Hadi uyan artık diye söylenen annemin sesiyle yataktan fırladım. Hemen hazırlandım. İlk gün olmasına karşın çok abartılı olmak istemiyordum. Zaten güzel bir fiziğim ve yüzüm vardı. Üzerime beyaz kolsuz gömleğimi giymeye karar verdim. Altıma da bej kenarları siyah çizgilerden oluşan pantolonumu giydim. Siyah ayakkabı ve siyah çantamı alıp, güneş gözlüğümü de takınca hazırdım. Saçımı arkadan at kuyruğu yapıp hafif bir makyajdan sonra hazırlanmamı tamamlamış oldum. Yeni Okul'umun ilk günü. Neden İstanbul'a taşındık ki? Ben eski arkadaşlarımla, eski okulumda mutluydum. Şimdi de buranın zengin züppeleriyle uğraşmak zorundayım. İçim de bir huzursuzluk var. Gitmek istemiyordum ama gitmek zorundayım. Yeterince zenginiz fakat ben kendimi öyle hissetmiyorum. Yani para benim için pek önemli değil bu devirde. Çünkü çevremdekilerin param için yanımda olmalarını istemiyorum. Neyse artık bu düşüncelerimden sıyrılıp kahvaltıya insem çok iyi olacak yoksa annem terlikle kapıma dayanacak. Aah bilirsiniz, kaç yaşında olursak olalım terlik asla değişmez bir nimet annelerimize göre. Kahvaltıya indim fakat sabahları pek bir şey yiyemediğim için hemen kalktım. Ayna da son kez kendime baktıktan sonra evden çıktım. Allahım bu nasıl bir utangaçlıktır! Arabama bindiğim gibi Okul'un yolunu tuttum fakat ııh olmuyor, gidemiyorum. Çünkü çok utanıyorum. Daha sonra geç kalacağımı düşünerek kendine gel Açelya dedim ve Okul'un otoparkına arabamı park ettim. İçeri girmemle birlikte tüm gözler bana çevrildi. Tanrım çok utanç verici bir duygu bu! Ben ise hiçbir tarafa bakmadan doğruca müdüremizin odasına doğru yol aldım. Okulumuz özel Okul olduğu için herkes çok havalı ve kendini beğenmiş. Aah ben size söylemiştim. Uğraşmam gereken çok insan olacak burada. Neyse müdüremizden sınıfımı öğrenip oraya doğru yol aldım. Ben gittiğimde ders başlamıştı. Yeni öğrenci olduğum için bir şey olmaz diyerek kapıyı çalıp içeri girdim. İçeri girmemle yine tüm gözler benim üzerimde tabi! Öğretmenimiz hemen benim yeni öğrenci olduğumu söyledi ve ben de kendimi tanıtıp boş bir sıraya oturdum. Tanrım herkes hala bana bakıyor ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. İlk dersi boş şeylerle uğraşarak atlattım. Sınıfımız maşallah taş kız ve erkek topluluğu. Sanırım en iyi sınıfa düştüm. Ağzım açık kaldı. Ta ki en arkada oturan o umursamaz tipli çocuğu görünce. Allahım yok böyle bir yakışıklılık. Saçları, gözler, gamzeleri, kasları aah kendine gel Açelya ilk günden ne yapıyorsun böyle diyerek önüme döndüm ve zilin çalmasını bekledim. Zil çaldı ve bir kaç kişiyle tanıştım. Hepsi çok iyiler fakat benim aklım o çocukta. Ama nasıl bir görgüsüzse hiç kimse umrunda değil çocuğun. Bi sınıfmıza yeni öğrenci gelmiş tanışayım dersin ama nerde! neyse ilk günden de benim onun yanına gitmem yanlış olur düşüncesiyle sınıftan çıktım. Kantine gidip boş bir yere oturdum. Yanıma çok tatlı bir kız geldi ve oturdu.Kendimizi tanıttıktan sonra biraz sohbet edip sınıfa çıktık. Artık onunla oturuyorum çünkü şuanlık tek arkadaşım diyebileceğim kişi o. Ders başladı. Matematik olduğu için pek dinleyemedim ve hayal kurmaya başladım. Ta ki sıramıza gelen küçük kağıt parçasına kadar...
