürümeye başladı. Birden Ece'nin Derin diye seslenmesi ile Derin olduğu yerde durdu. Yürümek istiyordu ama arkadaşına ayıp olur diye yürümekten vazgecmisti. Sonra tanışma faslına geçecekti ki zilin çalması üzerine hemen sınıfa gitmeye karar verdiler. Mehmet yine Derin'in yanina oturmuştu. Ders başlamıştı bile ama Derin'nin ders dinleyecek hali yoktu. Aklı annesinde kalmış ve onu düşünmeden edemiyordu.

******

Ders bitmişti. Derin hemen eve gitmek için can atıyordu ama sonrasında aklına prova gelince hevesi kaçmıştı.

Mehmet hadi kalk gidiyoruz

Nereye ya otursana

Ne oturması Necla hoca bizi bekliyor unuttun mu yoksa?

Ne unutması ben de sana soyleyecektimde sen söyledin

Off yalancı hadi kalk

Mehmet tam bir şey diyecekti ki demeden Necla hoca ikisini tartışırken gördü ve tiz sesiyle bağırmaya başladı.

Çocuklar hadi sizi bekliyorum siz burda kavga mı ediyorsunuz?

Ikisi de hocaya karşı çok mahcup olmuşlardı ama ses etmediler. Sonra da provanin olduğu güzel mi güzel olan bir müzik odasına geldiler. Hoca ikisine de şarkı sözleri vermişti. Iki saate kadar prova yaptılar. Birlikte eğlenceli dakikalar geçirirken ikisi şarkı söylerken birden göz göze geldiler. Sanki o anlar büyülü gibiydi. Göz göze gelmeye devam etmişlerdi. Şarkı bittikten sonra hocanın alkış sesiyle ikisi de ilkildi.

Gençler çok güzeldi. Bunun aynısı okulumuzu temsil ederken de yapmanizi istiyorum sizden prova bitti artik gidebilirsiniz.

Ikisi de ayağa kalktı ve eve gitmek için yol aldılar.

*-*-*-*-*-*

Derin eve gittiğinde annesini ağlarken buldu. Annesi Songül Hanıma sarıldı. Sonra neler olduğunu ve neden ağladığını sordum. O ise Melih şehit düşmüş dedi. O sanki kalbim paramparça olmuş yüreğim alevler içinde yanmıştı. Ne yapacağımı ise bilmiyordum...