HavaalanıChan'ın verdiği battaniyeyi eline aldı ve muntazam görünecek şekilde katladı. Kıyafetlerini düzelttikten sonra makyajına baktı, suratına ferahlatıcı spreyinden bir iki fıs sıktı ve inmeye hazırdı.
"Tamam. Bakalım nerelerdesin Lee Chan?"
Uçaktan yavaş adımlarla indi ve etrafında göz gezdirdi. Etrafında birkaç aileden başkası yoktu. Havaalanının içine girdi ve biraz daha arandı.
Chan yoktu.
Hevesi kırılmış şekilde lavaboya ilerledi, bir elinde küçük bavulu, diğerinde chan'ın bir önceki yolculukta bacakları üşümesin diye ona verdiği ufak pike vardı.
Ellerini yıkadı ve biraz deodorant sıktıktan sonra lavabonun kapısındaki aynada kendini inceledi. Ayaklarındaki yüksek tabanlı ayakkabılar onu biraz yormuştu. Dizinin üzerindeki siyah çorabı biraz oynattı, eve ulaşınca bu çorapları direk çıkartacaktı.
Tuvaletin olduğu koridor biraz dardı, ve gece olduğundan dolayı etrafta pek insan yoktu. İçinde ürperti hissetmeye başladığında burdan çıkmaya karar vermişti.
Ta ki bir çift kol onun belini arkadan yavaşça sarana kadar.
Oğlan, muhtemelen küçük çaplı bir travma yaşayan kıza fısıldadı.
"Korkma benim."
Kızın elleri, belini saran kolların üzerinde kısa bir arayıştan sonra oğlanın ellerini bulmuştu.
"Bu kadar sessiz gelmek zorunda değildin Chan."
Çocuk onu dinlemez gibiydi, dayanamayarak boyun hizasına gömdü kafasını, orada biraz soluklandı. Yeniden hayat buluyordu sanki.
"Seni nasıl özlediğimi bilmiyorsun Luna."
Kız gülümsedi ve yavaşça çocuğu ön tarafına aldı. Arkasını da döndü diyebiliriz. Dinozor kafalı Chan'ın kafasını ellerinin arasına aldı ve dudaklarını onunkilere yaklaştırdı.
"Evet biliyorum, aynı benim seni özlediğim gibi."
Bunu söyledikten sonra tereddüt etmeden dudaklarını çocuğunkilere bastırdı.
Chan ise bunu beklermişçesine dudaklarının üzerindeki minik dudakları kendinkilere hapsetti. Sanki hayatındaki en güzel şeyi öpermişçesine ama biraz da açlıktaymış gibi.
Öpücüğü derinleştiren çocuğun dudakları arasından kurtardı kendininkileri, ve çocuğun suratına temas ettirdi suratını, hala ikiside gözlerini açmamıştı. Burnunu burnuna sürttü, alnını çocuğun alnına dayadı. Elleri hala Chan'ın boynundaydı.
Chan ise yerinden son derece memnundu, ona kalsa hayatının sonuna kadar bu ince beli tutardı.
O an aklında ne varsa döküldü çocuğun dudaklarından,
"Luna ben seninle yazışmak istemiyorum, ben seni her an yanımda istiyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/44750336-288-k202736.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dinosaur online! }} dino ✔️
Historia Cortaisminden çok seninle ilgileniyorum aslına bakarsan. 》lunanoona vay anasını. 》leechanpledis [lehndah]