YOLO 1. Bölüm

253 16 6
                                    

1. Bölüm

Yeni hayatımın ilk gününe parlak bir havayla başladım. 1 yıldır ilk defa mutlu olduğumu hissediyordum çünkü burada beni her gördüğünde " Bak yine o sürtük geldi.", " Acaba bu sefer kimin yatağından gelmiştir?" gibi şeyler söyleyecek kişiler yoktu.  Evet, bir hata yaptım belki ama kendimde değildim. Hayatımda ilk defa hiçbir şeye kafa yormadan, kardeşimin ne yaptığını düşünmeden bir gün geçirmek istemiştim o kadar.

  16. doğumgünümün akşamı bir bara gitmiştik. Yanımda 1 yıldır birlikte olduğum ve kendimden bile çok güvendiğim, her koşulda yanımda olup bana destek olan sevgilim Collin vardı. Bu yüzden ilk defa alkol almama rağmen biraz abartmıştım. Sonuç olarak Collin'in beni sapasağlam evime götüreceğini bildiğim için kafam rahattı. Fakat ertesi gün bunun ne kadar berbat bir fikir olduğunu anlamıştım. Uyandığımda Collin'in odasında tek başıma ve çıplak olarak yatıyordum. İşte o an benim hayatımın kabusa döndüğü andı. Ben uyanmadan önce Collin'in en yakın arkadaşı Vincent aramış ve benim boşboğaz eski sevgilim de olanları hemen anlatmış. Zaten yaşadığım yer çok büyük bir yer olmadığı için dedikodu hemen yayıldı ve neredeyse 1 yılımın içine ettiler. Herkes beni iyilik meleği, saf, masum kız olarak bildiğinden bu olayın unutulmasının uzun süreceğini biliyordum ama 1 yıl sürünce artık sabrım kalmamıştı ve bende kardeşimi alıp buraya taşındım. Kimsenin hakkımda hiçbir şey bilmediği bu yerde olmanın verdiği huzurla hazırlanmaya başladım. 

  Askılı, beyaz günlük elbisemin üzerine kot ceketimi giydim. Buğday tenli olduğum için beyazın bana yakıştığını söylerlerdi. Kumral saçlarımı salaş bir topuz yapıp yeşil gözlerime siyah kalem çektikten sonra hazırdım. Normalde kendime bu kadar özen göstermem ama burada kimsenin beni küçük görmesini istemiyordum. Zaten okullar açılalı 3 gün olmuştu ve ben taşınma işleri yüzünden anca gidebilecektim bu da demek oluyor ki ne olursa olsun dikkat çekmemem imkansızdı en azından "Yeni gelen çirkin kızı gördünüz mü" gibi şeyler duymak istemiyordum.

  Aşağı indiğimde kardeşim Amber'ın benden önce hazırlandığını hatta ikimize de mısır gevreği koyduğunu gördüm. Hemen onu yanağından öpüp yanına oturdum ve kahvaltıma başladım. Ne zaman gergin olsam çok hızlı yerdim bu yüzden kocaman kaseyi iki dakikada silip süpürdüm. Amber da yemeğini bitirdikten sonra okullarımız eve yakın olduğundan yürümeye başladık. Her ne kadar istemese de önce kardeşimi okuluna bıraktım sonra kendi okuluma gittim. Okula yaklaştığımda kapının önündeki lüks arabaya yaslanmış olan çocuğu daha önce gördüğüme yemin edebilirdim. İnanılmaz şekilde tanıdık geliyordu. Çocuk da beni tanımış olacak ki beni gördükten sonra ilgisi konuştuğu çocuktan bana kaymıştı. Ve o anda onun kim olduğunu hatırladım. Calton. Hayatımı mahveden Collin'in çocukluk arkadaşı! Önceden birkaç kere bizim oraya gelmiş, bende Collin'in kız arkadaşı olduğum için birlikte takılmıştık. Başkalarının yanındayken soğuk olsa da bizimleyken hep eğlenceli, sempatik biriydi. Tam gidip selam versem mi diye düşünürken az önce konuştuğu çocuk arkasını döndü ve artık gidip selam vermem olası bile değildi.

*****

  Jenna 1 yıldır benim yüzümden acı çekiyordu. Keşke doğumgününde o kadar içmeseydim, onunla birlikte olmasaydım diye düşünmediğim tek bir saniye bile yok. Binlerce kez özür dilemeye, olanları anlatmaya çalıştım ama tabi ki beni dinlemedi. Haksız olduğunu da söyleyemem, sonuçta yaşadığı her şeyi benim yüzümden yaşadı. Ama hiçbir zaman umudumu kaybetmemiştim. Belki bir gün beni anlar, orada olanları isteyerek yapmadığımın, ona hala aşık olduğumun farkına varır diye düşündüm. Tabi umutlarım Jenna taşınana kadar sürdü. Nereye gittiğini bile kimseye söylememişti. Zaten kendimi suçluyordum üstüne benim yüzümden taşınınca kendimden iyice nefret etmeye başladım. O gittikten sonraki 2 gün tam anlamıyla kabus gibiydi. Artık biraz kafamı toplamam gerektiğinin farkındaydım bu yüzden akşam akşam yola çıktım. Colton'ın yanına gidiyordum. Ne zaman moralim bozuk olsa bana iyi gelen tek kişiydi. Jenna'yı kaybettiğim zaman da kafayı yemememin tek sebebi. Şehre vardığımda saat sabah 8.30du. Belki evden çıkmıştır diye Colton'ı aradım ve okula gittiğini öğrendim. Ben de oraya varınca kapının önünde beni beklediğini gördüm. Hemen arabayı dudurup yanına gittim. Kardeşime sarıldığımda sanki acılarımı daha az hissediyordum. Sarılmamız bittiğinde bana bir baktı ve sanki içimi okumuş gibi konuşmaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YOLO (You Only Live Once)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin