Sabahın köründe hepimizi kaldırdılar. Dün otelde vakit geçirmiştik. Bugün denize gidecekmişiz. Annem denize bayılır. Yine onun sözü üstün geldi tabi ki. Ve erkenden kahvaltı yapıp yola çıktık.
Biz gençler olarak Uzay'ın arabasında gittik. Ama yol boyunca kimse tek kelime etmedi. Sessizliği bozan radyodan yayılan müzikti.
Zaten yolda uzun değildi. 5 dakika bile olmadan sahile gelmiştik.
Arabadan eşyalarımı alıp şezlongların olduğu yer doğru yürümeye başladım.
"Neden bu kadar sessizsin?"
Arkamı döndüğümde Uzay'ın bana gülümseyerek baktığını gördüm.
"Uykusuzluktan." Diyerek geçiştirdim. Aslında yalan da sayılmazdı. Gece geç yattığımız için uykusuzdum.
"Birazdan uykun açılır senin."
Göz kırpıp hızlı adımlarla uzaklaştı. Ne demekti şimdi bu? Kesinlikle çok dengesiz bir çocuktu.
Bizimkiler şezlongları kiralayıp hemen yerleştiler. Ben ise onlardan en uzaktaki yere yerleştim. Berfin'de yanıma geldi. Annemler o sırada içecek bir şeyler söylüyorlardı. Ben meyve kokteyli istedim, Berfin ise kola istedi.
Biz Berfin ile sohbete dalmıştık ki Uzay içeceklerimizi getirdi ve o da benim diğer yanıma oturdu.
"Eee. Ne konuşuyorsunuz bakalım?" diye lafa atıldı.
"Hiiç. Erkek meseleleri." Dedi Berfin hemen. Şaşkın bir biçimde ona baktım. Bakışlarımdan hemen anlamıştı ve kıvırmaya çalıştı.
"Aslında benim erkek meselem. Sen biliyorsun işte."
"O zaman ben almayayım. Hiç ilgi çekici değil."
"Senin ilgi çekici konun ne? Söyle onu konuşalım istersen beyefendi. Hem sen niye geldin ki? Biz mi çağırdık?" dedim iğneleyici bir biçimde. Neden dedim onu da bilmiyordum.
"Ben sizinle vakit geçirmek için geldim."
Bu cümle beni şaşkına çevirdi. Arkadaşıyla vakit geçirmek yerine bizimle denizdeydi. Ben hâlâ tribindeydim ki. Diyecek bir şeyim yoktu. İçeceğimden bir yudum alıp etrafı izlemeye başladım.
Herkes denize giriyor, eğleniyordu. Biz de buraya eğlenmeye gelmiştik. Ama nedense ben halimden hiç memnun değildim. Oflaya puflaya etrafı izlemeyedevam ediyordum.
"Hadi denize girelim." Diye bağırdı Berfin. Uzay da onunla aynı fikirdeydi.
"Yok ya siz girin. Ben gelmeyeceğim." Dedim.
"Saçmalama! Ya hadi çok eğleniriz. Uzayla denize girmek acayip eğlenceli!"
Berfin'in daha fazla ısrarlarına dayanamayarak ayağa kalktım. Ve onların peşine takılarak denize doğru yürümeye başladım.
Uzayın elinde voleybol topu vardı. Topu denize doğru attı ve koşarak denize girdi. Berfinle biz ise; "Off soğuk!", "Çok soğuk!", "Dondum!" diye sızlana sızlana iki adım ileri bir adım geri yavaş yavaş girmeye çalışıyorduk.
Uzay iki dakika içinde gözden kaybolmuştu. Biz ise belimize kadar girebilmiştik suya. Yavaş yavaş ilerliyorduk. Ben bir yandan da etrafa bakıp Uzay'ı bulmaya çalışıyordum. Ama hiçbir yerde yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök Gürültülü Gökyüzüm
RomanceTarih: 15.07.2013 Saat: 19:19 Bu hikaye bir insanın hayatının tamamen ama tamamen nasıl değişebileceğinin bir kanıtı. Tabi ki bu sayılarda...